Taiwan translate French
239 parallel translation
Tayvan'dan benim için bir uçak geliyor.
Un avion doit venir de Taiwan me chercher.
Bize anlattığın Tayvan'la ilgili şu şeye ne oldu?
Où en est ton affaire de Taiwan?
Kızıl Çin'i tanıdıkları anda Japonya Tayvan'la diplomatik ilişkilerini koparacak.
Le Japon rompra avec Taiwan en reconnaissant la Chine Rouge.
Tayvan'da acil durum, Filipinler.
Taiwan, Philippines.
Lord Cheng Tayvan'da asker topluyor.
Le seigneur Koxinga prépare une armée à Taiwan.
Çünkü hepsi bıkkınlık verdiğini söylüyor.
Quelle est la différence? Nous pouvons aller à Okinawa, ou Taiwan.
Bunlar Tayvan'dan gelme otantik taklitler.
Ce sont des vraies imitations de Taiwan.
Ho. Yarın Tayvan'a giderken Shing'i de yanına al.
Ho, prends Shing avec toi à Taiwan après demain.
"Taiwan" Chai Wan'la karıştırma!
Taiwan!
Çok fazla kavga...
Les perceuses, les hachoirs, les gangs de Taiwan!
Yarın benimle Tayvan'a gelme.
Cette affaire à Taiwan demain, tu ferais mieux de ne pas y aller.
Sung Tayvan'daki bazı adamlarımızı öldürmüş.
Sung Tse Ho a tué plusieurs de nos Frères à Taiwan.
Chung Amca, seni görmemi söylemişti.
Ken, oncle Chung de Taiwan m'a dit de venir vous voir.
Tayvan'da işimi yaptığım sıralarda...
Je faisais des affaires à Taiwan...
Ama onu yasal yoldan geri alamayız.
Mais il n'y a pas de traité d'extradition entre Hong Kong et Taiwan.
İki gün içinde, sahte bir nakliyat gemisiyle Tayvan'a 500 KG eroin nakledileceğine dair bazı bilgiler aldık!
Nous avons juste besoin d'un peu plus d'informations. Dans deux jours, une grande quantité de fausse monnaie doit être envoyée à Taiwan. ainsi que 500 kg de morphine.
Taiwan yeryüzündeki en eğlenceli yer olmalı.
Alf, tu devrais aller dans la cuisine.
- Tayvan malı mı?
- Ca venait de Taiwan? - Ouais.
Tayvan'a uçakta yer ayırt kardeşim, - - ilk olarak!
Petit, réserves nous un vol pour Taiwan.
Bangkok, Taiwan, Tokyo- - hey, ne farkeder?
- Bangkok, Taiwan, Tokyo Quelle différence?
Beni mümkün olduğunca çabuk ara ve Ling'i Tayvan'a götür.
Téléphones-moi aussitôt que toi et Ling arrive à Taiwan.
Onlara Tayvan malı, plastikten Cennet anahtarları veriyorlar. Ve onlara, öldüklerinde Cennet'e gideceklerini anlatıyorlar.
Ils leur donnent des clés du paradis en plastique fabriquées à Taiwan, et leur disent qu'ils iront au paradis s'ils meurent.
Çünkü hepsi Japonya'da, Singapur'da, Malezya'da Tayvan'da ve kirliliği kimsenin takmadığı b.k çukurlarında.
Tous partis au Japon-Singapour-Malaisie, à Taiwan, tous les bleds pourris où on adore la pollution!
Annen ve ben çalkantılı bir yerden, Çin'den Tayvan'a geldik.
Contraints de partir pour Taiwan nous avons vécu des temps troublés.
Makul bir şey bulduğumuzda da Tayvan malı çıkıyor.
Et lorsqu'on trouve quelque chose, ça vient de Taiwan!
Eve döndüğümüzde ona bir şeyler göndermeliyiz.
Il faudra lui envoyer quelque chose, de Taiwan.
Tayvan'a, ziyaretimize gelin.
Et viens nous voir à Taiwan.
Tayvan'da büyüdüm, ya sen?
Je viens de Taiwan.
Biz Taiwan'a geldikten sonra, mide kanserine yakalandı ve öldü.
À Taiwan, il a eu un cancer de l'estomac qui l'a emporté.
Çin Mutfağı 40 yıldır Taiwan'a taşınıyor.
La cuisine chinoise est arrivée à Taiwan il y a 40 ans.
Fakirler Tayvan malı alıyor, zenginler ise Hollanda malı...
Les Américains vont à Taiwan.
Taiwan'da doğdum ve babamla birlikte 5 yaşında Hong Kong'a geldim.
Je suis né à Taiwan. À 5 ans, mon père m'a emmené ici.
Paris-Taiwan bağlantılı.
L'axe Paris-Taiwan.
Sanırım Tayvan'a tamire gönderebilirim.
Je pourrais le retourner à Taiwan.
Tayvan'da neden herkesin kadın haklarından bahsettiğini artık anlıyorum.
Maintenant je finis par comprendre... Pourquoi tout le monde parle tant des femmes de Taiwan.
Tayvan'dan bir telefon geldi.
Il a reçu un appel de Taiwan.
Kai onların Tayvan'a gittiğini söylemişti.
Kai dit qu'ils sont repartis à Taiwan.
Ama karısının akrabaları Tayvan'dan telefon edip onları soruyorlar.
Mais leur famille a appelé de Taiwan et ils sont également à leur recherche.
Üç ay sonra Tayvan'dan gönderdiği kartpostalı aldım.
Trois mois plus tard, je recevais une carte de Taiwan.
Ama eskiden üretiyorlarmış da. Adı "die cast." Ama şimdi pirinci yurtdışından getirmek daha ucuz.
Avant, ils les fabriquaient, mais c'est moins cher de faire venir le cuivre de Taiwan.
Çinli misafirlerin kullanacağı yemek çubuklarının paketlerinde... okunaklı bir şekilde "Tayvan Malı" yazıyordu.
Les convives chinois découvrirent que les baguettes étaient "made in Taïwan".
İyi Seyirler Çeviri : nano neco _ z MEMUR KONUTLARI KAOSHIUNG İLÇESİ
Dortoir municipal de Kphsiong, Taïwan.
Babam Tayvan'da topu topu 3 ya da 4 yıl kalmayı planlamıştı.
Au début, papa comptait ne rester que trois ans à Taîwan.
İki kat pahalı ama Tayvan malından üç kat daha iyi.
Mais 3 fois mieux que ce "made in Taïwan".
Nereden aldın bunu? Malzemelerin hepsini sipariş ettim.
Taïwan doit être l'endroit le plus amusant sur Terre.
Her biriyle konuştuk.
- Avant l'évacuation du Kuo-min-tang vers Taiwan
Ne zaman evleneceksin? Malumundur, baban Çin'den Tayvan'a bir başına gelmiş.
A ton âge, papa est venu seul à Taïwan.
O setler Tayvan'da senin gibi çocuklar tarafından monte ediliyor.
C'est assemblé à Taïwan par des enfants.
- Aslında hayır. Üniformalar Tayvan'dan geliyor.
Non, ils sont fabriqués à Taïwan.
Hepsi Tayvan malı!
Tous faits à Taïwan!
Tayvan'ın istilasına karşıIık Amerika'nın cevabı.
Réaction à l'invasion de Taïwan!