Suçlama translate French
2,534 parallel translation
Sonra okula geç kalırsan beni suçlama.
parce que tu m'as perdu.
Bunun için Ra Im'i suçlama.
Ne lui donnez plus rien à faire à l'avenir.
Öğleden sonraları, ama onu suçlama.
Plus très souvent là.
O kızlara bir suçlama yöneltmek istemem.
Je ne veux pas incriminer ces filles.
Suçlama üzerine konuşmuyorum, huzur hakkında konuşuyorum.
Je ne parle pas d'accusation. Je parle de consolation.
Düsündügüm her seyi size de söylüyorum, o nedenle beni suçlama.
Je vous ai dit tout ce dont j'ai pensé, alors ne me blâmez pas.
Kendini bu kadar suçlama, hayatım.
- Ne t'en veux pas autant.
Hakkında birkaç sağlam suçlama var savcılık kefaletle tahliyene karşı çıkacaktır.
Écoutez, les accusations sont lourdes. Le proc va refuser la caution.
Hayır, lütfen kendini suçlama.
Ne vous faites pas de reproches.
Sakın Bitterman'ı suçlama. Beni banyodan çıkarabilmek için çok uğraştı.
Ne blâmez pas Bitterman qui a eu un mal d'enfer à me tirer du bain.
Bundan başka suçlama olmayacak mı?
Ce sera là mon dernier procès?
Siz penguenlerin başına gelenler yüzünden beni suçlama.
C'est ma faute, maintenant. Ce qui arrive aux manchots, j'y peux rien!
Sakın onu suçlama!
Ne t'en prends pas à elle!
Bunu yapmayı çok isterdim. Ama önce bir suçlama gerek.
J'adorerais mais sans motif, c'est impossible.
Chirkoff'u ömür boyu hapse tıkacak suçlama o flaşta var.
Elle contient de quoi enterrer Chirkoff.
Buna gelince ; hakkındaki suçlama, hırsızlık ve kayıtdışı silah bulundurma.
Va chez ce peigne-cul et inculpe le pépé... pour possession illégale d'arme à feu.
Sağ kaldığın için kendini suçlama.
Ce n'est pas ta faute si tu as survécu.
Çok fazla hayalet var, onları suçlama.
Je peux pas t'en vouloir. Trop de fantômes.
Beni suçlama!
Ne viens pas me le reprocher.
Ya biri öğrenirse, o zaman haksız yere suçlama yüzünden muhtemelen başın belaya girecek.
Et si quelqu'un venait a le savoir, alors tu aurais de gros soucis parce que c'est probablement une fausse accusations.
Kusura bakmayın ama Bay Freel, bu çok tehlikeli bir suçlama.
Sauf votre respect, M. Freel, c'est une accusation dangereuse.
Onu suçlama.
Il ne la tient pas pour responsable.
Kendini suçlama bu kadar.
Arrête de te culpabiliser.
Suçlama olmadan bu çocuğu burada tutamazsınız.
Vous ne pouvez pas détenir cette enfant sans l'inculper.
Üstü "hafifçe" örtülü bir suçlama bay Castle.
Voilà une accusation à peine déguisée.
Suçlama, tasarlanmış cinayet.
Non, meurtre avec préméditation.
Avukat tutanlar da bizi "ırk kaynaklı suçlama" ile suçluyor.
Ceux qui ont un avocat, nous accusent de préjugés racistes.
Kendini suçlama. Elinden bir şey gelmez.
Tu ne peux pas gagner et crois-moi, c'est sans fin.
Umarım, bürosundaki patlama için Julia'yı suçlama amacıyla gelmemişsindir.
J'espère que vous pensez pas que Julia a fait exploser son propre bureau.
Bu çok ciddi bir suçlama.
C'est une lourde accusation.
Büyük jüri suçlama yapmadan onu tutuklayamam.
et je ne peux pas l'empêcher de s'échapper.
Kendini suçlama, adamım.
Ne t'en veux pas comme ça, mon gars.
Sik yerine vajinayla ve taşakların olmadan doğduğun için beni suçlama.
Ne me reproche pas d'avoir un clitoris pour bite et un minuscule sac pour abriter ce qui passe pour des boules. Tu vois?
Buradaki iyi insanları da suçlama. Çalışmaktan kıçı çıkıyor adamların.
Et ne t'en prends pas aux autres, ils se mettent en quatre.
Ben bir bit suçlama olmaz.
Je ne te le reprochais pas.
Onları suçlama.
Ne pas les punir.
Suçlama Jeremy Nolan'ın aleyhine yapılmış.
Les accusations sont contre lui. Ça date de trois jours.
Onu suçlama.
Ne la blâme pas.
Kendini suçlama, senin hatan değildi.
Ne culpabilise pas, ce n'était pas ta faute.
Bir dakika önce, suçlama kaçakçılıktan ibaretti.
Il y a une minute, on vous accusait de contrebande.
İşte yine bay Suçlama Oyunu.
Oh, c'est parti Mr. je blâme le match.
- Suçlama oyunu demeyin artık be.
- Arrête de dire que je blâme le match.
Seni öldürdüğüm için beni suçlama!
Pardonnez-moi... Tu dois mourir!
Onu suçlama.
Elle n'y est pour rien.
Bir cinayet sebebim, karakter tanığım ve ölüm döşeğinde yapılmış suçlama var.
J'ai le mobile, un témoin occulaire et une accusation sur le lit de mort.
Evet, biz Gene Toy'u temsil ediyoruz ve sizde bunu derhal indireceksiniz çünkü her hangi bir suçlama yapılmadı ve bu bir iftira.
Uh, ouai, nous représentons Gene Toy, et vous allez devoir enlever ce truc, parce que ça n'a pas été prouvé et que c'est diffamatoire.
Suçlama yapmak istemiyorum.
Je ne veux pas causer des fraies.
Onu suçlama, Cesare. Fransız hordası karşısında geri çekildiği için.
Ne lui en veux pas de battre en retraite face aux hordes françaises.
Kendi problemlerin yüzünden mektupları suçlama.
Ne blâmez pas les lettres pour vos propres problèmes.
Stan, kendini suçlama.
Tu n'y es pour rien.
Anneni suçlama.
Ne blâme pas ta mère...