Sinirli mi translate French
140 parallel translation
Sinirli mi?
Nerveuse?
Sinirli mi?
Il est nerveux?
- Sinirli mi şu an?
Il est en rogne?
- Sinirli mi?
- Un rôle?
Gergin ve sinirli mi? Hiç de uçağa atlayıp Meksika'ya dönecek gibi değil, ha?
Mais il ne prendra pas le premier vol pour Mexico?
Çok sinirli mi görünüyor?
Furieuse?
Sinirli mi?
Secouée?
Ama söylesene senin türün de senin gibi sinirli mi?
Toute ton espèce a aussi mauvais caractère?
Sinirli mi?
- Nerveux?
Sinirli mi gözüküyorum? Hayır.
J'ai l'air surexcitée?
Sinirli mi? Hiç de bile.
Nerveux?
Niye, sinirli mi görünüyorum?
Non. J'ai l'air nerveux?
Çok yaklaşmayın! Çok sinirli. - Sinirli mi?
N'approchez pas, il est agressif.
Sinirli mi?
Caractériel?
Sinirli, sanki Aşırı heyecanlı sinirli mi?
Comment? Surexcitée?
Kafayı kırmak üzere gibi sinirli mi?
Ou sur le point de craquer?
Sinirli mi?
Il est fâché?
Onun nesi var? Sinirli mi?
Mais qu'est-ce qu'elle a, elle?
Ay sonunda sinirli mi oluyorsun? Radyoda aşk şarkısı duyduğunda ağlamaya mı başlıyorsun?
Les chansons d'amour te font chialer?
Başka şeyler yüzünden sinirli. Sinirli mi?
C'est autre chose.
- Goa'ya gitti. Hala sinirli mi yoksa sakinleşti mi?
Il est toujours aussi impulsif, ou il s'est calmé?
Sinirli mi?
Nerveux?
- Bekleyemez mi? Sinirli.
- Il est très occupé...
- O benim babam - Sinirli bir adam, değil mi?
Le genre coléreux, n'est-ce pas?
Çok sinirli, değil mi?
Il est bien nerveux.
- Biraz sinirli gördüm seni, değil mi?
On est drôlement énervé, non?
Son bir iki haftadır biraz sinirli görünüyordu, değil mi?
Je le trouvais un peu sur les nerfs ces derniers temps, tu crois pas?
Çok sinirli, değil mi?
Il est furax, hein?
Sinirli değilsin, değil mi Ace?
Tu n'es quand même pas nerveux, Ace?
- Evet? - Çok sinirli. - Öyle mi?
Il est enragé.
Pek de sinirli, degil mi?
Il a un sale caractère, n'est-ce pas?
Sinirli biri mi?
Un fiancé jaloux?
Harikasın. Sinirli değilsin, değil mi?
Tu es très chic!
Hey, biraz sinirli bir tipsin öyle değil mi, doktor?
Vous avez un problème, ou quoi, toubib?
Sanki biraz sinirli gibi mi duruyor?
Elle a l'air un peu fâchée!
Bay Paris'i, bu kadar sinirli olması için ben mi programladım?
- L'ai-je créé pour qu'il soit si agaçant? C'est moi qui l'ai créé.
Bütün erkekler sinirli olup da evleneceği kızın zehirlenmesini mi ister?
Tu veux dire que tous les hommes sont nerveux et anxieux, et espèrent qu'elle s'empoisonne avec des conserves?
Sence de o kıza biraz haksızlık etmedin mi? Sinirli.
Tu as été un peu dur avec la petite, Furieux.
Son zamanlarda Andie'nin ne kadar sinirli olduğunu farketmedin mi?
Tu as trouvé Andie plus nerveuse, dernièrement?
Sadece sinirli genç kızlarız değil mi?
Toutes les ados sont aussi coincées que toi?
- Ben mi? Sinirli.
nervosité.
Gittikçe daha sinirli oluyorsun, kendini daha iyi mi hissediyorsun?
Tu t'énerves. Tu te sens mieux maintenant?
Benim sinirli olduğumu düşünüyorsun değil mi?
Vous me trouvez coincée?
Sinirli bir hâli mi var?
Elle a tendance à déprimer.
Acaba çok sinirli olabileceğim ve desteğe ihtiyacım olabileceği hiç aklına geldi mi?
Tu t'es jamais dit que ce rancard m'angoissait... et que j'avais besoin de soutien?
Sinirli, huysuz bağırma makinesi mi?
"Une machine à hurlements"? !
- Biraz sinirli görünüyor, değil mi?
Il a l'air en colère, non?
Çok sinirli. Öyle mi?
Ouais...
Onlar sinirli olsun değil mi?
Elles vont t'en vouloir.
Carter, şimdi sinirli olmam gerek, değil mi?
Carter... je devrais être contrarié, actuellement... oui?
Lionel olayı yüzünden sinirli olduğunu biliyorum ama kasıtsız adam öldürme biraz fazla değil mi?
Je sais que tu m'en veux encore à cause de Lionel, mais tu ne trouves pas que vouloir me tuer est excessif?