Savaş mı translate French
7,243 parallel translation
Savaş mı?
La guerre?
Ona savaş mı diyorsun?
Tu appelles ça la guerre?
Sanırım bu hangi savaş olduğuna bağlı.
Ça dépend desquelles.
Evet ama çoğunlukla ormanda bulduğum sütyenin kontrolü için Transformers ve ThunderCats arasındaki mücadelenin savaş alanı olarak kullandım.
Oui, mais je l'utilisais comme champ de bataille pendant la guerre entre les Transformers et les Cosmocats pour le contrôle du soutif que j'avais trouvé dans les bois.
- Savaş olacak mı?
Il va y avoir une bataille?
- Westeros'ta savaş başlarsa Vadi Şövalyeleri kralları için savaşacak mı?
Si la guerre éclate à Westeros, les soldats du Vale se battront-ils pour leur roi?
Gerekirse savaş çıkaracağım.
Je commencerai une guerre s'il le faut
Dünyayı son görüşümde bir sürü çirkin, solgun yüzlü İngiliz olduğunu düşünüyorum da tek pişmanlığım size karşı savaşıp ülkeme hizmet eden bir vatansever olmak yerine hayatımı sıradan bir hırsız olarak boşa harcamış olmamdır.
Penser que ma dernière vision de ce monde sera une bande d'Anglais avec une sale gueule et un teint blafard. Mon seul regret c'est d'avoir gâché ma vie comme un vulgaire voleur, plutôt qu'un patriote servant son pays et de vous combattre beaucoup.
Umalım ki o gün gelmeden savaş alanında ölmüş olurum.
J'espère mourir au combat avant que ce jour n'arrive.
Atlantis savaş planlarını uygulamaya başlayalım diyorum.
Je dis qu'il faut desceller les plans de guerre atlantes.
Sırf babanın hatırasını onurlandırmak adına savaş çanları çalmamı mı?
Que je fasse battre les tambours de guerre à la mémoire de ton père?
İkiniz de Fransa'da savaşırken bacağını kaybettiğini Jamie anlatmıştı.
Jamie m'a dit que vous l'avez perdue quand vous vous battiez en France.
Savaş zırhımı giyip geleceğim.
Je viendrai en armure.
- Hayatın boyunca savaş adamı olmak istemezsin sanırım.
Si vous ne voulez pas être un péon pour toujours. Non.
Adalet bakanlığı bununla özel olarak ilgilenmiyor ve buradaki Dudley Bay Doğru'nun sivil bir savaş başlatmak istediğine mi inanayım?
Vous savez, le département de la Justice n'a pas statué sur les États individuels pour ce problème, et je suis censé croire que ce Dudley Do-Right ici présent va être le gars qui va déclencher une guerre civile?
Savaşın hüzünlü zamansızlığını hatırladım.
Je me souvenais de l'intemporelle tristesse de la guerre.
Yoksa sadece görünürde bir kâr marjı olduğunda mı savaş olur?
Ou est-ce seulement quand il y a du profit?
Düşman takımlarda olabiliriz ama bundan önce ben de bir kadınım ve bu savaşı tüm kadınların adına verdiğine inanıyorum. Hadi başlayalım.
On est peut être ennemi mortel de chorale mais je suis une femme avant tout ça, et je pense que tu te bats dans ce combat pour toutes les filles, alors, commençons.
# Dolaştırmak yok kelimeleri Savaşırım inançlarım için #
♪ Ain't no equivocating ♪ ♪ I fight for what I believe ♪
Görkemli 2. Dünya Savaşı günlerinin devamı mı var?
La suite de la Deuxième Guerre Mondiale tes jours glorieux?
Tanıdığım Athos haksızlıklara karşı savaşırdı.
Le Athos que je connais se bat toujours contre l'injustice.
- Bu benim savaşım değil.
- Ce n'est pas mon combat.
Bu benim savaşım değil sonuçta. "
"Ce n'est pas mon combat".
Bu küçük savaş arabasında Gallagher adına devletten gelen bir hediye var mı acaba?
Tu n'aurais pas un petit cadeau du gouvernement pour un certain Gallagher dans ton petit chariot?
Savaş mı çıktı?
C'est la guerre?
6 ay bir savaş gemisinde sıkışıp kaldım.
Six mois coincé dans un cage dans un vaisseau de combat.
Yarın savaşımızı planlayacağız.
Demain nous organisons notre guerre.
Evet. Ne savaşı bu, zavallılar savaşı mı?
Quelle guerre c'est, la guerre des pauvres?
Belki saçımı bizzat bu savaş ağarttı ama son yedi senedir yaşananlara şöyle bir bakıyorum da kıçıkırık konutlandırma daireleri için ne çok çaba harcıyoruz.
Ou c'est la lutte qui me paraît dépassée. Quand je vois l'évolution du dossier depuis sept ans et ce qu'on doit endurer pour quelques logements...
Stark'ı savaş zamanında tanırdım.
J'ai connu Howard Stark pendant la guerre.
Yanımızda bir savaş kahramanı varmış!
Nous avons un héros de guerre ici!
- İnsanlar yine savaşıyorlar mı?
Des gens se battent à nouveau?
Şimdi ortak bir amacımız var ama bir gün bu savaş bitecek.
Pour l'instant, nous avons un but commun, mais un jour, cette guerre se terminera.
- Bu savaşı kaçırmayacağım.
Je ne manquerai pas ce combat.
Savaş kumandanları, bugün halkımızı geri alacağımız gündür.
Chefs de guerre, aujourd'hui, nous récupérons notre peuple.
Bu savaşı kazanabilmek için, Bellamy'yi kurtarmak için yaptım.
Je l'ai fait pour sauver Bellamy, Pour qu'on puisse gagner cette guerre.
Hayatımızda kazandığımız her şey için savaşmamız gerekti. Ve bu da yeni bir savaşın başı.
On s'est battu pour chaque chose qu'on a gagné dans nos vies, c'est simplement le départ d'une nouvelle bataille.
Şu ünlü Philly sokak sanatçısının grafiti çizdiği travma sonrası stres bozukluğu yaşayan Irak Savaşı veterineri Amerikan Elçiliği tarafından serbest bırakılmış onun sevdiği Hip-Hop onun hayatını kurtarır mı?
Le vétéran d'Irak qui a été renvoyé pour avoir couvert l'ambassade Américaine avec le graffiti qui l'a rendu l'artiste le plus célèbre de Philly street, quand il est rentré chez lui estropié avec un stress post-traumatique, c'est seulement son amour pour le hip-hop qui peut sauver sa vie?
Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarının üst düzey görevlileriyle istişarede bulunan Truman, Güney Kore'ye meclisten bir savaş beyanı olmadan, sınırsız askerî yardım teklif etti.
Truman a proposé une aide militaire illimitée à la Corée du Sud sans consultation du Congrès pour déclaration de guerre.
Ama yanlış anlaşılmasın bizim olana sahip çıkmak için kanımızın son damlasına kadar savaşırız.
Mais ne vous méprenez pas. Nous nous battrons jusqu'au bout pour garder ce qui est à nous.
Orada yaptığımız şey, savaş...
Ce qu'on a fait là-bas, la guerre...
Gerçek savaş bu anasını satayım.
C'est une vraie guerre.
İkinci olarak, bunun çocuklarımı veya torunlarımı etkilemeyeceğine dair teminat istiyorum. Bu benim seçimim, benim savaşımdır.
Ensuite, je veux être sûre qu'aucun de mes enfants ni petits-enfants ne subissent de conséquences.
Burada tek nedeni ı'm barışı teşvik etmektir, Eve savaş ağaları iç savaşı başlatmaya hazırız iken.
Je suis seulement ici pour promouvoir la paix, pendant que les seigneurs de la guerre sont prêts à commencer une guerre civile.
Şu hâlimize bak. Hayatımızın sıradaki savaşına hazırlanırken herkesin yapabildiği tek şey Klaus'un sonraki hamlesinin ne olduğunu düşünmek.
Au lieu de ça, nous sommes là à nous préparer pour le combat de nos vies et tout ce dont le monde peut s'inquièter est son prochain coup
Bu bizim savaşımız değil.
Ce n'est pas notre guerre...
Bu, bizim savaşımız değil.
Ce n'est pas notre combat.
Aynı amaç uğruna savaşıyoruz. Gerçekte olduğumuz canavarı göremeyen hayatımıdaki tek kişinin hayatlarını kurtarmak için savaşıyoruz.
On se bat pour la même chose, pour sauver les vies des seuls qui ne nous voient pas comme les monstres que nous sommes réellement.
Jackson bizim tarafımızda ve kızımız için savaşıyor.
Il est de notre coté, et il se bat pour notre fille.
Savaş için gerçekten hazırlık yaptın mı?
Êtes-vous vraiment préparés pour la guerre?
Yeni savaş için gerekli zırhları kuşanırken öncelikle kendi yaralarımızı sarmalıyız.
Alors qu'on s'équipe de l'armure nécessaire pour ce nouveau combat... On doit d'abord soigner nos blessures, en commençant par la plus profonde.