Shoot translate French
261 parallel translation
Ama'Chicka Chicka Boom Boom've'Shoot the Sherbet to Me Herbert'buldum.
Mais j'ai "Chicky-chicky boom-boom" et "Envoie-moi le sorbet, Herbert".
Ramon, don't shoot!
Ramon, ne tire pas!
- Vurmayı diyorum.
- Mais en shoot?
Hadi at, Henry, hızlı.
Juste un petit shoot. Vite.
Uyuşturucuyu alınca her şey çok güzel oluyor.
Quand je me suis fait un shoot, tout devient beau.
Kendine iyi bak.
Fais-toi un shoot.
- Fark eder.Vuruş balyoz gibidir
- Bien sûr. Le shoot, c'est comme un coup de marteau.
Tamam, minicik bir vuruş
D'accord, un petit shoot.
Zorlayıcı birşey olmadıkça aşırı şoka asla girmem "
Tant que j'aurais assez de came, je prendrai jamais un méga-shoot.
Kendimize tek vuruş için izin verebiliriz
On peut bien prendre un shoot.
Tek bir vuruş!
J'ai besoin d'un shoot!
Ama şimdi bir vuruşa ihtiyacım var yoksa dayanamayacağım
Mais là j'ai besoin d'un shoot. Ou je tiendrai pas.
Vuruş yapman lazım bebek
Toi, t'as besoin d'un shoot.
O şeyi vurursanız sizi hasta edecek.
Un shoot de ce truc vous rendra malades.
Ona bir doz bundan verelim.
On va lui faire un shoot.
Orada eroin mi alıyor?
En train de se faire un shoot?
... No Way Out 1950, Cry the Beloved Country 1952, Blackboard Jungle 1955,... The Defiant Ones 1958, A Raisin in the Sun 1961, Lilies of the Field 1963,... In the Heat of the Night 1967, To Sir with Love 1967, Shoot to Kill 1988,
La porte s'ouvre, en 1950, Graine de violence, en 1955, La chaîne, en 1958, A Raisin in the Sun, en 1961, Le lys des champs, en 1963, Dans la chaleur de la nuit, en 1967,
- You're not going to shoot me.
- Vous ne me tirez jamais dessus.
We both know that if you shoot me, you risk killing the symbiont.
Nous savons tous les deux que vous risqueriez de tuer le symbiote.
You're not going to shoot me.
Vous n'oserez pas tirer.
Adrenelin seviyesinin en üstü he?
Un vrai shoot d'adrénaline, hein?
Eroini ilk kullanışımı anlatmış mıydım size?
Je vous ai raconté mon premier shoot a l'héro?
Ona yüksek doz verildiğini söyledi.
On lui avait fait un shoot mortel.
Enjekte bamya.
Un shoot aux gombos.
- Shoot dedim anne shoot. "
Qu'est-ce que tu racontes? Quitter Le ghetto?
- Çek, çilli surat.
Shoot, taches de rousseur.
Son bir vuruş lazım sana.
Il te faut un dernier shoot.
Tabii ki bir vuruş daha yapacaktım.
Bien sûr, je me suis fait un dernier shoot.
Tek ihtiyacım olan şey, Valium etkisini gösterene kadar acıyı yatıştırması için son bir vuruş.
Il me faut un dernier shoot, pour atténuer la douleur en attendant les effets du Valium.
Adam gibi vuruş istiyorum ben!
Je veux un shoot, bordel.
Son vuruşumda aldığım eroin yavaş yavaş etkisini kaybediyordu ve fitiller de erimek üzereydi.
L'héroïne de mon dernier shoot se dissipe, et les suppos doivent fondre.
Sen hep güçlü bir doz almanın nasıl bir şey olduğunu söyleyip dururdun.
Tu parles toujours de ce que ça fait, le shoot suprême.
Ben mal hazırlıyorum.
Je prépare un shoot.
Bize mal hazırla, Rent.
Prépare-nous un shoot, Rents.
Alt tarafı bir vuruş be!
Je veux un dernier shoot, bordel.
Sağlam vuruş.
Le shoot suprême.
- Odell. - Dün akşam iğne yapmadılar.
Je n'ai pas eu mon shoot hier soir.
Birkaç saat içinde iğnemi olmazsam annemin evine çiçek gönderecekler.
Si j'ai pas mon shoot dans les deux heures... faudra envoyer des fleurs à ma mère. - Je vais y aller.
Merkezden Ay 1'e.
SHOOT THE GIRL, FIRST.
İlk kez Melvin'le kafayı bulmuştum.
Mon premier shoot, c'était avec lui.
Bunlar olur ve hep de hırsızlık, gasp, cinayetle falan başlar.
ça arrive. ça commence toujours avec le premier pari, la première fiille ou le premier shoot.
topu her atmaya çalıştığımda.... sanki bir çekirge sürü gelip beni kör ediyordu.
à chaque fois que j'essayais un shoot... il y avait une nuée de sauterelles qui venait m'aveugler.
Hadi durma vur zenciyi! Haine acıma!
Shoot le nègre!
En son ne zaman enjekte etmiştin?
De quand date ton dernier shoot?
Sizleri göklere taşıyacağından eminim.
Une recette à moi. Shoot garanti.
Kazanacağımı söylemiştim.
Shoot garanti.
Bana şu kortizondan ver.
Un petit shoot à la cortisone.
Bir yüzlüğe AIDS virüsü bulaştırırım dedi.
Pour cent balles il te donne un shoot de HIV.
- Hiç "Jell-O shooter" denedin mi?
- Tu as essayé le shoot au JELL-O?
"Düzgün Ateş Edemeyen Gangster" i çekmişlerdi zaten.
The Gang That Couldn't Shoot Straight.
Pekala, at şunu.
- Allez, shoot...