English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sürpriz

Sürpriz translate French

10,402 parallel translation
Yerel polis cep telefonunu çöpte bulmuş ve sürpriz, kamera yok.
La police a trouvé son portable dans une poubelle et aucune caméra.
- Ne güzel bir sürpriz.
Un plaisir inattendu.
Sayemde sürpriz bir müzisyen konuğumuz var bu akşam.
J'ai engagé un invité musical surprise cette après-midi.
Bu bir sürpriz.
C'est une surprise.
Düğün davetlileri olarak kendimizi ispatlamamızda, sürpriz bir gelişme oldu.
Il y a un rebondissement dans notre retour en tant qu'invités.
Bir de sanırım Homer Simpson kostümlü bir adam bana sürpriz yapacaktı.
Et je crois qu'il y avait un mec dans le costume d'Homer Simpson qui devait me surprendre.
Neymiş bu büyük sürpriz?
J'ai eu ton mot.
Sürpriz.
Surprise!
Konsey üyesine, sürpriz bir ziyaret yapacağız.
Nous allons rendre à la conseillère une petite visite imprévue.
Baltimore'daki adamların yaptıklarından sonra çalışıyor olmaları bile sürpriz.
Et avec ce que ces soldats ont fait à Baltimore, il est étonnant que rien ne fonctionne.
Bu ne hoş sürpriz.
Quelle agréable surprise!
Bugün aslında doğanın aminoasitleri proteinlere dönüştürmesini konuşacaktık ama 8. bölümle ilgili sürpriz bir sınav yapacağız. Yani bonomo maymunlarının üreme sistemleri hakkında.
Je sais qu'aujourd'hui nous devions parler de la façon dont la nature cartographie les acides aminés dans les protéines mais je vous propose une interro surprise sur le chapitre 8 qui porte sur le système reproductif des bonobos.
Sürpriz!
Surprise!
Yarın ansızın, hiç planda olmayan sürpriz bir quiz olabilir.
Demain, vous aurez un examen complètement inattendu.
Sürpriz! Fazlasıyla umurumda.
Surprise, je m'en soucie beaucoup.
- Sürpriz!
- Surprise!
Büyük sürpriz.
Grosse surprise.
Ne kadar hoş ve beklenmedik bir sürpriz.
Palmer! Quelle délicieuse et inattendue surprise.
Bu ne sürpriz!
Quelle surprise.
Belki de sürpriz yapmak istemişti.
Une surprise, peut-être.
Sürpriz saldırı, Holly.
Surprise attaque, Holly.
Babam seni neşelendirmek için sürpriz yapmak istemişti ama elma bulamadık.
Pere voulait que ce soit une surprise, pour vous réjouir, et... mais il n'y en avait point.
Sürpriz olsun istemiştim, bu yüzden anlatmadım.
J'avais l'intention de te faire une surprise, C'est que pour cela que j'ay gardé le secret.
Carlos! Bu ne sürpriz, misafir listesinde adının olduğunu hatırlamıyorum.
Quelle surprise, je ne me souviens pas de votre nom sur la liste des invités.
- İşte bu sürpriz oldu.
Pour une surprise...
Bu senin için sürpriz olmamıştır genellikle neden bahsettiğini anlamıyorum.
Ce ne devrait pas te surprendre que je ne sache souvent pas de quoi tu parles.
- Sürpriz, sürpriz.
- Surprise, surprise.
- Sürpriz olmadı.
- Pas très surprenant.
Ama bu sürpriz değil.
Mais ce n'est pas surprenant.
Sürpriz olmadı.
Surprise.
Sizinle bu şekilde karşılaşmak biraz sürpriz oldu.
Je pensais pas te rencontrer ici, comme ça, mais...
- Bu ne sürpriz.
Ton appel m'a surpris.
Sürpriz.
Ta-da!
Kardeşim, bu ne hoş sürpriz.
Mon frère, quelle délicieuse surprise.
Bu bir sürpriz ama sanırım beklenmedik değil.
C'est une surprise, mais je m'y attendais.
Başkentte Espheni'ye sürpriz yapacağımızı düşünüyor musun?
Tu penses qu'on surprendra les Espheni à Washington?
Çok da büyük bir sürpriz değil.
Oh, eh bien, pas de surprise.
Sürpriz, anne!
Surprise, maman.
Sana sürpriz yapmak istemiştik. Bütün öğlen prova yaptık.
On t'a préparé une surprise.
Özel bir şey var aslında, bir sürpriz. Senin için.
En réalité, j'ai effectivement quelque chose de spécial de prévu... une surprise pour toi, en fait.
Nasıl bir sürpriz?
Quel genre de surprise?
Üvey ailem buraya yeni taşındı. Ona sürpriz yapayım dedim.
Ma famille d'accueil vient d'emménager ici.
General Horemheb'in ihaneti bir sürpriz değil.
La tromperie du Général Horemheb n'est pas une surprise.
- Alex, bize sürpriz yapacak bir ailesi birisi veya anahtarı olan biri var mıydı?
Alex, avait-elle de la famille, n'importe qui qui pourrait nous surprendre ici ou quelqu'un qui avait une clé?
Anneca Oil'in, boruyolunu kapattığını açıklamasından saatler sonra bu sürpriz gelişme oldu.
Juste quelques heures après l'annonce d'Anneca Oil de fermer son oléoduc survient ce surprenant développement.
Duruşmada, delilleri olan sürpriz bir tanığın olduğu bildirildi.
Les poursuites, en objection, a annoncé un témoin surprise.
Sürpriz tanık demek. Bu müdafaa heyetini oldukça şaşırtmış olmalı.
Un témoin surprise, cela pourrait secouer la défense.
Ölmedim, geri döndüm, sürpriz, neyse.
Pas morte, de retour, surprise, bref.
Sürpriz yapacaktım tatlım ama birkaç hafta önce şöyle bir gezeyim diye gittim.
Oui, j'y suis allé, il y a deux semaines pour tester.
- Sürpriz!
On a pensé...
Ona sürpriz yaptım.
Je l'ai surprise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]