English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Street

Street translate French

5,678 parallel translation
Baker Sokağı'na gidiyoruz.
Baker Street, tout de suite.
- Hayır, cinayeti dene istersen.
Hôtel sur Eddy Street?
Ya da isterseniz bizimle 850 Bryant sokağına gelebilir.
Ou alors il vient avec nous au 850 Bryan Street si tu préfères?
Fullington Sokağı'nda hırsızlık ihbarı.
Un 406 rapporté sur Fullington Street...
90 saniye içinde Amelia Sokağı'nın 18 ile 19 arasına gel.
Viens me chercher sur Amelia Street entre la 18e et la 19e dans 90 secondes.
Sağ olasın.
Merci. Où est-ce qu'on est, Bourbon Street?
- Alizar Yolu karşılığında Blair Sokağı'nı ipotek ettir. - "Peki."
Emprunte contre Blair Street pour couvrir Via Alisar. Très bien.
Warren Caddesi istikametine gitmekte olan sayın yolcularımızın dikkatine.
Avis aux passagers se dirigeant vers Warren Street.
Benimle Liverpool Caddesi istasyonunda buluş.
Rendez-vous à la station de Liverpool Street.
Liverpool Caddesi istasyonundan ayrılıp batıya doğru giden bir treni takip etmeniz gerek hemen!
Il faut que vous traquiez un train qui quitte la station Liverpool Street, se dirigeant vers l'ouest!
Canal Caddesi, Mid-City. Anlaşıldı mı?
4140 Canal Street, en centre-ville.
Canal Caddesi Savings Bank'te doğrulanmış silahlı soygun gerçekleşiyor.
Braquage confirmé à la banque d'épargne de Canal Street.
Royal Caddesi'nde kuzeye doğru yayan biçimde gidiyor.
Il se dirige à pied vers Royal Street.
Flushing Bulvarı'nda, Hall Caddesi'ndeyim.
À l'angle de Hall Street et de Flushing Avenue.
Ben Doğu Rio Caddesi'nin sonunda yaşıyorum.
viens au bout de East Rio Street.
Doğu Rio Caddesi'nin sonu.
Bout de East Rio Street.
Profesyonelim, profesyonel. Başka türlü davranamam. Ancak sıradan ailen Coronation Street'in ortasında...
Bien sûr, je suis professionnel, mais une famille ordinaire qui regarde Coronation Street?
Aynı gün Shankill Caddesi'ndeki Leopold Sokağı'nda yürürken para karşılığında bir yabancıyla sikiştim.
Ce jour-là, j'ai descendu Leopold Street, près de Shankill Road, et j'ai baisé un inconnu pour de l'argent.
Vine Street'de denetçidir.
Sa femme pensait qu'il la trompait.
Berwick caddesindeki pazarda.
Au marché de Berwick Street.
Bayan Janet Shears, 32 Watling Caddesi?
Janet Shears. Elle vit au 32 Watling Street.
Bu sırayı ayarlamak bir sanattır. O gün Bayan Shears'a bir teslimat yaptınız. Colston marka bulaşık makinesi.
- Etes-vous allés chez Mme Shears, avant-hier, au 32 Watling Street, pour livrer un lave-vaisselle?
- Fleet caddesinden acar bir muhabir.
- Un ponte de Fleet Street après-guerre.
2004'te Wall Street Journal'da bir köşe yazısı görmüştüm. Nicolas Trevino ile ilgiliydi.
J'ai vu un article du Wall Street Journal de 2004... au sujet d'un Nicolas Trevino...
Tamam tamam tamam. 1616 India Caddesi.
1616 India Street.
Girls'de önceki bölüm. 1616 India Caddesi.
6666 indias street.
- Canal Sokağından aşağısı olmaz, duydun mu?
Pas au-delà de Canal Street, compris?
"Why don't we go and take a walk down the street?"
♪ Pourquoi ne partirions nous pas faire une balade dans la rue? ♪
Ulaştıkları sonuç, bir grup vakanın kümelendiği yerin şehre ait bir su tulumbasının bulunduğu Broad Sokağı'nın çevresi olduğuydu.
Ils ont découvert une concentration de cas autour de Broad Street, près d'une pompe à eau.
Şimdi gülüyorsunuz, ama size söylüyorum, beni ziyarete gelin Wall Street'de olduğum zaman ve beyaz bir oğlan bana öğle yemeği getirecek, ve büyük koca bir şey süreceğim ve, çocuk diyecek ki
Vous riez, mais je vous le dis, vous viendrez me voir quand je serai à Wall Street avec un petit Blanc qui m'apporte mon dîner pendant que je conclus une transaction et qui me dit :
Rothman Sokak lütfen.
Rothman Street, s'il vous plait.
Oxford Sokak'ta beş sene parlamasının üzerine ışıklar yine yok.
Plus de lumières, après avoir brillé cinq ans sur Oxford Street.
Görüyorum ki Fleet Street'deki meslektaşlarım sizi biraz zorlamış.
Je vois que mes confrères de Fleet Street vous ont donné du fil à retordre.
Jüriye açıklar mısınız Second Caddesindeki 92 numaraya gittiğinizde, göreviniz neydi Bay Hilliard?
Voulez-vous expliquer, pour les jurés, en quoi ont consisté vos fonctions en arrivant au 92, Second Street, M. Hilliard?
Evet, bu genel bir durumdur. Second Caddesindeki, 92 numaraya ulaştığınızda, evdekilerin üzerinde kan buldunuz mu?
En arrivant au 92, Second Street, avez-vous trouvé des traces de sang sur quelqu'un dans la maison?
Weaver Caddesi için anlaşmak sanki bir ömür sürmüştü.
Ça prend un temps fou de se taper Weaver street.
Grev barikatında durman ya da cadde de kalabalık şekilde yürürken marş söylemen de olamaz.
C'est la même règle que tu fasses le piquet de grève ou que tu te balades habillé en femme dans Clapham High Street.
"Carl ve Joy Benson, kızları Beatrice'le 4 Temmuz kutlamaları için Mayford Caddesi'nde"
"Carl et Joy Benson avec leur fille Béatrice sur Mayford Street, pour la parade du 4 juillet."
Ayla Sayyad, Wall Street Telgraf'tan.
Ayla Sayyad, Wall Street Telegraph.
Çin parası, Adohi kumarhanesi
WALL STREET TELEGRAPH ARGENT CHINOIS ADOHI CASINO
- Wall Street Telegraf makalesine...
Pouvez-vous commenter l'article du Wall Street Telegraph- -
LAPD dün gece Whittier Street Köprüsünde olası bir intihara tanıklık eden bir yardım çağrısı almış.
La police a reçu un appel de quelqu'un qui a été témoin de ce qu'il semble être un suicide depuis le pont Whittier la nuit dernière.
Mission Sokak Çetesine bağlı.
Il fait partie du gang "Mission Street".
Whittier Street Köprüsünden dün gece bir ceset atıldı.
Un corps a été jété par dessus le pont de Whittier Street, l'autre nuit.
Whittier Street Köprüsünde geçen akşam ne gördün?
Qu'avez-vous vu l'autre nuit sous le pont de Whittier Street?
Whittier Street Köprüsünde bize ne gördüğünü söyleyebilirsin.
tu peux nous dire ce que tu as vu sous le pont de Whittier Street.
Ben 3rd Street Gaki Boyz üyesi duyuyorum.
Je suis un membre de la 3ème rue Gaki Boyz.
Neredeyiz? Bourbon Sokağı mı?
Non, c'est Frenchmen Street.
- Bir de Bayan Shears var.
- A Watling Street?
- Take Me Or Leave Me #
♪ Every single day I walk down the street ♪
Ben de kaybettim, bekle.
Je l'ai. À gauche de la banque, sur Gerrard Street.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]