Senin için bir şeyim var translate French
338 parallel translation
Hey, senin için bir şeyim var.
Hé, j'ai quelque chose pour vous.
Senin için bir şeyim var.
J'ai quelque chose pour vous.
Senin için bir şeyim var puşt gel bakalım!
J'ai un cadeau pour toi, salope!
- Senin için bir şeyim var.
J'ai quelque chose pour toi.
Senin kıçın için bir şeyim var, zenci. Şimdi senin için bir şeyim var!
Je vais t'en mettre plein le cul, tu vas voir!
Senin için bir şeyim var.
J'ai un cadeau pour toi.
Senin için bir şeyim var.
Ça, c'est pour toi, le balèze.
Senin için bir şeyim var!
Je t'attends!
- Senin için bir şeyim var.
- J'ai quelque chose pour toi ici.
Senin için bir şeyim var.
J'ai du matos.
Senin için bir şeyim var.
Eh bien, j'ai quelque chose pour toi.
Senin için bir şeyim var, Stone.
J'ai un cadeau pour toi, Stone.
Senin için bir şeyim var. Fasulye yemeği!
J'ai un truc pour toi, j'ai des cacahuètes!
Hey... senin için bir şeyim var!
Eh, j'ai quelque chose pour toi!
Bir saniye, senin için bir şeyim var.
Une seconde, j'ai quelque chose pour toi.
Bir dakika bekle. Senin için bir şeyim var.
J'ai encore quelque chose pour vous.
Senin için bir şeyim var.
J'ai quelque chose pour toi.
Senin için bir şeyim var tatlım.
J'ai quelque chose pour toi.
Dinle, senin için bir şeyim var.
J'ai un truc pour toi.
Tamam, senin için bir şeyim var.
J'ai quelque chose pour toi.
- Bayan, senin için bir şeyim var.
- J'ai un truc pour vous.
Senin için bir şeyim var.
- J'ai un truc pour toi.
- Senin için bir şeyim var!
- J'ai une surprise pour toi.
Senin için bir şeyim var mı bakalım.
Si je t'ai apporté quelque chose?
Senin için bir şeyim var. Öyle bir şey ki beni çok sevmeni sağlayacak hayatımın sonuna kadar beni her gün kucaklayacaksın.
J'ai quelque chose pour toi qui te fera tellement plaisir que tu me sauteras au cou tous les jours jusqu'à la fin de ta vie.
Bilirsin, bu arada, Senin için bir şeyim var.
Tiens, au fait, j'ai quelque chose pour vous.
Senin için bir şeyim var.
Je t'ai apporté quelque chose.
Senin için bir şeyim var.
J'ai une surprise.
Senin için bir şeyim var.
J'ai un truc pour toi. J'ai planché dessus, hier.
Dostum, senin için bir şeyim var.
C'est mieux que le blé!
Haydi oğlum. Senin için bir şeyim var.
Viens, petit, j'ai quelque chose pour toi.
Oh, senin için bir şeyim var.
J'ai un cadeau pour toi.
Senin için özel bir şeyim var.
J'ai un remontant pour toi.
Senin için küçük bir şeyim var.
J'ai un petit cadeau pour toi.
Peki, o zaman, senin için güzel bir şeyim var. Ondan bir mektup.
J'ai quelque chose qui va vous faire plaisir.
Albay, eski dostum senin için küçük bir şeyim var.
Eh bien, Colonel... cher et vieil ami, j'ai un cadeau pour vous.
Senin için de bir şeyim var, anlarsın ya.
Tu veux lui donner? J'en ai pour toi aussi.
Senin için de bir şeyim var.
J'ai quelque chose de sublime pour toi.
Senin için içecek bir şeyim var.
Moi, je peux te donner à boire.
Miles, senin için, bir şeyim var.
Miles, j'ai quelque chose pour toi.
Senin için bir şeyim daha var.
J'ai ce qu'il vous faut.
Senin için sıcak bir şeyim var.
Tu m'excites.
Dinle. Senin için burada bir şeyim var, bakman gerek. Ne?
J'ai un truc ici que j'aimerais que tu viennes voir.
Griffin, Senin için başka bir şeyim var.
J'ai autre chose pour toi. - Oui? New York, demain.
Senin için daha muhteşem bir şeyim var.
Vous aurez une meilleure récompense.
Burada senin için farklı bir şeyim var.
Ça ferait un peu de nouveauté. Tiens, en v là de la nouveauté.
- Senin için başka bir şeyim var. - Julie beni bekliyor!
- Je t'ai pris autre chose.
- Senin için başka bir şeyim var.
- Julie m'attend. - Quoi?
Senin icin bir seyim var.
J'ai quelque chose pour toi.
Senin için çok gizli bir şeyim var.
Je vais vous dire un secret.
Senin için bir şeyim var doktor!
J'ai un truc pour vous, docteur.