Serra translate French
84 parallel translation
Bu koşullar altında ölümünüz karşısında çaresizim, neredeyse zorlanarak kuşkusuz.
- Désolé. Je ne pourrai empêcher votre mort. Qui serra certainement violente.
... ardından ipi boğazına geçirdi...
"Et il serra le nœud coulant..."
"Derelerden gelen adam ise " Lou olarak bilinen kadının göğsüne tutunmuştu
'Tandis que l'homme de la crique serra contre lui la dame que l'on appelait Lou
- İlk cürmü burada nihayetleniyor. R, bir insanı işte böyle öldürdün.
" il lui serra le cou, l'étouffa.
Çocuk Merkezi açtığı için Peder Serra'ya plaket verdik sonra burada cumhurriyetin kıdemlilerine bir karşılama yaptık.
On lui fera dévoiler une plaque pour le Père Serra. Et pour l'Institut Sherman. Ensuite, réception des vétérans de l'armée.
Okehampton çevre yolunu bir daha göremeyeceğimi anlayınca içim hüzünle doldu.
Mon cœur se serra à l'idée que je ne reverrais plus la rocade d'Okehampton.
Onun ellerini sımsıkı tuttu, gözyaşlarını tutmakta zorlandı, ama hiçbir şey diyemedi.
Il lui serra les mains en retenant ses larmes, sans un mot.
- Emiliano Santos Della Serra, efendim!
- Emiliano Santos Della Serra, chef.
Kolejli misin, Della Serra?
Tu sors de l'université?
Bu değneği görüyor musun, Della Serra?
Tu vois cette canne, Della Serra?
Della Serra, arkanı dön!
Della Serra, tournez-vous!
Geliyor, yeşil eve giriyor.
Qui s'avance? Della Serra.
Tebrikler, Asteğmen Della Serra!
Félicitations, Enseigne Della Serra.
Serra Pelada Altın Madeni BREZİLYA
Mine d'or de Serra Pelada BRESIL
# Midye hıyara sımsıkı sarıIdı, sarmaladı | onu içine aldı #
La moule se colla a lui et le serra tres fort
Yüreği acıyla sıkışmıştı. Sanki bin parçaya bölünecek gibiydi. Sevgilisinin aşkıyla çarpan kalbi şimdi kırık hayallerle doluydu.
"La peine serra son coeur de porcelaine à le faire éclater en mille morceaux errant comme des promesses non tenues dans les régions désertes que peuplait jadis son amour."
Serra, bak kim geldi?
Serra, viens voir qui est là.
Serra'nın kardeşi.
C'est le frère de Serra.
Hayır, Serra bir şey söylemedi.
Serra ne m'a rien dit.
Hayır, Serra çok daha vahim bir nedenden ötürü çekip gitti.
Serra est partie pour des raisons plus graves.
Evet Serra.
Oui Serra, dis-moi...
Lady Godiva'yı hatırlasana, bu adam lezbiyen değil ki.
Serra, Lady Godiva n'est pas lesbienne.
Ernesto için dergileri Serra'da bıraktım.
J'ai laissé les journaux d'Ernesto chez Serra.
Dedektif Serra.
Inspecteur Serra.
Dedektif Serra. Amerikan Elçisi'ne karşı son derece duyarsız davrandınız.
Inspecteur Serra, vous avez manqué de tact a l'égard de M. l'Ambassadeur.
Atherton Wing ve Inara Serra.
Atherton Wing et Inara Serra.
... ve böylece Clarence, Amelia'yı kollarına aldı, onu sardı ve bir kadının, daha önce hiç öpülmediği gibi öptü.
... après quoi, Clarence prit Amelia dans ses bras, la serra et l'embrassa, comme jamais une femme n'avait été embrassée.
- O da küçük ellerimi sıkardı ve derdi ki...
Elle me serra fermement la main et me dit...
- Pollo ile Serra'ya gidiyormuş.
- Qu'elle va aux courses à la Serre avec Pollo. - la Serre?
Serra diyorlar ( Greenhouse ) Çünkü yol etrafında çiçekler var,
Ça s'appelle la Serre à cause de toutes les fleurs qui y sont pour ceux qui sont morts aux courses.
Serra'ya git ve benide götür!
- Alors tu vas à la Serre? ! S'il te plaît emmène moi avec toi.
Babi bir ilaç aldım ve şimdi herşey çok renkli Annem beni öldürecek, Serra'daydım... Hemen gel.
- Babi, j'ai pris une pilule, maintenant je vois tout coloré, ma mère va me tuer, je suis à la Serre, viens vite.
Junipero Serra hakkında bir ödev yazıyorum...
Je connais la règle, mais mon exposé porte sur Juniper Serra
Bay Şirket Avcısı da hayretten donakalır, kendini toparlayıp eve gittiğinde duşa girip ağlamaya başlar.
M. Sans Cœur Corporation serra coincé, rentrera chez lui se blottira à terre sous sa douche et pleurera.
Veba belirtileri gösteren herkes bize gönderilecek.
N'importe qui montrant des symptômes de peste nous serra référé. Avons-nous une couverture médiatique?
Savaş niyetimiz konseyin bizi dinlemesini sağlar mı?
Espérons que le sang ne serra pas versé. Vous pensez que notre empressement de combattre nos frères, forcera le Conseil à nous entendre.
" Onu sertçe kollarına sardı.
"Il la serra sauvagement contre lui."
Ben yapmadım. O kahrolası tetiği Nigel çekti.
Nigel serra cette détente de merde.
Hareket edebilecekleri daha az alan olursa onları daha çabuk yakalayabiliriz.
Plus la zone de recherche serra étroite, plus vite nous les rattraperons.
Joseph ile Richard Serra galerisinde tanıştık.
J'ai rencontré Joseph à... la rétrospective Richard Serra.
İdrak edince bunu yüreği ağzına geldi.
{ \ pos ( 192,215 ) } le foyer qui lui manquait. { \ pos ( 192,215 ) } Dans sa poitrine, son coeur se serra.
Tokyo'da Teğmen Vexille Serra'nın biyoimzasına rastladık.
Je détecte la bio-signature du Lieutenant Vexille Serra.
Başka bir imza daha buldum.
Je n'en ai relevé qu'une en dehors du Lieutenant Serra.
Korkunç bir vampir kıyameti olacak.
Ça serra la fin pour les vampires.
" Dash, Scarlet'i kollarına çekti.
" Dash serra Scarlet dans ses bras.
Aptalca bir hareket olarak bakarlar, ki gerçekten aptallık olur.
Ils verront ça comme un acte de stupidité, et ce serra le cas.
Yüzün endişeliydi, ve kalbim hopladı.
Tu avais un visage inquiet qui me serra le coeur.
Çabuk olalım.
On serra vite fixé.
Bu adam bize söyledi.
Personne ne vous serra la main.
Sirra Oteli'nde.
- 14h, à l'hôtel Serra.
Serra'nın ne olduğunu bilyormusun?
- Tu ne sais pas ce qu'est la Serre?