English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sybil

Sybil translate French

736 parallel translation
- Sybil, bluzümle ilgilendin mi?
- Sybil, as-tu repassé ma blouse?
Bea, Sybil'le o şekilde konuşma.
Bea, ne parle pas comme ça à Sybil.
Sybil, bugün alt katı temizlemen gerekmiyor.
Sybil, pas besoin de nettoyer en bas aujourd'hui.
- Hayır, teşekkür ederim, Sybil.
- Non, merci, Sybil.
- Günaydın, Sybil.
- Bonjour, Sybil.
- Sybil, biliyorsun, ben çay içerim.
- Sybil, tu sais que je bois du thé.
Sybil, ağaç arabada.
Sybil, le sapin est dans la voiture.
Sybil böbrek turtası yapmış.
Sybil a fait une tourte de rognons.
Sybil neredeyse yemeği dağıtmak üzere.
Sybil est presque prête.
- Ben dışarıdayken evi temizler misin, lütfen?
- Sybil, vous pouvez faire le ménage.
- Sybil seni çağırıyor, Lucia.
- Sybil t'appelle, Lucia.
Sybil, kentten aldığım şeyleri yerleştirmemiştim, lütfen...
Sybil, vous pouvez ranger mes achats de ce matin.
Sybil, lambalardan tasarruf sağlamalıyız. Bu...
Sybil, nous devons réduire la facture d'électricité.
Sybil, hemen arabamın anahtarını getir.
Sybil, les clefs de ma voiture, vite.
- Sybil!
- Sybil!
- Gidin buradan. - Sybil arabayı stop et ve yardıma gel.
Sybil, prenez la voiture et allez chercher de l'aide!
Sybil, beni üzmek mi istiyorsun?
Oh, Sybil! Vous voulez me chagriner... petite coquine.
Sus Sybil!
Tais-toi, Sybil!
Saygılarımla, Bayan Sybil Agro. "
Cordialement, Mme Sybil agro. "
Bilmiyorum, Sybil.
Je ne sais pas, Sybil.
Tamam, Sybil.
Oui, Sybil.
Sybil'in eski aşkı yeniden alevlenir. Boilreau'yla birlikte küçük evlerine dönerler.
Sybil ressent à nouveau son ancien amour et, avec Boileau, elle retourne dans sa maison de Clermont-Ferrand.
Ben Sybill.
C'est Sybil.
Bay Katz, ben Sybil Tooksbury'yim.
Monsieur Katz, je suis Sybil Tooksbury.
Pazartesiden beri orada Sybil.
Il est là depuis lundi, Sybil.
Reklam vermeye, karar verdim Sybil.
J'ai décidé de faire de la publicité.
Sybil, otel sektörünü bilirim.
Sybil, je connais l'hôtellerie.
Sybil, deneyip daha iyi... sınıftan insanları çekmeliyiz.
Sybil, on doit essayer d'attirer une meilleure clientèle.
Sybil, bak!
Sybil, écoute.
Sybil, bunu kasaya koyar mısın lütfen?
Sybil, peux-tu mettre ca dans le coffre-fort?
Bak Sybil. Lord Melbury ile bunu konuştum.
Ecoute Sybil, j'en ai parlé avec Lord Melbury.
Demek geldin Sybil.
Ah, te voilà, Sybil.
- Ama çok önemli! Burada önemli birşeyle uğraşıyorum Sybil.
- Je m'occupe d'une chose importante là.
Ne yapıyorsun Sybil?
Que fais-tu, Sybil?
Sybil o kasayı açmanı yasaklıyorum!
Je t'interdis d'ouvrir ce coffre.
Sybil o çantayı çıkarmanı yasaklıyorum!
Sybil, je t'interdis de sortir cette mallette.
Sybil, açma o çantayı, yasaklıyorum!
Sybil, n'ouvre pas cette mallette, je l'interdis.
Sybil nerede?
Où est Sybil?
Sybil nerede?
Où est Sy-bil?
Cidden Sybil.
Enfin.
Maalesef üstüne basıldı.
André, c'est Sybil Fawlty... Oui, piétiné, malheureusement.
- Evet, O'reilly. Sybil, beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyorun.
Tu m'étonneras toujours.
Alo, Sybil Fawlty.
Allô, Sybil Fawlty.
Ben Sybil Fawlty.
Sybil Fawlty.
Sybil, onu kapatır mısın?
Sybil, veux-tu éteindre?
- Sybil, Bea nerede?
- Sybil, où est Bea?
Sybil!
Sybil.
Andre, ben Sybil Fawlty.
Distrais-les, je ne sais pas.
- Sybil.
- Sybil.
Tanrım bana yardım et. - Merhaba Sybil.
Salut, Sybil.
Sybil, yeter artık.
Allons, Sybil, ça suffit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]