Soren translate French
258 parallel translation
Soren'ı doğrudan revire ışınlayın!
- Téléportez Soren à l'infirmerie!
Ama Soren'in Komutan Riker'dan hoşlandığı izlenimine kapıldım.
J'ai l'impression que Soren est attiré par le Cmdt Riker.
Soren çok yardımcı oldu.
Soren m'a beaucoup aidé.
- Soren.
- Soren.
Merhaba, Soren'i görmeye gelmiştim.
Bonjour, je viens voir Soren.
- Soren nerede?
- Où est Soren?
Soren nerede?
Où est Soren?
Soren'den etkilendim.
J'étais attiré par Soren.
Bana açıklayıp, reddedene kadar adetlerinizi anlamamıştım.
J'ignorais vos coutumes jusqu'à ce que Soren me les explique.
Soren.
Soren.
Seni tebrik ederim Soren.
Je vous félicite, Soren.
Soren'in eleştirisinden sonra, bizi acımasız, baskıcı kişiler olarak görüyor olmalısınız.
Après la diatribe de Soren, vous nous trouvez cruels et répressifs.
Soren hasta ve hasta kişiler iyileşmek ister.
Soren est souffrante, et elle veut guérir.
Soren!
Soren!
Soren'le olan ilişkim geçici bir heves değil.
Soren compte pour moi.
Ben Tabitha Soren.
Les informations sur MTV.
Tabitha Soren'in ve MTV'deki bütün Siyonist... domuzların iyi geçinmeliyiz zırvalıklarından da.
et je hais Tabitha Soren et ses putains de porcs sionistes de MTV... nous disant qu'il faut laisser couler.
Böylece Soren yüksek sesle seslendi : "Şimşekten, yağmurdan ve rüzgardan korunmak için içeri girin."
Et Søren hurla : "Viens te protéger du tonnerre, de la pluie et du vent".
Vigilant'ın kaptanı Soren, Konsey kararına uymaya hazır.
Capitaine Soren du Vigilant répond à l'appel.
Durumu iyi anladınız mı Kaptan Soren?
Vous comprenez la situation?
Soren nerede?
Et Soren?
"Kierkegaard, S. Ya da hayatın parçaları"
SOREN KIERKEGAARD "OU BIEN... OU BIEN"
Soren'den bir araştırma ekibi hazırlamasını isteyeceğim.
Soren va préparer une patrouille.
Soren bununla ilgilenir.
Soren va s'en charger.
Amelia'yı Soren ve ekibi karşılayacak.
C'est Soren qui ira prendre Amelia.
Soren Arnovic.
Soren Arnovic.
Köktendinci bir grup, liderliğini Soren adlı bir adam yapıyor.
Un groupe de religieux fondamentalistes, menés par un homme dénommé Soren.
Asilerin lideri, Soren'le tanıştık. Umduğumuzdan daha az yapıcıydı.
Nous avons rencontré Soren, le chef des rebelles, mais il est moins coopératif qu'on ne l'aurait espéré.
Bir düzineden fazla belediye Soren'in askerleri tarafından ele geçirildi.
Plus d'une douzaine de municipalités sont tombées aux mains des troupes de Soren.
Soren ve taraftarları, zaten bir düzineden fazla şehrinizi ele geçirdi.
Soren et ses acolytes ont déjà pris le contrôle de plus d'une douzaine de vos villes.
Rand Eyaleti'nin kontrolü Soren'in eline geçerse, bunu savaş işareti olarak düşüneceğiz. Daniel Jackson Yıldız Geçidi Komutanlığı'nı arıyor.
Si le Protectorat de Rand tombe aux mains de Soren, nous considérerons cela comme une déclaration de guerre.
Soren ve taraftarlarının haksız olduğundan nasıl emin olabilirsin?
Comment pouvez-vous être sûr que Soren et ses disciples se trompent?
Bana güven, Soren onlardan biriyle karşılaşmış olsaydı, şimdi farklı şekilde konuşuyor olurdu.
Croyez-moi, si Soren en avait réellement rencontré un, il changerait de chanson.
Soren, Daniel'i aramamız için bir takım göndermemize hala izin vermiyor.
Soren continue de refuser de nous permettre d'envoyer des équipes pour chercher Daniel.
Soren tüm bölgede sağ kalanları aramayı sürdürüyor.
Les troupes de Soren balayent la région à la recherche de survivants.
Sadece zaman meselesi, yakında Soren'e sadakatlerini sunarlar.
C'est juste une question de temps avant qu'ils ne jurent fidélité à Soren.
Füzelerinizin Soren'in eline geçmesine izin veremeyiz.
Nous ne pouvons pas permettre que votre complexe de missiles ne tombe dans les mains de Soren.
Eğer Soren füze mevzilerimizden birini ele geçirip ve Caledonia'ya karşı saldırıda bulunmasaydı.
Si les forces de Soren n'avaient pas pris le contrôle de l'un de nos sites à missiles, et lancé une contre-attaque sur Calédonia.
- Soren'in kuvvetleri içeri giriyor.
Les forces de Soren sont en train de pénétrer dans cette base.
Gücü ele geçirdikten sonra Soren bir hükümet kurdu, gerçi Rand'dan geriye yönetilebilecek pek bir şey kalmadı.
Depuis qu'il a pris le pouvoir, Soren a mis en place un gouvernement provisoire. Bien qu'il ne reste pas beaucoup de Rand à gouverner.
Yani, Soren'in sığınağı hala bir komuta merkezi gibi kullandığını mı söylüyorsun?
Donc, vous dites que Soren est encore en train d'utiliser le bunker comme un centre de commande.
Eğer sığınağı ele geçirirsek, fiilen Soren'i deviririz.
Je pense que si nous pouvions d'une manière ou d'une autre reprendre le bunker, nous renverserions certainement Soren.
Soren'in kazandığı gerçeğini kabul etmeliyiz.
Nous devrons accepter le fait que Soren a gagné.
Carter?
Carter? Commandant Soren.
Şanssız olup bütün olanlara rağmen hayatta kalanlar, yakında ölecekler, ya hastalık yoluyla ya da Soren'in ayıklama yöntemlerinden biriyle.
Ceux d'entre nous qui ont été assez malchanceux pour traverser ce qui est arrivé, vont mourir assez tôt. Soit de maladie, soit par une des purges de Soren. Il n'y a pas de futur.
Eğer Soren'i devirirseniz ne olacak?
Vous renversez Soren, et après?
Søren Kierkegaard ile ilgili.
- Non, à cause de Kierkegaard.
Göl manzaralı büyük bir ev, çocuksuz, yanımda yalnızca Sören Pilmark olacak.
Grande maison avec belle vue. Pas de gosses. Juste l'acteur Pilmark.
Ben, Soeren Kierkegaard...
Je suis Søren Kierkegaard... Non!
Son şansın.
Fais-le, Soren.
Peki Soren?
Et Soren?