English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sokak

Sokak translate French

6,305 parallel translation
Sloane Sokak.
sloane street
Sokak köpeği gelmiş dişisini istiyor.
Ses gémissement pour cette chienne.
Tamam, 87. Sokak'tan Sepulveda Doğu Yolu'na saptı.
Okay, il a tourné à droite sur la 87ième, à gauche sur Sepulveda East Way.
- 74. Sokak'tan sağa döndüler.
Ils ont tourné à droite sur la 74ième.
Görgü tanığı parmak izlerimiz, saçlar ve suç mahallindeki cilt hücrelerimiz bu halının iplikleri ki arabama gömüldüler şimdi bizi kaydeden sokak kameraları.
Et nos cellules de peau sur la scène du crime, les fibres de ce tapis sont maintenant incrustées dans ma voiture, ces caméras dans la rue nous enregistrent à ce moment même.
Yani fikriniz minibüs alıp çocukları toplamak için sokak sokak dolaşmak mı?
Pour résumer, vous voulez sillonner les rues en van à la recherche d'enfants?
- Seviyorum. Konu o değil. Jakes bir sokak kedisi gibi.
C'est pas ça, Dale est comme un chat errant.
- Biliyoruz! Adam Malezyalı sert sokak adamlarından birisi değil John.
Ce type n'est pas l'un de tes voyous malaisien.
O bir sokak sıçanı... vahşi, pervasız, tehlikeli ve gitti mi?
sauvage, imprudent, dangereux et... parti?
Central Şehri'nin merkezindeki Western ve 3. sokak köşesinde bir yangın var.
C'est un feu sur Western et la 3ème dans le centre ville.
Meydandaki arkadaşları bir sokak tabelasına "Abbudin'i özgür bırakın" yazdılar diye tutuklanmışlar.
Ses amis de la place, ont tagué un panneau routier et ont été arrêté.
- LAPD'nin yollara barikat kuracak kadar zamanımız olduğunu sanmıyorum. - Aslında dört sokak ama buna izin...
En fait, c'est plutôt 4 blocs mais je ne laisserais pas ça arriver.
Sokak usturasının İskoç dilinde argosu.
"Lame de la rue", en argot écossais.
Tamam, Gagnon, o çıkmaz sokak.
Gagnon c'est une voie sans issue.
Düzen getirmekten bahsediyorsun ama insanlar bar kirişlerinden, sokak lambası direklerinden sallanıyor.
Vous dites que vous amenez de l'ordre. Et pourtant : des hommes pendus pour des bagarres de saloon.
- Peki ya sokak kameraları?
Et pour les caméras de rues?
Ryan Brooks ve Scott Ward sokak ortasında itişip kakıştı.
Et que l'on compare les photos de Kate Sherman aux périodes au cours desquelles ces jeunes femmes ont disparu...
Bir sokak ötede otobüs durağı var, ama insanlara yüzünü fazla göstermiş olur.
Maintenant il y a un arrêt de bus à une rue d'ici, mais ça donne trop de temps aux gens pour voir son visage.
Ve artık üç sokak ötede, neredeyse hiç ifşa olmadan.
Maintenant il est à 3 pâtés de maisons avec peu d'exposition en public.
Çıkmaz sokak!
Sans-issue!
Alınma ama sokak Pai Sho'sunu Shady Shin'den öğrendim ve bayağı iyiyimdir. Yani pek adil bir oyun olmaz.
J'ai appris le Paï Sho de rue avec Shin le Louche et j'assure, ce serait pas équitable.
Sadece üç sokak ötesi. 5 dakikanı almaz.
S'il vous plait, on doit rentrer. Aujourd'hui commence à devenir une vraiment mauvaise journée.
Sokak ortasında hızlıca duş aldık ve iyiydik, değil mi?
Une douche rapide en pleine rue et tout allait mieux, hein?
Yeteneklerini bilemene izin verdim ama bu iş bir çıkmaz sokak.
J'étais d'accord pour que tu améliores tes facultés, mais là ça devient n'importe quoi.
Ne zamandan beri Güney Boston'da sokak sanatı yapılıyor?
Depuis quand South Boston a un quartier d'art hipster?
St. Andrews... 7 sokak kuzeye doğru git, iki sokak doğuda.
7 blocs au nord, 2 à l'est.
Juliette'in bisikletiyle giderken sokak ortasında kaçırdılar beni. Kafama çuval geçirip bir depoya götürdüler. Sonra da suratıma bakarak woge yaptı.
Ils m'ont enlevé dans la rue quand j'étais sur le vélo de Juliette, ils m'ont mis un sac sur la tête, et m'ont emmené dans un vieil entrepôt, et elle a wogé juste en face de moi.
Bir gün ölü bir bebek için kavga eden dört sokak köpeği buldum...
Je suis tombé sur 4 chiens errants qui se disputaient une tête de bébé.
Bir sokak ötede açılan bir camın hemen arkanızdaki çamaşır ipine asılan bir çift çorabın farkında olursunuz.
Vous entendez une fenêtre s'ouvrir à une rue, voyez la paire de chaussettes pendue sur le fil à linge juste derrière vous.
Sokak serserisi tarzını geliştirmemizi Rick önerdi.
Mmm... Rick suggère que nous cultivons -... un look de rue.
Hatırlıyor musun, Gregory olayın olduğu gece York sokak istasyonundan çıktığını söylemişti.
Vous vous souvenez que Grégory a dit être descendu à la station York Street la nuit de l'agression?
Sokak savaşı başlatır.
Ça déclencherait une guerre de gangs.
- August Marks silah ticaretini büyütme planlarını sokak savaşıyla baltalamamızı istemiyor.
August Marks ne veut pas qu'on bloque ses affaires avec une guerre de gangs.
McCall... kesen en yakın sokak McCall, 3 kilometre doğuda.
- Lower McCall... Lower Mc Call est le plus près, à environ 2 miles vers l'est.
Şey, yakın zamanda Nell'in Sokak...
Et bien, je ne vais pas retourner de sitôt au Nell Street Café.
"Pazartesi, 2 : 30'da, Nell'in Sokak Kahvesi Evi."
"Lundi, 14 h 30, café de Nell's Street"
Pazartesi onunla Nell'in Sokak Kahvesi Evi'nde buluştun.
Vous l'avez rencontrée au café de Nell's Street lundi.
Sokak sanatına bakan dengesiz bir üniversite öğrencisi.
Une étudiante instable contemplant de l'art de rue.
Ağaçlar, sokak lambaları, reklam afişleri.
- Des arbres. Des lampadaires. Des affiches.
Bu bir notilus ve sokak lambaları afişten çok daha fazlası.
C'est un nautilus. Et les lampadaires ne sont pas qu'une bordure.
Oyunun bulmacalarından birinin paylaşıldığı sokak lambasının olduğu bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerine ulaşmayı başardım.
J'ai pu accéder au flux d'une caméra de surveillance dont le champ visuel comprend un lampadaire sur lequel était affichée une des énigmes du jeu.
- Leland test edecek. - Sokak fiyatı verir.
Leland s'en occupe, il nous dira le taux actuel.
Sokak adresi yok, köy yolları ve ilçe işaretleri.
Juste des routes de campagnes.
Sokak, hayatta kalıp kalmayacağımızı görmek için bekliyor.
Ils attendent de voir si on peut survivre.
Ryan, Wally'nin kaybolduğu gece, deponun oradaki sokak kameraları ve güvenlik kameraları görüntülerine bakar mısın?
Ryan, tu pourrais regarder les caméras de sécurité et de surveillance près de l'entrepôt de Wally la nuit de sa disparition?
2 düzine sokak çocuğuna ev sagladığım için değil, fakat Zouerat'a yardım getirdiğim için.
Pas parce que j'ai fourni un toit à une douzaine de garçons sans abri, mais parce que ça signifiait de l'aide venant de Zouerat.
Yasadışı sokak satıcısı ifadesini değiştirmiş.
Le vendeur de rue illégal s'est rétracté. Il a peur.
- Evet, suçlu bir sokak çetesiyle.
Avec un gang de criminels.
Sokak sanatçısı.
Musicien de rue.
Çünkü sokak malı eroin gibi ucuz bir şey bulmuştu.
Car il était passé à autre chose moins cher, comme l'héroïne de rue. Voilà pourquoi j'ai déposé l'injonction.
Walter, çıkmaz sokak.
Walter, c'est sans-issue

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]