Sürücü translate French
2,246 parallel translation
Buralarda ki en iyi sürücü benim.
Je suis le meilleur de la région.
Sürücü kayıtların nasıl?
- Des accidents? Ton dossier est vierge?
Yılda bir düzine farklı sürücü kullanırız, Değişimli olarak girer ve çıkarlar, Sistemde hiç kimsenin çok fazla gözükmediğinden emin oluruz.
Nous avons beaucoup de conducteurs, faisons une rotation... pour nous assurer que personne n'apparaît trop dans le système.
Öyleyse, bir dahaki sefere, sürücü belgene ihtiyacım olcak. Yerel ve eyalet dışı ikiside lazım.
Tu m'apporteras ton permis, local et hors de l'État.
İki sürücü belediye aracını yanlardan sıkıştırır.
Deux chauffeurs coincent le véhicule de la ville.
Sürücü biraz endişeli gibi.
Le conducteur a l'air inquiet.
Sürücü!
Conducteur!
Hassan'ı buldunuz mu? Hayır. Pusu kurmuştuk, yakalamaya ramak kalmıştı tam bu esnada sürücü rotasını değiştirdi.
Nous avions préparé une embuscade, on l'avait presque et d'un coup, le pilote a changé sa route.
Arabasına bir iz sürücü ve dinleme cihazı koyduk.
Sa voiture est sur écoute et équipée d'un mouchard.
Hayır, ben sadece diyorum ki dışarıda ona benzer birçok araba ve sürücü var.
N'est-ce pas? Non, je dis simplement qu'il y a probablement beaucoup de voitures comme celle-là.
Fakat yeni birkaç sürücü yüzünden çetin bir yarışma geçirecek Frankenstein da bunlardan biri.
Mais la compétition sera rude avec de nouveaux pilotes dont Frankenstein.
Akademide sürücü eğitimini geçtin mi?
T'as réussi la conduite à l'Académie?
Zaman zaman onun sürücü olmasına izin vermelisin hem gerçek, hem de mecazi anlamda.
Laissez-le conduire, parfois. Au sens propre comme au figuré.
Sandie Danson'ın sürücü ehliyeti.
Le permis de conduire de Sandie Danson.
Sürücü ve istikamet belgelerinizi görebilir miyim?
Vos papiers, s'il vous plaît.
UAÖ * üyesi ve otomatik vitesli araçlar için sürücü ehliyeti var.
Il est membre d'Amnesty et il conduit une automatique.
'... sürücü engel raporu verdikten sonra, Paddington'da Box Tünelinde durduruldu.'
... à Paddington s'est arrêté dans le tunnel à cause d'un obstacle sur la voie.
Sürücü, ellerini görebileceğim şekilde dışarı çıkar.
Le conducteur, sortez vos mains à la fenêtre, que je puisse les voir.
Senin adam sadece bir sürücü, aracı değil.
Votre type ne fait que conduire.
Sürücü ve Astsubay öldürüldü.
{ \ pos ( 192,210 ) } Le conducteur { \ pos ( 192,210 ) } et Renny ont été tués.
Sürücü zenci Amerikalı, üstünde kimlik yoktu.
{ \ pos ( 192,210 ) } Le chauffeur était afro-américain, sans identité.
Sürücü durmaya çalışmamış bile.
Il n'a même pas essayé de s'arrêter.
O zaman sürücü park yerinden çıktı geri döndü, yeniden hızlandı ki bunun anlamı...
Le chauffeur a dû sortir du parking, faire demi-tour et accélérer, - ce qui signifie...
- Sürücü kursu hocanla karşılıksız aşk ilişkisi mi yaşadın?
- Le béguin pour un prof?
Hayalet Sürücü.
Le Motard Fantôme.
Çünkü sen zorlu birisin, Hayalet Sürücü'sün.
Parce que tu es un mec dur! Tu es le Motard Fantôme!
Sarhoş sürücü.
Un conducteur soûl.
Sürücü, bir kayıp bildirmeye gelmiş.
Le chauffeur est venu nous signaler une disparition :
Sonraki tahsilata gitmeden önce gidip... Bu başsız sürücü!
Leur chef semble avoir réclamé des informations sur l'éventreur.
Ve dahası burada başsız bir sürücü var! Tokyo senin için bir beton yığınından ibaret!
C'est cet Izaya qui t'a dit de m'aimer?
Daha iyi bir sürücü olman için bir yol.
C'est le moyen pour que tu deviennes une meilleure conductrice.
Sürücü aynı zamanda tetikçi olabilir, ve bu da neden durmadığını gösterir.
Si le conducteur était le tireur, normal qu'il ne se soit pas arrêté.
grip aşıları, kabakulak, sürücü ehliyeti, üniversite masrafı...
Des vaccins de grippe, les oreillons, le permis, et la bourse d'études.
Yerel haberlerde bugün Quahog Park'ında... sarhoş bir sürücü tarafından çarpıp kaçma olayı yaşandı.
Aujourd'hui, un conducteur ivre a percuté deux enfants au parc.
Bir sürücü ve dokuz kaçaktan bahsediyoruz.
Un chauffeur et neuf clandestins.
Sürücü koltuğunun camı açık.
La vitre côté conducteur est baissée.
Sürücü koltuğunu bırakmak istemiyorsun.
Vous voulez rester aux commandes.
Sürücü Ross Webber'ın elinde bir silah varmış.
Le conducteur, Ross Webber, il a une arme.
Sürücü kapısından parmak izleri aldınız mı?
Vous avez les empreintes de la portière?
Ve Ryan ikinci sürücü için sigortam olmadığını bilyordu, Yani iznim olmadan aldığından, bu hırsızlıktır.
Ryan savait que j'étais pas assurée pour un autre conducteur, donc s'il la prise sans mon accord, c'est du vol.
Sevgili Jane genellikle, içerde dört kişi, dışarıda da kaçış için bir sürücü, toplam beş kişi olurdu.
D'ordinaire, le gang, c'est 4 à l'intérieur et un chauffeur dehors, soit 5 gars au total.
tüm elektronik devreleri bozuyor. Ve sürücü koltuğunda da bunları bulmuşlar.
Et voici grâce à quoi ils vous ont trouvés.
Sürücü onu durdurmaya çalışınca da elindeki boya kutusuyla kafasına vurmuş.
{ \ pos ( 192,220 ) } Quand le chauffeur a voulu l'arrêter, Newman lui a jeté le contenu du seau.
Şu an sürücü ehliyetine bakıyorum.
Voilà le permis du conducteur.
Sürücü kayıplara karıştı.
Le chauffeur a disparu.
Sürücü tarafında bir çizik var.
L'aile arrière gauche est emboutie.
- Tabi, çünkü dışarıda delirmiş İranlı bir sürücü var.
Parce qu'il y a un iranien fou quelque part.
iz sürücü konusuyor. izi sürülen gri sahis aracin arkasinda.
La cible est derrière un van gris.
Özel bir İnternet sayfasından gruplarına üyelik kabul eden eşinin tek örneği bir çete olduğu söyleniyor. 16.2 ) } İsimsiz 289.8 ) \ frx8 \ fry4 } Görünüşe göre bazılarının ucu Awakusu Kulübüne dayanıyor 282.6 ) } İsimsiz 592.2 ) \ frx2 \ fry12 \ frz359.256 } Başsız sürücü Dollars'ın üyesi { cuts off near the end }
Ah bon?
Sürücü koltuğuna geç.
Prends le volant.
Büyük olan, sürücü.
Le costaud, le chauffeur.