English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Strand

Strand translate French

167 parallel translation
Strand'e giden yol bu mu?
C'est bien la route pour Strand?
Az önce otobüs şoföründen duydum Strand'te şu kaçırma olayına karıştığından şüphelenilen birini yakalamışlar.
Ils ont arrêté un des kidnappeurs,
Bütün bir kasaba halkını dava etmiyorum, Will sadece birinci derece cinayetten suçlu olduklarını ispat edebileceğim 22 Strand vatandaşını dava ediyorum.
Passeront en procès uniquement 22 habitants de Strand dont je peux prouver qu'ils sont coupables de meurtre.
- 23 numara, Catalpa Caddesi, Strand.
23, Catalpa Avenue, à Strand.
Strand bu linç olayının gerçekleştiği kasaba, değil mi?
C'est bien à Strand qu'a eu lieu ce lynchage?
Strand, 26 Ekim gecesi hapishanenin yandığı kasabanın adı, değil mi?
C'est bien à Strand que la prison a brûlé dans la nuit du 26 octobre?
Strand'teki mesleğiniz lütfen?
Votre profession, à Strand?
Söz konusu günün öğleden sonrası ve akşamında bir moda yaratıcısı yeteneğiniz ölçüsünde Strand'te Frederick Garrett'in evinde çalışıyordunuz, değil mi?
L'après-midi et le soir en question, vous vous employiez à vos travaux au domicile de Frederick Garrett.
26 Ekim günü, onları akşam saat 5 ile 9 arası herhangi bir zamanda Strand'te gördünüz mü?
Les avez-vous vus entre 17 et 21 heures le 26 octobre, à Strand?
Şu an tanık kürsüsünde Strand bölgesinin Şerifi Thaddus Hummel bulunuyor.
C'est au tour du shérif de venir à la barre.
Sayın Yargıç, jürinin değerli üyeleri, Strand vatandaşı bu kişileri kendi yeminleriyle tanrının huzurunda doğruyu yalnızca doğruyu söylemelerinden başka bir nedenden ötürü tanık kürsüsüne oturtmadım, yalan söyledikleri için Tanrı yardımcıları olsun!
Et si j'ai fait venir ces témoins à la barre, votre Honneur, Mesdames et Messieurs les jurés, c'était pour montrer que, sous la foi de leur serment à dire toute et rien que la vérité, ils ont menti!
Savunma avukatlarının da kabul ettiği üzere bu Strand'te haber kameramanı Ted Fitzgerald tarafından çekilen gerçek bir film kaydıdır bu vesileyle bu filmi iddia makamının bir numaralı delili olarak ibraz etmek istiyorum.
Sous réserve que cette pièce à conviction soit un film authentique, tourné à Strand par Ted Fitzgerald, cameraman, voici notre pièce à conviction que j'appellerai "A".
Ben, hapishane enkazının kaldırılmasına yardım eden bir Strand sakiniyim.
" J'ai aidé à dégager les ruines de la prison
Bir Strand sakini. "
Signé : "Un citoyen de Strand."
İskeletlerden konuşurken, Strand'daki yeni filmi gördünüz mü?
En parlant de squelettes, tu as vu cette nouveauté au Strand?
Harry Fabian Sunar : Atinalı Nikolas Viking Svenson'a karşı.
Renaissance de la lutte gréco-romaine... au ring du Strand
"Mutabakat : Strand Arena, Limitet Harry Fabian'a..."
"Le Ring du Strand loue à M. Harry Fabian..."
"Ayrıca sözü geçen Harry Fabian'ın... " Strand Arena'ya yüz poundluk son ödemeyi gösteriden en az üç gün önce...
" Harry Fabian versera au Ring du Strand...
Komutanı Timmer, bu gece Strand'de kalabalık önünde operasyonla ilgili konuştuğu için İngiliz polisi tarafından götürüldü.
Son chef, Timmer, a été embarqué par la police sur le Strand. Il parlait de l'opération à la foule.
Onu sık sık Strand-Waterloo kavşağındaki trafik ışıklarında görürdüm.
Je l'apercevais souvent dans la rue. Au croisement Strand-Waterloo.
- Silver Strand kumsalında.
- Il habite Silver Strand Beach.
- Kaç yaşındasın?
Strand. Quel âge?
İşte Strand Dergisi'nin erken gelen sayısı.
C'est un exemplaire témoin du Strand Magazine.
Bana Strand Dergisi'nin eski sayılarından verdi.
Il m'a donné des vieux numéros du Strand Magazine.
Bu hikayenin, Strand Dergisi'nde, sayfalarca yayınlanmasını istemezdi.
Je ne crois pas qu'elle aimerait que tout ceci soit étalé dans le Strand Magazine.
- Tamam. Sen uzun yoldan gel ama. Önce Strand'a git.
Toi, tu fais le grand détour par le Strand... puis tu prends Southampton Street.
Janitor'un dediğine göre adı Mirna Stann.
D'aprés la concierge, c'est Myrna Strand.
İyimisiniz bayan Stann? Evet.
Ça va, Mlle Strand?
Carol'u bu akşam Strand'a götürüyor.
Il emmène Carol au Strand.
- Strand'da mı deneyecek?
Il va tenter le coup au Strand?
Bu akşam Strand'da görüşürüz.
A ce soir au Strand.
Alo, Strand Auto Parts mı?
Allô, Pièces Automobiles Strand?
Araba ile La Famules'in en sonuna gideceksin, bu arada arabacıya adres kağıdını ver ama onu yolda atmamasını belirt.
Vous irez au bout du Strand à Lowther Mews. Donnez l'adresse au chauffeur par écrit et dites-lui de ne pas jeter le papier.
Bayanlar baylar bu platinyum kağıt üzerine yapılmış orijinal Paul Strand eseri.
Ceci, Mesdames et Messieurs, est une impression originale... de Paul Strand tirée sur du papier aux sels de platine.
Küçük bir miras birkaç hafta sonumu Strand Palace'da kalabilmemi sağlamıştı.
Un petit héritage m'a permis de passer du bon temps dans un hôtel de luxe.
- Strand Palace'ı seversin.
- Celui-ci te plairait.
Bir keresinde kumsala gitmiştik.
Comme cette fois sur le Strand.
John, İnsanlar Strand dergisini alır, çünkü, Sherlock Holmes'un çözdüğü bir hikaye okumayı bekler.
John... les gens achètent notre revue en s'attendant à voir Sherlock Holmes résoudre des affaires et certainement pas le chirurgien du Crime.
Strand daki makalelerinizin ateşli okuyucularıyız
Nous sommes vos fidèles lecteurs.
Strand Kitapçısı'na gittik, çuvalla kitap.
On est allés à la librairie Strand. 12 km de livres.
Strand Bulvarındaki binamızın zemin katında 2 adet arşiv odası var. Araştırma raporları orda tutulur.
Il y a deux services d'archives dans le premier sous sol de notre immeuble de Strand Boulevard.
Columbia'dan Hunter'a Strand'den, Shakespeare Company'ye geri geldim.
- Quoi? Elle se tape le CE.
1964'den önce Alfred Fellig diye birisi yok. Ama Henry Strand diye birisi var.
Alfred Fellig n'existe pas avant 1964, mais il y a un certain Henry Strand.
1939 yılından önce de Hanry Strand yok.
Ce Henry Strand n'existe pas avant 1939.
Fellig'in kullandığını söylediğin diğer iki isim - Stand ve Rice mıydı?
Les deux autres noms pris par Fellig, c'était bien Strand et Rice?
- Evet. Henry Strand ve L.H. Rice.
Henry Strand et LH Rice.
Gazeteciler Strand'teki bu ufak kargaşa ile ilgili olarak beni aradıklarında onları çok güzel yatıştırabildim.
La presse m'a demandé les raisons de cette agitation.
# Olağanüstüsün, olağanüstüsün sözcüklere sığmayacak kadar...
JO JORDAN AU STRAND THEATRE
Kimin çocuklarısınız siz? - Strand'ların.
Comment t'appelles-tu?
Pardon, bayan.
S'il vous plaît, êtes-vous Myrna Strand?
Strand'a nasıl gidebileceğimi tarif edebilir misiniz?
- Merci.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]