Sevdin mi translate French
1,563 parallel translation
- Onu sevdin mi?
- tu l'aime?
- "... ölmeden önce. " Sevdin mi?
- "... avant que je meure. " tu aime?
Halayı sevdin mi? Halaya teşekkür etsene.
On a de la chance.
- Masanı sevdin mi?
- Vous aimez votre bureau?
- Peki sevdin mi?
- Alors, tu as aimé?
Nepal'de küçük birşey aldım. Sevdin mi?
J'ai récupéré ça au Népal, tu aimes?
- Bunu sevdin mi? - Evet.
Ça vous plaît?
- Sevdin mi?
- Tu aimes?
- Kanı sevdin mi? - Bayıldım.
- T'as aimé le sang?
Sevdin mi?
Non?
- Gerçekten sevdin mi?
- Et tu l'as vraiment aimé?
Sevdin mi? Evet. Bu Prosecco.
J'ai persuadé Steve d'investir sur toi, tu vas pouvoir ouvrir ton propre salon!
Onu sevdin mi?
Il te plaît?
Sevdin mi?
Tu aimes ça? Je t'ai manqué?
Al bakalım. Maymun! Sevdin mi?
Hé singe, tu l'aimes bien?
Onu hiç sevdin mi?
L'as-tu jamais aimé?
- Beni hiç sevdin mi Karen?
- Est-ce que tu m'as jamais aimé, Karen?
Sevdin mi bakalım?
Tu aimes?
Sevdin mi?
Il te plaît?
Sevdin mi?
Compris?
Sophie'yi sevdin mi?
Sophie t'a plu?
Babamı hiç sevdin mi?
Tu as aimé papa?
Onu sevdin mi?
Avez-vous l'aimez?
Burayı sevdin mi?
aimez-vous ici?
- Onu sevdin mi?
- Tu l'aimais?
Bridget'i sevdin mi?
Tu aimes Bridget?
- Hadi ama, sevdin mi, sevmedin mi?
- Tu l'aimes, oui ou non?
- Sevdin mi?
- Hein?
Rengi sevdin mi?
Tu aimes la couleur?
- Onu sevdin mi?
- Tu aimes?
Peki... Kuzey Carolina'yı sevdin mi?
Alors, ça te plaît, la Caroline du Nord?
- Bunu sevdin mi, ha?
Ça vous plaît, hein?
Hediyeni sevdin mi?
Alors, ma princesse, tu t'amuses bien?
- Ee, sevdin mi? - Sevmemek ne demek, Walter, sağol.
- Comment en irait-il autrement?
Bunu sevdin mi?
Vous aimez ça? - ( ( Rires ) WOOMAN :
Sevdin mi?
Ça te plaît, hein?
- Sevdin mi sen bunu?
Elle te plaît? J'adore.
- Sevdin mi?
- Tu kiffes?
Sevdin mi?
Tu aimes?
Sevdin, öyle değil mi?
Vous l'avez été.
Ağabeyimi sevdin mi?
As-tu aimé mon frère?
Patates kızartmasını sevdin, değil mi?
- Tu as aimé les frites, non?
Sevdin mi?
Maintenant, faites entrer le proviseur. Prêt, mec?
Bu oranları sevdin mi?
Ça te va?
- Bunu sevdin mi bebeğim?
T'as aimé, hein?
- Bunu sevdin, değil mi?
- T'as aimé ça, hein?
- Bunu sevdin, öyle mi? Onu iki kere kantinde gördüm. Nasıl, 180 cm falan mı?
Je l'ai vu à l'intendance, deux fois.
Bu ismi sevdin değil mi?
Tu aimes ton nom, pas vrai?
Sevdin değil mi?
Il ne te plaît pas?
- Öyle mi, sevdin mi gerçekten?
Vraiment?
Tadını sevdin, değil mi?
C'est bon, hein?