Stefano translate French
188 parallel translation
Via Santo Stefano'da, 149 numarada.
" 149, rue Santo Stefano.
- Acele! Via Santo Stefano 149'a
- Vite, au 149, rue Santo Stefano!
Hemen tutuklanma emri. Üsteğmen Franz Mahler. Stefanstrasse 149'da ikâmet etmekte.
Ordre arrêtez immédiatement le lieutenant Franz Mahler au 149, via Santo Stefano.
Stefano, çabuk ol!
Stefano, dépêche!
Birinin yardım etmesi lazım. Stefano!
Il me faut un coup de main.
- Paris'li Stefano.
Derrière la mule...
Rahip Pio! Rahip Pio nerede?
Domenico a été au pèlerinage A San Stefano...
Dur Stefano, dur.
Arrêtez, Stefano.
Mesela ben Stefano ile buluşacağım sonra dans edilecek, şarkı söylenecek, havai fişekler atılacak.
Je vais voir Stefano, il y aura de la danse, des chants... des feux d'artifice.
Artık Stefano yaşayabilir ve mutlu olabilir.
Stefano a la vie sauve et peut être heureux.
- Görüşürüz, Stefano.
- Salut, Stefano.
- O Stefanoydu.
- C'est Stefano.
Stefano o fuları takıyordu o gün, dahada takarken görmedim...
Stefano portait ce foulard. Et depuis, il ne l'a plus.
Stefano ile konuşacağım ve sana onun cinayetlerle ilgiisi olmadığını kanıtlayacağım...
Je dois voir Stefano et m'assurer qu'il n'est pas le tueur.
Afedersiniz. Stefano Vanzi burada mı yaşıyor?
Excusez-moi, Stefano Vanzi vit ici?
Stefano?
Stefano?
Stefano.
Stefano.
Stefano Vanzi ye bakmıştım..
Je cherchais Stefano Vanzi.
Stefano nun bu konuyla ilgisi yok...
Stefano n'a rien à voir dans l'histoire.
Stefano nun fuları farklı bir renkteydi...
Son foulard était différent.
Eğer stefano da görmediysem kimde görmüş olabilirim...? Anlayamıyorum.. Ama birinde gördüm bu fuları ben...
Si ce n'était pas Stefano, alors qui...
Aynı Stefanoya benziyordu.
On aurait dit Stefano.
O Stefanoydu.
C'était Stefano.
Eğer Stefano, olsaydı sana cevap vermezmiydi?
Si c'était lui, il aurait répondu.
Hayır sadece Stefano evdemi değilmi onu kontrol edeceğim..
- C'est ça. Non, je veux vérifier si Stefano est en ville.
Boşver şu Stefanoyu.
Encore avec Stefano?
Stefano!
Stefano!
Stefano daki siyah üzerine kırmızydı.... Bununla değiştim, benimkiyle aynı....
Celui de Stefano était rouge sur noir... et le mien, noir sur rouge.
Ama bu demek olmalı... Stefano yu da öldürdün....
Mais alors... vous avez aussi tué Stefano?
- Meraba, Stefano.
- Bonjour, Stefano.
- Stefano.
- Stefano!
Di Stefano.
C'est Di Stefano.
Stefano, dikelme öyle. Rahatla.
Stefano, détends-toi, allez.
Stefano, cenaze töreninde değiliz!
Stefano, ce n'est pas un enterrement!
Stefano, özür.
Excuse-moi.
Ama Stefano, bunu nasıl görmezsin? Korkunç bir dönemdeyiz.
Mais Stefano, tu ne comprends pas?
Stefano.
Stefano...
Stefano, sadece seninle konuşuyorum başkalarıyla değil.
Stefano, je parle avec toi, pas avec les autres.
Stefano, korkuyorum. Ne oluyor bize?
- Stefano, j'ai peur.
Seni seviyorum, Stefano.
Stefano, je t'aime.
Işık. Stefano, eve girince kapıyı kilitlediğine emin misin?
Tu es sûr d'avoir fermé la porte en rentrant?
Korkuyorum, Stefano. Korkuyorum.
Stefano, j'ai peur!
Stefano, sen misin?
Stefano, c'est toi?
Fotoğraftaki adamın Stefano olduğunu biliyor musun?
Oui... Tu sais que l'homme sur la photo est Stefano?
Evet, gördüm ama Stefano da öldürülmüş.
Je sais. Mais Stefano a été aussi assassiné.
Stefano, Gisella'ya şantaj yapıyordu. Bir şey biliyordu demek ki.
Stefano faisait chanter Gisella.
Ama Gisella öldürüldüğünde, Stefano onun 5 metre ötesindeydi.
Mais il était face à Gisella, quand elle a été tuée.
- Burada sadece Stefano görünüyor.
On ne voit que Stefano.
Sence burada hayaletler var mıdır, Stefano?
Il y a des fantômes?
Giuseppe di Stefano'yu severim. Onun plaklarından var mı?
Tu as Giuseppe de Stefano?
Sen miydin, Stefano.
Stefano!