Tant translate French
66,219 parallel translation
Sana "İnsanlar Yaşadıkça" yı izlerken bana söylediğin bir şeyi hatırlatacağım.
Mais rappelle-toi... ce que tu as dit quand on regardait Tant qu'il y aura des hommes.
Nonoşlar yaşadıkça!
Tant qu'il y aura des homos!
O hayatta olduğu sürece peşinden gelecek, çünkü yaptığı şeyi bilen tek kişi o.
Il la poursuivra. Tant qu'elle est vivante, quelqu'un sait ce qu'il a fait.
Yoksa hepiniz tarihe korkaklar olarak geçeceksiniz!
Ou vous entrerez tous dans l'Histoire en tant que lâches.
Kesinlikle cinsel aktivite yok Tüyler ürpertici'Bay düzelt'gitti.
Pas d'activités sexuelles tant que M. Bricolage sera ici.
Seks köleleri bile değil mi?
Même en tant qu'esclave sexuel?
Seks yapmak ne kadar önemli Bir şekilde mi Hep düşündüm Tamamen overrated.
Pourquoi tant s'intéresser au sexe? J'ai toujours trouvé ça surfait.
Kapanın elinde kalmadan biraz erzak zulalamalıyız.
On devrait récupérer des provisions tant qu'il en reste.
Küçüklerde de, ortalarda da, her boyutta ilaç firmasında.
Quelle que soit la société, tant qu'elle est pharmaceutique.
Kibo sıkı bir güvenlik duvarı hücresi olarak tasarlanmadı.
Kibo n'a pas été conçu en tant que coupe-feu et la station non plus.
Tıpkı bizim gibi. Bu yüzden soğutucuyu yemek niyetine yemiş olabilir.
Nous devons considérer qu'il a consommé le liquide en tant que nourriture.
Özellikle de Alice hala...
Surtout tant qu'Alice est encore...
İlk olarak anlaşmamıza göre bana zarar vermeyeceksin.
D'abord, tant que durera notre accord, vous ne me blesserez pas ou ne me nuirez en rien.
- Şükürler olsun!
- Tant mieux!
Ne tutku ama.
Tant de passion!
Bana bunu neden soruyorsunuz?
Pourquoi tant de questions?
Neden bugün bana karşı naziksin?
Pourquoi tant de gentillesse?
- Evet, ben de.
- Tant mieux.
İyi bir Hıristiyan ebeveyn olarak senin üzerine düşen ne?
En tant que chrétiens et parents, que vous incombe-t-il?
Bizi yanına çağırana kadar bu dünyada yaşarız.
Mais tant qu'Il ne nous appelle pas, nous vivons en ce monde.
- Evet. Aferin sana, John Wayne.
Tant mieux, John Wayne.
- Güzel.
- Tant mieux.
Konuşacak çok şeyimiz olacak.
On a tant de choses à se dire.
"Ürün iyiyken hasat yapacaksın," diye düşündüm, değil mi?
Il faut les cueillir tant qu'elles sont bonnes.
Bu serginin sahibi olarak bu cevabı kabul edilemez buluyorum.
En tant que propriétaire de la machine je trouve cette réponse inacceptable.
28, bekar, Richmond, Virginia'lı. Şu anda Macys'te moda danışmanı olarak çalışıyor.
28 ans, célibataire, de Richmond, Virginie, actuellement travaillant en tant que consultante de mode chez Macy's où elle se fait par échelonnement
Şehirdeyken bir şeye ihtiyacın olursa bana haber ver.
S'il y a quelque chose dont vous avez besoin tant que vous êtes en ville, faites-le-moi savoir.
Keşke görebilsem.
J'aimerais tant la voir.
O hâlâ bodrumdayken size bakmak istiyorum.
Je veux vous surveiller, tant... qu'il est toujours au sous-sol.
Birlikte olduğumuz sürece bize hiçbir kötülük dokunmayacak.
Tant que nous serons ensemble, rien ne pourra jamais nous arriver.
Kusura bakmayın ama elinde keskin aletler olan birinin önünde bilincim kapalı olarak yatmam.
Vous me pardonnerez si j'hésite à être inconscient devant un homme avec tant d'objets si tranchants.
Dışarı çıktığımız sürece sorun yok.
Tant qu'on en ressort.
Güzel.
Tant mieux.
Birlikte olduğumuz sürece umurumda değil.
Tant qu'on est ensemble, le reste m'est égal.
Genç bir kızken etrafımda çok fazla ceset olacağını hiç düşünmezdim.
Comme une jeune fille, je ne pensais pas un jour être entourée par tant de cadavres.
Sen vampirleri uzak tuttuğun sürece cadılar da hizzada duracak.
Le clan restera à sa place, tant que tes vampires restent en dehors de ça.
Herkes bizimle olana dek hiç durmayacağız.
Nous n'aurons pas terminé tant que tout le monde n'est pas avec nous.
- Umarım ama yine de...
Je l'espère, mais tant que je n'en suis pas certaine...
Kral Roan adına, Önder'in tahtının meşru geçici sahipleri olarak Polis artık Azgeda hükmü altındadır.
Au nom du roi Roan, en tant que gardien du trône des commandants, Polis est maintenant sous contrôle d'Azgeda.
Kraliçenin gardiyanlarından biri olarak kral uyanana kadar ordunun hükmü bana geçmiştir.
En tant que membre de la garde de la reine, je dirige maintenant l'armée, en attendant le réveil du roi.
Hâlâ vaktimiz varken diğerleriyle gitmeliyiz.
On devrait partir avec les autres tant qu'on a le temps.
Başlarım böyle işe.
Tant pis.
Diyabete yol açan da bu kısımlar, şekerden çok yağlı yiyecekler.
Et c'est ça qui vous mène au diabète, ce sont les aliments gras, pas tant le sucre.
DR. PAUL PORRAS, PEDİATRİST Bir pediatrist olarak her gün süt ürünleri tüketimine bağlı olarak gelişen egzama, akne, kabız, asit reflü demir eksikliği, kansızlık gibi rahatsızlıkları olan çocuk hastalar görüyorum.
En tant que pédiatre, je vois tous les jours des enfants souffrant de conditions liées ou associées à la consommation de produits laitiers, comme l'eczéma, l'acné, la constipation, les reflux acides, le manque de fer, l'anémie.
Bence bu endüstrilerin insanları sırf resim çektiler diye suçlu göstermek adına böyle sıkı çalışıp bunca para harcaması durumu açıkça belli ediyor.
Je pense que c'est assez parlant que les industries travaillent si dur et dépensent tant d'argent pour criminaliser les gens lorsqu'ils ne prennent qu'une photo, lorsqu'ils enregistrent ce qu'il se passe dans ces structures
Ama birçok insan her gün et ve süt ürünü tüketiyor.
Mais tant de gens mangent de la viande et des laitages chaque jour. Et on s'en fait tant d'avoir assez de protéines.
Tamamen hepsinden kurtuldum. Bu benim için çok can sıkıcıydı çünkü yardım almak için çok sayıda doktora gittim. Astımıma yardımcı olması için çok çeşitli ilaçlar denedim ve hiçbiri işe yaramadı.
Ça a été si frustrant pour moi, parce que je suis allée voir tant de docteurs pour m'aider et j'ai essayé tant de médicaments pour mon asthme et rien n'a marché.
Sevgililer Günü'nde vegan olmaya karar verdim. Et yemeyi bırakmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu ancak vegan olan insanların başarıları hakkında çok şey duydum ve böylece tüm hayvani ürünleri bıraktım.
Le jour de la St Valentin, j'ai décidé de devenir vegan et j'ai abandonné la viande ce qui ne me serait jamais venu à l'esprit en un million d'années, mais j'ai entendu parler de tant de succès par les gens vegan.
Sizi bir atlet olarak güçlendirebilir. Bana göre, daha önce olduğumdan yüzde yüz daha iyi bir atletim.
Ça peut vous améliorer en tant qu'athlète, je suis devenu 100 pour cent meilleur que je ne l'étais, ça a ouvert un tout nouveau chapitre de mon entraînement.
- Bu senin için sevdiğim şey.
Tant mieux.
Bitkilerden!
Comme tant de gens, je cherchais des excuses pour ne pas changer de régime.