English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Selection

Selection translate French

935 parallel translation
Şimdi geçmişe gidiyoruz, Hoboken Zephyrs hala ulusal ligdeyken ve bu anıt mezarın - tanrı şahittir - stat olduğu zamanlara.
Remontons le temps. APRES-MIDI DE SELECTION L'équipe faisait alors partie de la ligue nationale. L'équipe faisait alors partie de la ligue nationale.
Bir set evlilik yüzüğü görmek istiyorum. Ve nişan yüzüğü elmas olsun. 2 karattan az, 4 karattan çok olmasın.
Je veux voir une selection d'alliances... et de bagues de fiançailles... de 2 carats au moins, pas plus que trois.
Tahmin edebileceğin gibi, bu iş yüksek önem derecesinde... ve de biz şahsen bu görüşme hakkında şey hissetmemeni... oh, nasıl anlatsam... bazen itiraflarımız sıkı bir şekilde perdeleniyor.
C'est un travail de haute-confiance, comme vous pouvez l'imaginer... et nous pensons que vous ne correspondez pas à... oh, comment pourrais-je dire... nos critères rigoureux de selection.
Doğal seçilim ile gerçekleşen evrim teorisi, 1850'lerde,... özgür ruhlu iki adam tarafından ileri sürüldü.
La théorie de l ´ évolution par la selection naturelle a été proposé dans les années 1850 indépendamment par deux hommes.
WALLACE : " Doğal seleksiyon ancak, maymundan sadece bir adım daha öndeki,... şişirilmiş, vahşi bir insanı ortaya çıkarabilirdi,... ki bu, bir filozoftan bir adım daha aşağıda bir yerde bulunurdu.
La selection naturelle pourrait seulement avoir donner l'homme sauvage avec un cerveau de quelques degrés supérieurs à celui d'un singe, tandis qu'il possède réellement un cerveau très peu inférieur à celui d'un philosophe.
Doğal seleksiyonla evrim teorisi,... kesinlikle 19. yüzyılın en önemli bilimsel gelişmesiydi.
La théorie de l'évolution par la selection naturelle était certainement simplement l'innovation scientifique la plus importante du 19ème siècle.
- Amity Lİsesine müzik grubuna teşekkürler.
Merci à l'orchestre du ycee d'Amity pour cette superbe selection.
SOKAK ÇOCUKLARINI SEÇECEK VE DAĞITACAKTIR
de sélection et choix des enfants des rues
Beni milli takıma layık gören bir yazı gösterecektim.
J'allais montrer un article qui dit que je méritais ma sélection.
Secme komitesinde ne yazïk ki kadïn yok. Yïlïn amirali secilirdin.
S'il y avait des femmes au conseil de sélection... vous seriez amiral en moins d'un an.
Bu kişiler özenle seçildiler çünkü... her biri farklı kesimlerden Amerikan kadını temsil ediyor... zira burada yalnız bir kadın değil, bütün kadınlar itham ediliyor.
La sélection a été rigoureuse. Chacune représente un aspect de la femme. On juge ici toutes les femmes et non une seule!
1959 SANAT FESTİVALİ RESMİ YARIŞMA FİLMİ
SÉLECTION OFFICIELLE FESTIVAL DES ARTS 1959
Fakat hâlâ, burada da, elenme kâbusu var.
Mais il y a le cauchemar de la sélection.
İyi yiyiyorum, iyi uyuyorum. Çalışmak yok, elenmek yok.
Je mange bien, je dors bien, et plus de sélection.
Adamlarıma, tütün yerine geçecek tuhaf şeylerin seçimi sırasında biraz eğlenmeleri için izin verdim.
J'ai permis à mes employés de s'amuser un peu à la sélection de substituts de tabac bien étranges.
Kulağınızın pasını gidermek için elimizde güzel bir şarkı demeti var.
Maintenant, nous vous offrons une belle sélection musicale pour votre plaisir.
Humus Brittanicus'dan bir bölüm mü?
Une sélection d'homos brittanicus.
Ana motorlar tam gaz.
Sélection alimentation minimale.
Robotlaşma geçidi 30.barakada. Tamam.
Revue pour la sélection de robotisation à la cabane 30. Fin.
Hayır, seçime gelecekler.
Non... ils... doivent... venir... pour la... sélection.
Çok dikkatsizsin, bunun yanlış seçim olduğunu unutma.
Tu es un inconscient! Souviens-toi que la sélection est rude.
Basit bir düşünce seçimi meselesi.
Une simple affaire de sélection mentale.
General Dominguez, seçenekleri görmek istediği için gurur duyduğumu söylemek isterim.
Le général Dominguez a demandé à voir une sélection.
Kitaplarınızı ilginç olanlardan seçmişsiniz gibi görünüyor.
Vous avez une sélection intéressante.
Bu gezegenden sistematik bir şekilde alınıp başka bir gezegene götürülen ve seçici döllenme ve atomik ameliyatlar vesaire ile evrilen maymunlar.
Des hommes-singes seraient capturés sur Terre, envoyés sur une autre planète... Et altérés. Grâce à la sélection, la chirurgie atomique, que sais-je encore!
Seçimi reddetmeye izin verilemez.
Il est interdit de refuser la sélection.
Kitap seçimi var, plak kütüphanesi var, sanat galerisi var.
Je veux dire qu'il y a la sélection des livres, le référencement, et la galerie d'art.
M-4'le gidip daha çok ryetalyn toplayıp kendim bakacağım.
Je vais accompagner M-4 et faire la sélection moi-même.
Ben Leslie Ames. Test Seçim Komitesi başkanıyım.
Leslie Ames, président du Comité de sélection des épreuves.
Dövüş Sanatları Yarışması için Shang Wu Dövüş Sanatları Okulu listesi.
Tournoi de sélection pour la compétition
Bu akşam sizler için birinci sınıf bir seçim yaptık.
Nous avons une formidable sélection.
Belki de bizim seçebileceğimiz bir iş?
Présente-nous une sélection, on choisira.
Belki de, bu adadaki çocuklar bir içgüdü neticesinde ya da evrimsel bir gelişim nedeniyle, şey yapmaya başlamışlardır...
Les enfants de l'île, que ce soit l'instinct ou la sélection naturelle, ont commencé à...
Ben aşçının oğlunu masamda oturtmayarak, dünyadaki en iyi şeyleri koruyorum, doğal seçilimin tarihi sürecine katılıyorum.
En refusant d'asseoir à ma table un fils de harengère je sauvegarde ce que la Terre porte de meilleur, je participe, en quelque sorte, à la sélection naturelle de la société.
Radyasyon, kontrollü üreme.
Des radiations. De la sélection artificielle.
O dönemdeki yapıda bir tür doğal seleksiyon hakimdi.
Autrefois, il existait une sélection naturelle parmi les planètes.
Ama bunları denize geriye atarak, doğanın işleyişindeki seçimi belirlediler.
En les rejetant à la mer... ils mirent en place un processus de sélection.
Seçime dışarıdan müdahale edilmişti.
La sélection est imposée de l'extérieur.
Bu olaya yapay seçim denir.
Ce processus s'appelle la sélection artificielle.
Bir at, inek, pirinç tanesi ya da için Heike yengeci için düşünebileceğimiz yapay seçimin özünde, pekçok karakterin nesillere aktarılması yatar.
Le principe de la sélection artificielle, pour une vache... un grain de riz ou le crabe Heike, est le suivant : de nombreux traits sont héréditaires.
Eğer yapay seçim bu gibi değişiklikleri, sadece birkaç bin yılda yapabiliyor ise, doğal seçim acaba milyarlarca yılda neler yapabilir?
Si la sélection artificielle exerce de tels changements... en quelques milliers d'années... de quoi la sélection naturelle... en marche depuis des milliards d'années, est-elle capable?
Evrimin mekanizmasının doğal seçim olduğunu,
L'évolution se fait par la sélection naturelle, comme l'ont découvert...
İlk başlarda pekçok kişi evrimin doğal seçimle yürümesi düşüncesine karşı çıktı.
Nombre de gens étaient scandalisés par l'idée d'une sélection naturelle.
Hayat müziğini doğal seçim çok uzun sürelerde yavaşça güzelleştirir.
la sélection naturelle, qui embellit la musique de la vie... depuis la nuit des temps.
Çoğalma, mutasyon ve doğal seçimle bu moleküller evrimleştiler.
Reproduction, mutation et sélection naturelle... permirent l'évolution des molécules vivantes.
Bazen evrimi dallanıp budaklanan bir ağaç gibi inceleyip, bu dallardan bazılarının doğal seçimle yokolduklarını söyleriz.
On représente l'évolution sous la forme de branches partant... d'un tronc commun... et dont chacune serait taillée par la sélection naturelle.
Analiz ve tartışma ile eleniyorlar.
C'est par l'analyse que se fait leur sélection.
Mutasyon ve doğal seleksiyon rastgele süreçlerdir.
La sélection naturelle est un processus aléatoire.
Doğal seleksiyon devam etti
C'est le début de la sélection naturelle.
Yanlış kumaş seçimi :
C'était une mauvaise sélection de chansons.
Elbette servis arabamızdaki tatlı Aldebra likörleri dışında!
... hormis bien sûr le passage du chariot des desserts, sans oublier notre sélection de fines liqueurs d'Aldébaran!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]