Sud translate French
13,124 parallel translation
VE GÜNEY UKRAYNA'DAKİ KIRIM'I İLHAK ETTİ
ET ANNEXE LA CRIMÉE DANS LE SUD DE L'UKRAINE
Beni Güney Amerika'ya götürmelerine izin mi vereceksin şimdi?
Tu vas les laisser m'amener en Amérique du Sud?
Bu adamlar güneye, belki de Meksika'ya gidiyorlar.
Ils sont partis vers le sud, peut-être Mexico.
Tammy Vasquez'in kamyoneti 34. otoyoldan güneye giderken görülmüş.
La voiture de Tammy Vasquez a été repérée au sud sur la Route 34.
Güney Jersey'de yaşamış.
Un gamin du Jersey sud qui a eu toutes sortes d'ennuis.
Güneye dönmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Je vous recommande d'aller au sud.
Güneye değil doğuya gitmemiz gerek.
Il faut aller à l'ouest, pas au sud. À l'ouest.
Güney işimize gelmez.
Le sud, c'est pas bon.
Beni Güney Amerika'ya göndermelerine izin mi vereceksin?
Tu vas les laisser m'emmener en Amérique du Sud?
Aslında en yakın kasaba güneyde, çok uzakta.
La ville la plus proche est loin au Sud.
Güneye gidiyorum.
Je vais vers le Sud.
Ve gün, sizin en sonunda o garip şeytanlardan kaçmayı başardığınız gün olabilir. İlk ve son kez.
SUD et ce soir, vous arriverez peut-être à enfin en finir avec vos démons.
- Kasalar binanın güneybatı köşesinde. - Bunu gerçekten yapacak mıyız?
La chambre est dans le coin sud-ouest de l'immeuble.
Kuzey ve Güney Amerika'da bulunan, aktif ve inaktif tüm Rus istihbarat ajanlarini yakindan taniyorum.
Je suis parfaitement au courant de chaque élément du renseignement Russe en Amérique du Nord et du Sud, actifs et inactifs.
Aslında o ve bir başka ajan Güney Amerika'ya gitmiş uzaylı düşmanları tutuklamak için.
La plupart a été rédigé. Lui et un autre agent sont allés en Amérique du Sud pour appréhender un alien hostile.
Kuzey, doğu, güney, batı.
Nord, est, sud, ouest.
Uluniu'yu geçti ve güneye gidiyor.
Il vient de passé Uluniu et se dirige vers le Sud.
Laurel üzerinde güneye giden çipi takip et Nell.
Nell, trace un 4x4 se dirigeant au sud sur Laurel.
Gözlerin güneye doğru kaydı.
Vous allez au nord ou au sud? Clignement d'oeil sur "sud."
Evet çünkü çok mantıklı insanlar Güney Amerikalılar çok mantıklıdır, değil mi?
C'est parce qu'ils sont tellement raisonnables, ces gens d'Amérique du Sud, c'est logique.
Güney yolu temiz.
Bon pour le sentier sud.
Evet, Güney California.
Si, Sud de la Californie.
Geçen sene büyük bir dalgada sörf yapıyordu ve... -... Rock Piles yakınlarında boğuldu.
L'année dernière il chassait une vague de sud, et il s'est noyé près du spot appelé Rock Piles.
Ana binanın güney tarafındaki bir garaja gitmiş.
Il vient de rentrer dans un garage du coté sud du bâtiment principal.
Güney Filipinler merkezli Moro islami Özgürlük Cephesi üyesi.
Un membre du Front de Libération Islamique basé dans le sud des Philippines.
Güney köşesinin doğusundayız.
On est à l'est du coin sud.
New York Polis Departmanı merminin parkın güney kısmındaki bir apartmanın en üst katından geldiğini düşünüyor.
La NYPD pense que le tir venait du haut d'un immeuble dans le côté sud du parc.
Bana Güney Afrikalı Kainat Güzeli yarışmasındaki finalistler ile Hawaii Loa Cumhurbaşkanının villasında bir hafta tatil versen tartışmasız buraya gelirdim.
Si tu m'offrais ça ou un week-end au "Hawaii Loa Presidential Villa" avec toutes les finalistes de Miss Univers du Sud de l'Amérique, Je choisirais ça, sans hésiter.
Mark bunu söylemek istemiyorum ama duyduğuma göre konferansta Güney Kore'den insanlar varmış.a.
Je déteste te dire ça, mais j'ai entendu qu'... Il y avait un groupe à cette conférence venant de Corée du Sud.
Aynı şekilde kimse Güney Amerika'daki bir havayolu şirketiyle uçmak istemiyor Djinn tarafından gerçekleştirilen bir kaçırılma olayı ile iflas etmiş.
De même, plus personne ne veut prendre une certaine compagnie aérienne d'Amérique du Sud qui a fait faillite après un détournement planifié par le Djinn.
Güney Nevada Hastanesi.
Nevada Sud Hôpital.
South Park'ın güneyindeki bölge her zaman çirkin ve göze batıcı olmuştu.
La zone sud du centre-ville de South Park a toujours été l'horreur de cette ville.
Şehrin güneyindeki o bölgeyi komple yenilediler de.
Ils ont complétement refait la zone sud du centre-ville.
- Güney California'da bir yerde.
Quelque part dans le sud ensoleillé de la Californie.
Demek Ukrayna'daki bir sunucudan Hindistan'daki bir baz istasyonuna oradan da Güney Afrika'daki bir Uydu anteni merkezine. Sonra yine benim sunucuma giriyorsun.
Donc, d'un serveur en Ukraine à une tour de portables en Inde, à une parabole en Afrique du Sud, puis retour à mon serveur.
- Beklentilerin hep altında kalıyorlar.
Vivaces sous-performants AFC Sud.
Binanin güney tarafinda, ikinci bir patlama daha oldu.
Il y a eu une deuxième explosion sur le côté Sud du bâtiment.
1925, Valilik Makamı, Güney Kore
Bureau Du Gouverneur Corée Du Sud - 1925
Ama Güney Çin'de askerler böyle avlanır.
Mais en Chine du Sud, les soldats chassent comme ça
Çünkü sen, ne yemek eleştirmenisin, ne de önemli biri!
au sud de la ville et affronte-moi, parce que tu n'es pas un critique culinaire, et que tu n'es pas important!
Şehrin güneyinde görüşürüz. Korkak tavuğun teki değilsen tabii!
Et à moins que tu ne sois une poule mouillée, on se revoit au sud de la ville.
Güneyli, zenci bir lezbiyen olmama rağmen şimdiye kadar yaşadığım en kötü şey bu.
Je suis une lesbienne noire qui vient du Sud, Et ce fut la pire chose que j'ai jamais vécue.
Asansör güney köşesinde.
Escalators, angle sud.
Dostumuz Devin birkaç yıl önce güney kıyılarından yer satın almak için paravan şirket kurmuş, sonra ekonomik krizden etkilenmiş.
Notre ami Devin à installé une société fictive il y a quelques années, l'utilisant pour acheter un terrain dans la rive sud, Etre un tueur à gage est dur avec la crise.
Güneyde enerji barı ve Gatorade'den başka bir şey almadı bu adam.
Rien d'autre que des PowerBars et de la Gatorade pour ce gars du Sud.
Az önce eyalet denetçisinin planlarını hackledim ve yangın borusunun diğer ucuna, hastanenin güney tarafındaki bir sokak arasından erişebilirsiniz.
J'ai juste hacker les plans des accesseur du comté, et vous aurez accès à la borne à eaux à partir de la ruelle du côté sud de l'hôpital.
Güneydoğu köşesi, üst kat. Yakalayın şunları.
Coin sud-est, dans les arbres.
Aloha Teknoloji Merkezine gitmeyi sever.
Aloha au sud de Cameron.
Echo Park'tan buralara kadar gelen
Connu aussi comme le Brooklyn du sud de la Californie...
Oranın hemen güneyinde?
Là-bas, au Sud?
O anlaşma için birbirimize defalarca gidip geldik ve onun ofisine her gidişimde, hemen altımızdaki güney çıkışını kullandım ve o buraya her gelişinde de aynı kapıyı kullandı.
On a fait des douzaines d'allers-retours, à chaque fois que j'allais le voir, je passais par l'entrée sud, là, et quand il venait ici, il prenait la même porte.