Serum translate French
2,006 parallel translation
- Yaptığım serum vardı ya.
Le sérum que j'ai fabriqué.
Teorik olarak formül başarılı, ama eksik olan bir şey var ve bu yüzden serum bir mutasyonu tetikliyor.
{ \ pos ( 192,230 ) } En théorie, cette formule est correcte, { \ pos ( 192,230 ) } mais le sérum déclenche une mutation parce qu'il manque quelque chose.
Serumun içeriğindeki proteinlerin, her bir bireyin bünyesindeki adrenalin tarafından üretilen enzimlerle bağ kurmasını sağlayan bir çeşit katalizör.
{ \ pos ( 192,230 ) } Une sorte de catalyseur qui permet { \ pos ( 192,220 ) } aux protéines du sérum de se lier aux enzymes { \ pos ( 192,220 ) } produites par les surrénales de chacun.
Serum için damar hazırlayın.
Faites-lui une perfusion de solution physiologique.
- Serum veriyorsunuz.
Vous êtes en train de me faire une piqûre.
- Bir litre daha serum fizyolojik.
- Un autre litre de physio.
Ya serum proteini?
- Et les protéines sériques?
Yarım litre serum verildi ama burada durmayı gerçekten de istemiyor.
Il a eu un demi-litre. Il ne veut pas rester ici.
Biraz daha serum fizyolojik. Cerahatler var.
Plus de physio dans la fossette splénique, elle a un abcès collecté.
Size serumu göstereyim.
Je vous montre le sérum.
Buna göre, sadece bir zehir ile karşı karşıya değiliz,... Toksinlerin kombinasyonu, çoğunluğu hyoscine *, halisünasyona ve gerçek seruma neden olur.
Apparemment, c'est pas un seul poison, mais une combinaison de toxines... plus principalement Hyoscine... qui agit comme hallucinogène et sérum de vérité.
Gerçek serum.
Sérum de vérité.
Gerçek serum çok eğlenceli.
Le sérum de vérité, c'est fun.
Gerçek serumun etkisi azalıyor.
On dirait que le sérum n'agît plus.
Serum fizyolojikle temizle.
Solution saline pour irriguer.
Serum fizyolojik verelim. Tam kan sayımı, karın ultrasonu.
Bolus 250 de saline, on refait le CBC et l'écho abdominale...
- Bir litre serum fizyolojik.
- Ajoute un litre de saline.
- İki litrelik serum hazır.
- Premier niveau prêt avec 2 litres.
Bir litre daha serum fizyolojik.
- Accrochez un autre litre de NS.
Damar yolu, sıcak serum fizyolojik. Solunum birimi de gelsin.
Voie, saline chaude et faire descendre un insufflateur.
Eczaneden ellerindeki tüm sıcak serum fizyolojikleri yollamalarını isteyin.
Que la pharmacie descende de la saline chaude, tout ce qu'ils ont.
Serum fizyolojik hazırlayın.
Saline grande ouverte sur sacs sous pression.
Periton lavajına hazırlanın. On litre daha sıcak serum fizyolojik. Thoraseal getirin.
Préparez pour lavage péritonéal, 10 litres de saline chaude en plus, et prenez un Thoraseal.
Kızınızın göğsünü açıp kalbine sıcak serum fizyolojik dökeceğim.
Je vais lui ouvrir le thorax et arroser son cœur de saline chaude.
Serumun geçerliliğini tutsağınız üzerinde denemek istiyoruz.
Nous voulons tester le sérum sur votre prisonnier.
Dr. Keller'ın hücrelerimin bozulmasını engelleyen serum üzerindeki araştırması.
Les recherches du Dr Keller sur le sérum qui maintient mes cellules.
Carson'a, iç organlarının bozulmasını engelleyen bir serum verdiğini biliyoruz, ve o formülü bulmuş olabilirim, sadece emin olmam gerekiyor.
On sait qu'il lui donnait un sérum pour empêcher ses organes de se détériorer, et je pense avoir trouvé la formule, je veux seulement en être sûre.
En azından laboratuvar testlerinde klon hücrelerini dengeleyen bir serum bulduk.
Nous avons trouvé un sérum qui, en labo au moins, semble être capable de stabiliser les cellules du clone.
Ona serum takarken bir damarını delip öldürdüğünüz ortaya çıkacak.
Que vous avez perforé sa veine sous-clavière en le perfusant, et que vous l'avez tué.
Bu hissedeceğin titreme, damarlarından geçip, vücut sıcaklığını düşüren soğuk bir serum.
Vous aurez une sensation de froid quand la solution saline s'écoulera dans vos veines pour baisser la température de votre corps
Hemencecik koluna bir serum yerleştireceğiz sonra oyununa devam edebilirsin. Tamam mı?
On va te mettre une IV vite fait, et tu pourras continuer à jouer.
- Hayır, serum takma pratiği yapıyoruz.
- On s'entraîne aux perfs.
Serum setleri nerede biliyor musun?
Où sont les kits de perf?
İntörnlerim hâlâ aptallar ama hiç olmazsa serum takmayı bilen aptallar.
Mes 1res années sont des idiots, mais des idiots qui savent poser une perf.
- 2 litre serum vermeliyiz.
- Deux litres de LR.
Sonra odasına götürüp serum taktım ve dinlenmesi için bıraktım.
Je l'ai ramenée dans sa chambre, ai mis une perf, l'ai laissée se reposer.
Onu poliklinikte kendine damar yolundan serum verirken buldum.
Je l'ai trouvée à la clinique se réhydratant par intraveineuse.
Yakında daha-az-fin alacak çünkü yenisini takmaya gittiğinde Cameron'a vereceğin serumların içinde sadece serum olacak.
Mais plus pour longtemps. Réapprovisionnez Cameron en solution saline, à la place de la morphine.
Serum veriyorsun.
- Non, sous solution saline.
Serum verdiğinin farkına vardım o yüzden morfinle değiştirdim.
- Je savais que vous feriez ça. Je l'ai remis sous morphine.
Kan hücreleri ile serumu birbirinden ayırt etmek mümkün değildir.
Pas de séparation entre les cellules sanguines et le sérum.
Serum askısını evin her yerine sürükleyemezsin.
Vous voulez traîner la perfusion à travers toute la maison?
Serum askısını ben alırım.
Je vais chercher la perfusion.
Bu serum.
Une poche à perfusion.
- Serum askısına dikkat et.
- Attention à la perfusion.
Tetanos aşısı olmalıyım.
Je vais avoir besoin d'un sérum antitétanique.
Soğuk tuzlu solüsyon.
Sérum phy froid.
Tahammül sınırını zorluyorsun.
- Le sérum n'a plus d'effet.
Zehirin etkilerini görmeye başladık.
- Le sérum de vérité fait déjà effet.
- Glikoz oranı ve kreatinin kinaz testine bakılmalı.
- Il lui faut Glucose et sérum CK.
Ses tonum bile onun doğru söyleme iksiri gibi bir şey.
C'est comme si le ton de ma voix était un sérum de vérité.