Shooting translate French
168 parallel translation
Hayır, kuyruklu yıldız değil. Kayan yıldız.
Non, pas "cadente", "shooting star".
Shooting :
Prise de vues :
You weren't holy when you were shooting that vodka.
Vous n'étiez pas si inspirés, quand vous vouliez piquer la vodka.
) I'm like a shooting star,
Filant dans l'univers,
Till the shooting stops.
Jusqu'à la fin des tirs.
Biliyor musun sen bir kayan yıldızsın
You know that you are a shooting star
That's why my favorite part of the Scooby-Doo and the Cyber Chase was shooting in the prehistoric jungle.
C'est pourquoi mon moment prefere dans Ie film... a ete Ia jungle prehistorique.
That's why I enjoyed shooting at the North Pole.
voila pourquoi j'ai adore Ie pole Nord.
"Vişneli Jübile" "Mango Tango" veya "Göktaşları Mönüsü"?
Un Cherry jubilee... Ou un Mango Tango ou peut-être un Shooting Stars...
Yarın St.Thomas'ta bir fotoğraf çekimim var.
Jai un shooting demain à St Thomas.
Pekala, Jean Paul, kimleri kaydettirdiğini tekrar gözden geçirelim.
Jean-Paul, revoyons les filles que tu veux pour ce shooting.
Çekim için listeye ihtiyacım var.
Il me faut la liste pour le shooting.
Tabi o çekimle ilgilenirim.
Bien sûr, je te remplace au shooting.
Tamam. Bir çekimin ortasındayım.
Je suis en plein shooting.
Sana çekimle ilgilenmeni söylediğimde daha çok suşi sipariş etmeni filan kastetmiştim en iyi fotoğrafçımızı çileden çıkarmanı değil.
Quand je t'ai confié le shooting, c'était pour t'occuper des sushis, pas enrager le photographe vedette.
Çekimim uzadı.
Désolé, le shooting a traîné.
Yarın çekim için hazır.
- Elle est libre demain pour un shooting.
çünkü Krist orada oturdu, Jonathan'a baktı ve geğirdi, kafedeki herkese dönüp çığlık atmaya başladı.
Krist it was aimed and pull rutti and ran shooting to scream something to customers in the bar.
Alfa ve Santana hemen arkasındalar. Onları Kayan Yıldız, Uzman, Kelebek ve İpek Önlük takip ediyor.
Alpha et Santana sont juste derrière, suivis de Shooting Star, Perpetrator, Papillon et Silking Accrow.
Beyler, Bulogne çekimleri için sizi sahneye bekliyoruz.
- Les gars, on vous attend sur le plateau pour le shooting.
Jean Christian'ın onayladığı e-posta, yani çekim hassasiyetleri hepiniz tarafından onaylandı mı?
Au niveau du mail de confirmation de la shooting list,.. .. tout le monde est d'accord?
Bu fotoğraf çekimi inanılmaz olacak.
Ce shooting va être phénoménal.
Amelie Bissou tuvaletten çıktı. Fotoğraf çekimleri yapılacak.
Amélie Bissou est sortie de sa salle de bains et le shooting aura lieu.
Seni Prens William'ın çekimlerinde görmedim mi?
On s'est vus au shooting du Prince William, non?
Seni Prens William'ın çekimlerinde görmedim mi?
Je vous ai déjà vu au shooting du prince William?
Fotoğraf çekimlerinde bir ton insan olur.
Ce n'était pas un shooting.
Maybelline'le konuştum şimdi. Gelecek haftanın çekimi için havalara uçuyorlar.
Ils trouvent le shooting de la semaine dernière super.
Fotoğraf çekimim vardı. Kontrol edebilirsiniz.
En shooting, vous pouvez vérifier.
Sizinle konuşmak istiyordum ama çekimleri Daniel'ın istediği şekilde, daha sonra da Wilhelmina'nın istediği şekilde baştan yapmak ve sonra...
Mais avec toute cette folie de faire ce shooting photo à la manière de Daniel et ensuite, le refaire à la façon de Wilhelmina
Wilhelmina'nın gergin suratındaki ifade görülmeye değerdi.
Quand tu as refusé de céder à son shooting, ça n'avait pas de prix.
Bu yüzden En Havalı bütçesini kesip tüm harcamaları bu çekime aktaracağız.
Alors on va réduire le budget du numéro chaud bouillant S'investir à fond sur le shooting.
Daniel, Adriana Lima çekimleriyle ilgili yapabileceğim bir şey var mı diye soracaktım.
Je me demanderais juste s'il y a quelque chose que je peux faire pour aider au shooting d'Adriana Lima.
- Yardımın lazım. Çekimlerde seninle çalışıyor.
Elle travaille avec toi sur le shooting, non?
Betty, sence Adriana Lima çekimi için iyi bir fikir mi?
Betty, est-ce que tu penses que ça pourrait être une bonne idée pour le shooting d'Adriana Lima?
Burada sevgili tiko üzümlerimle fotoğraf çekimi yapacağım için gerçekten çok mutluyum.
Mais je suis très contente d'être ici Pour faire ce shooting photo avec mes tico berries adorés.
Kimmie fotoğraf çekimleriyle ilgili tüm fikirlerini anlattı.
Kimmie m'a parlé de toutes ses idées pour ce shooting photo.
Akıllıca mı bilmiyorum ama işe yarayabilir. Çekimler için kimi bulduğumuzu bil.
Je sais pas pour les idées de génie mais ça peut marcher et devinez qui nous avons pour le shooting?
Bu çekimi Cliff yapacaktı.
Cliff était supposé faire le shooting pour cette couverture.
Adriana çekimini kaybettiğin için üzgün ve iştahlı olduğunu biliyorum ama Kimmie işini halledeceğiz.
Chéri, je sais que tu es bouleversé et que tu manges quand t'es en colère. Parce que tu as perdu le shooting d'Adriana. Mais fais-moi confiance, on s'occupe de Kimmie.
Wilhelmina'nın çekimlerde kullanmak istediği Marie Antoinette gerdanlığı.
Le collier de Marie-Antoinette que Wilhelmina veut utiliser au shooting.
O gerdanlığın çekimlerde kesinlikle olmasını istiyor. - Onu geri koy. Gerdanlık!
Elle veut vraiment, vraiment ce collier dans ce shooting, alors remets-le.
- Çekimlerde yer almayacak.
Il ne va pas être dans le shooting.
Kimmie yoksa çekim de yok. Nasıl?
Pas de Kimmie, pas de shooting.
Tiko üzümsüz tiko üzümü çekiminde iyi eğlenceler!
Excuse-moi? Amusez-vous bien sur un shooting de tico berry sans tico berries.
Orada duran genç seninle görüşmek istiyor Ve de sevgilin olduğunu söylüyor Bu doğru mu? Hayır
Après le shooting j'étais correct
Evet, fotoğraf çekmek için böyle olmadığından eminim.
Mais il avait pas prévu ce shooting.
İdareyi bana bıraktı.
Elle a un shooting.
Tabii ki vardır.
- Évidemment. On est toujours une douzaine pour un shooting.
Ben bu çekimi yapmak istiyorum.
C'est le shooting que je veux faire.
Çekimler iki güne yapılacak.
Le shooting est dans deux jours.
- Ama ben istiyorum.
Mais je le veux dans ce shooting.