Shabby translate French
25 parallel translation
- Bay... - Hırpani. Ken Hırpani.
Shabby, Ken Shabby.
Bay Hırpani, kızıma bakabileceğinizden emin olmalıyım.
M. Shabby, je veux juste être certain que vous serez en mesure de prendre soin de ma fille.
Rosamund'un babası Bay Hırpani'nin şahsi cazibesine kapılmıştır.
Résumé des chapitres précédents... Le père de Rosamund a été comme envoûté par l'extraordinaire charisme de M. Shabby.
Shabby, sadece bir deniz aslanı değildi.
Shabby est bien plus qu'une otarie.
Ama Shabby, bizim neşelenmemizi isterdi.
Mais Shabby voudrait qu'on se réjouisse.
Shabby... Dostum... Dolu dolu bir hayat yaşadın.
Shabby, mon pote, t'as eu une vie remplie, je pense.
Akvaryuma dönüp, Shabby'nin kafesini falan kontrol edelim.
On devrait retourner à l'aquarium et vérifier la cage de Shabby.
Shabby'nin iyileştirilmesinden ben sorumluydum. Açıklanamayan bir çok şey oldu.
J'étais en charge de la réhabilitation de Shabby, et... beaucoup de choses inexpliquées se sont produites.
Shabby'nin salıverilmesini isteyen o olmasını istediler.
Et quelqu'un voulait que ce soit lui qui relâche Shabby.
Shabby'i San Miguel adası yakınına bırakmaları gerekiyordu.
Ils devaient relâcher Shabby près de l'île de San Miguel.
Zavallı Shabby'nin öldüğüne inanamıyorum.
- Quand je pense que Shabby est mort.
Shabby'nin resmini ekran koruyucu olarak kullanıyorum.
Shabby est mon écran de veille.
Dur, Shabby de kim?
- Minute, qui est Shabby?
Daha iyi bir çekim yapabilmek için Shabby'i yanlış yerde salmış.
Il n'a pas libéré Shabby au bon endroit, pour un meilleur arrière-plan.
Bu da demek oluyor ki, Shabby, yanlış zamanda yanlış yerdeymiş.
Shabby était au mauvais endroit au mauvais moment.
Shabby'nin kılavuzdan çıktığı noktadaki mercan kayalığı.
Le récif où on a perdu la trace de Shabby.
Shabby'nin vericisi.
Le transmetteur de Shabby.
Ne yazık ki... Shabby adındaki sevimli bir denizaslanı yemek için masum bir şekilde balık veya mürekkepbalığı arıyordu.
Malheureusement, la gentille otarie, Shabby, cherchait innocemment un poisson ou un calamar à manger.
Onu sudan çıkarmaya çalışırken, serbest kalmayı başarabilirdi.
Et quand vous avez tenté de repêcher Shabby, il a réussi à s'enfuir.
- Öyle. Shabby'nin arkasında bıraktığı birşey hariç.
Sauf que Shabby a laissé quelque chose derrière lui.
Shabby'i hatırlıyoruz, değil mi?
Vous vous rappelez de Shabby?
Deniz aslanı, Shabby?
L'otarie.
Herşey iyi, Shabby. Güvendesin.
Tout va bien, tatami : ici, vous êtes en sécurité.
Birisi klasik bir antikayı shabby chic tarzına sokmaya çalışmış.
Quelqu'un a essayé de faire du chic minable avec un Barley twist classique.
Eski püskü giyinir, pek şık değildir.
Shabby, pas très chic.