Silvio translate French
209 parallel translation
Bak, Silvio, daha sesli konuşmalısın.
Écoute, Silvio, tu dois parler plus fort.
Şimdi, bak, Silvio, duymamı istiyorsan daha yüksek sesli konuşmalısın.
Écoute, Silvio, si tu veux que j'entende, tu dois parler plus fort.
Dikkat et, Silvio! - Kim var orada?
- Attention, Silvio!
- Hoşçakal, Silvio.
- Au revoir, Silvio.
- Ben Silvio, gazeteci partizan. "La Scintilla" da yazıyorum.
Silvio, résistant, journaliste à "L'Étincelle".
Ben Silvio.
C'est Silvio.
- Silvio, bak şu dağlı kıza.
Regarde cette montagnarde! C'est elle.
- Hoşçakal, Silvio. - Hoşçakal, lris.
- Au revoir, monsieur.
- Silvio, bırak gidelim.
- Silvio, viens.
Silvio Magnozzi onur kırıcı yayın yapmaktan 11 ay... hapse mahkum edildi.
L'inculpé Silvio Magnozzi est condamné à 11 mois de prison pour diffamation par voie de presse.
- Silvio! - Unut gitsin!
Doucement, doucement!
Magnozzi Silvio, ayaklanmalara iştirakten, ve bir radyo istasyonunu işgal etmekten, 1 yıl 3 ay hapse mahkum edildi.
Magnozzi, pour avoir participé à des réunions séditieuses et tenté d'occuper une station de la radio italienne est condamné à un an et 3 mois de réclusion.
Hapishane Silvio'ya yarayacak.
La prison lui fera du bien, à ton Silvio.
- Magnozzi Silvio. - Gazeteciyim ve siyasi suçtan tutukluyum.
Magnozzi Silvio, journaliste, prisonnier politique.
" Sevgili Silvio, çocuğumuz dünyaya geldi.
Mon amour, j'ai aussi une nouvelle à t'annoncer. La naissance de notre enfant.
" Silvio, beni arzuladığını biliyorum, ama mektuplarında böyle yazma, çünkü annem onları okuyor, ve benim de yüzüm kızarıyor.
Silvio, je sais que tu me désires, mais n'écris pas ces choses, car maman lit les lettres et j'en rougis.
Bir gün Silvio Magnozzi hakkında konuşmak isteyeceksin!
Et un jour, tu entendras parler de Silvio Magnozzi!
Silvio, sen kendini düşün, ben onu düşünürüm.
Pense à toi plutôt, moi, je pense à lui.
- İyi akşamlar. - Silvio, bu kocamın arabası değil mi?
N'est-ce pas la voiture de mon mari?
Silvio...
- Tiens. - Silvio...
Banyoyu hazırladın mı Silvio?
- Est-ce que mon bain est prêt, Sylvio?
Bornozum, Silvio.
- Ma robe, Sylvio.
Gözlerini neden benden kaçırıyorsun, Silvio?
- Pourquoi détournes-tu les yeux de moi, Sylvio?
- Silvio, beni duyuyor musun?
- Sylvio. - Est-ce que tu m'entends?
- Silvio.
- Sylvio.
Silvio.
Sylvio.
- Silvio ne yapıyor?
- Et Silvio? - Ça va.
- Bunu nereden biliyorsun Silvio?
- Comment le savez-vous, Silvio?
( Silvio ) Bekletilmekten hoşlanmam, Burnett.
Je n'aime pas attendre, Burnett.
( Silvio ) Bir düşüneyim bakayım. Sanırım cevabım yine hayır.
J'y ai réfléchi.
( Çavuş Dedektif James "Sonny" Crockett - Burnett kılığında ) Beni hiç mutlu etmiyorsun, Silvio. ( Onbaşı Dedektif Stanley "Stan" Switek )
Tu ne me donnes pas ce que je veux...
( Silvio ) Bak arkadaşım, benim kaybettiği sadece iki tane tekne oldu..
Tu sais combien il valait, ce bateau?
- Burnett kılığında ) Orası hiç belli olmaz.. ( Silvio )
Je prends le risque.
[Silvio Denize Düştü]
Prends un taxi.
Silvio mu?
Silvio?
- Silvio.
- Silvio.
- Silvio.
- C'est Silvio.
Silvio, çabuk!
Dépêche-toi!
- Silvio, yiyor muyuz, yoksa gidiyor muyuz?
- Quoi?
- Silvio, Bu marki Capperoni.
- Qui est-ce?
- Silvio, buraya yemek yemeye geldik.
Nous sommes invités, le dîner va être servi!
- Magnozzi Silvio. - Burada!
C'est mon tour?
- Silvio, şarap!
Bonne chance!
Ben Silvio Magnozzi.
Je suis Magnozzi.
- Günaydın.
Je suis Silvio Magnozzi.
Merhaba, Silvio.
Bonjour, Silvio.
( Silvio ) Parayı görelim..
La thune.
( Silvio ) Senin huyun hep böyle midir? ( Çavuş Dedektif Sonny Crockett
Et la confiance, alors?
( Onbaşı Dedektif Stanley "Stan" Switek ) Şu Silvio hırbosu Crockett'i mutlu ettiğinde..
Quand il aura ce qu'il veut.
( Silvio ) Yani beni güvenli bir yere bıraksan diyorum?
Alors tu me lâches!
( Silvio ) En kısa zamanda.
Bientôt.