English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Skateboard

Skateboard translate French

225 parallel translation
Anne, Kelly kaykayımın üstüne park etmiş.
Maman, Kelly s'est garée sur mon skateboard.
Güzel kaykay, Bud.
Beau skateboard, Bud.
- Ne istiyorsun, Kay-Kay mı?
Tu veux le skateboard?
Kaykayımı birisi mi aldı?
Vous avez vu mon skateboard?
Her tip ve büyüklükteki satılan eşyalar kaykaylardan stereo sistemlere kadar hepsi mağazalardan bir anda kayboluveriyor ve birçok depoda alarmlar sürekli çalmaya başladı.
Des marchandises de toutes tailles et descriptions... allant du skateboard à la chaîne stéréo... ont disparu des magasins et des entrepôts... à une vitesse alarmante.
Ben sigarayı, Peder Johnson alkolü... Peder McDuff da kaykayı bıraktı.
J'ai arrêté de fumer, le Père Johnson a arrêté l'alcool et le Père MacDuff a arrêté le skateboard.
Kaykaylar gibi.
Comme le skateboard.
Kaykayın.
Voici ton skateboard.
Kaykayından mı düştün? Kalçanı incitecek bir şey oldu mu?
Tu es tombé de ton skateboard ou de quelque chose?
Artık bir kaykayım yok.
J'ai plus de skateboard.
Sizi hep kaykayınızın üstünde görüyorum.
Je vous vois toujours en skateboard.
Babanla konuştuk. Üç hafta Mario Cart oynamak ve kaykay yok.
Nous avons décidé... de te priver de jeux vidéo et de skateboard pendant trois semaines.
Tamam, ulaşım tercihin kaykay.
OK. Ton moyen de transport préféré est le skateboard.
Bütün olanlardan sonra, zavallı bir Kızılderili üçkağıtçıyı yarım akıllı bir kaykaycının sözlerine dayanarak cinayetten tutuklayacak mısın?
Tu vas arrêter un filou indien pour meurtre sur la base d'une déclaration désespérée d'un simplet en skateboard.
Hey, dostum. Kay kayımın üzerinden geçtin. Bu hiç hoşuma gitmedi tamam mı?
Tu as écrasé mon skateboard et j'ai pas apprécié, compris!
Olay yeriyle ilgisi olabilecek skateboard yerleri ve gitar dükkanlarını araştırın hemen. Broadway beya Belmont yakınlarında Belmont.
Distribuez la photo partout où on fait du skateboard dans Broadway et...
- Evet, kaykay yapmaya gidiyorum.
- Je vais faire du skateboard.
- Evet.Kask takmamış. Elbette.O zaman havalı olmaz. Bu eyalette motosiklete binerken bile kask takmıyorlar, kaykaya binerken niye taksınlar?
Ca fait ringard d'en mettre un sur une moto, alors vous pensez, pour un skateboard.
Ama önce, Peter, kaykaya dikkat etmelisin.
Mais d'abord, Peter, attention au skateboard.
Kaykaysız asla gezmezdi.
Il a eu sa grande passion pour le skateboard.
Kaykay?
Un skateboard.
Ronnie'nin zaten kaykayı var ki!
Ronnie a un skateboard tout neuf.
- Kaymaktan, adamım!
- Le skateboard, mec!
Kaykay!
Skateboard!
Neden bir kaykaydan kaçıyoruz?
On essaie de semer un skateboard?
Hey, kaykay seviyor musun?
Vous aimez faire du skateboard?
- Kaykay pisti.
- Une piste de skateboard.
Anne, parka bir tane kaykay pisti yaptırtsana.
Fais-leur construire une piste de skateboard dans le parc.
- Kaykay ve şişe dükkânı. - Hiç komik değilsin.
Un "Skateboard et bouteilles de soda shop"!
- İş başvurularını kabul ediyor musun? - Evet bugün görüşeceğim
Luke, tu embauches pour ton "Skateboard et bouteilles de soda shop"?
Gerçek bir Huff-kay istiyorsun. Bak buraya.
Un vrai super skateboard.
Bir Ford Fiesta kiralarsınız, bakarsınız ki kay kaya dönmüş. N'olur n'olmaz..
Cette Ford Fiesta va voler encore plus... qu'un skateboard aux X Games. "
Ben gelmeseydim, Kaykayla gidecektin
Avant que j'arrive, tu étais sur un skateboard.
Ben de hâlâ sana kızgınım. Baltayla kaykayımı parçalamıştın.
Moi aussi depuis que t'as démoli mon skateboard avec une hache.
Kaykayım ayvayı yemişti. Herif üstünden geçmişti.
Mon skateboard était foutu, le type l'a écrasé...
Sıkıyor, kaykayın üstünde. Sıkıyor.
Il appuie dessus, sur son skateboard.
Yeni bir kaykay numarası.
C'est un nouveau truc en skateboard.
Kaykay kazası nedeniyle aldığı kan naklinden kaynaklandığını biliyorum artık.
Puis, j'ai su que c'était la transfusion après son accident de skateboard.
Z Takımı Kay kay Dergisi'nde
Les Z-Boys font la couverture de Skateboard Magazine
Sıradaki yarışmacı Stacy Peralta, G S Warptail adına kayıyor kay kay dünyasının en büyük adlarından biri.
Concurrent suivant, Stacy Peralta, en lice pour GS Warptail, un des grands noms du skateboard moderne,
Lanet olası kaykayını kaldır şuradan!
Ramasse ton skateboard, merde!
Kaykayınıza gelince.
Et votre skateboard.
Kaykayınızda ve yerde bulunan kan kurbanımıza aitmiş.
Le labo vient de nous dire que le sang sur le sol et sur le skateboard appartient à la victime.
Bir tane liseye diktim, bir tane kayak parkına, ve 2 tane de kızların futbol sahasına.
J'en ai planté un à l'université, un au Skateboard Park Et deux aux terrains de football des filles
Onu otoyoldan kaykayla geçirttiğin doğru mu?
C'est vrai que tu lui as fait traverser l'autoroute en skateboard?
Tekerlerin senin eski kaykayına ait olması umrumda değil. "Şişman kızlara hayır" yazan bir çıkartma yapıştırmayacağız.
Je m'en fou si ce soit tes roues de skateboard. On ne va pas coller un autocollant "Pas de Grosses Nanas" dessus.
- Önce kaykaydan düşüp ölmezsen tabii.
En skateboard. C'est ça oui.
Artık hiçbir şeyi anlamıyorum.
Et pas de skateboard?
Sürprizini merak etmiyor musun?
Elle fait du skateboard?
Başka birine sor.
Et Captain FaceTime en skateboard! "
Bir kay kay yıldızı, yeni moda kıyafetler tanıtıyordu.
Une star du skateboard qui présentait une nouvelle ligne de vêtements.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]