English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Tartışmayalım

Tartışmayalım translate French

211 parallel translation
Bu konuyu tartışmayalım Helen, Johnny artık tek varlığım.
Ne parlons pas de ça. Johnny est tout ce qu'il me reste.
- Sevgilim, tartışmayalım.
Ne nous disputons pas!
Bay Kirby'nin ülserini tartışmayalım.
Cessons de parler de l'ulcère de M. Kirby.
- Tartışmayalım.
- Ne nous disputons pas.
Tartışmayalım. Ne yapacağını söyleyeyim.
Allons, ne nous disputons pas.
- Daha fazla tartışmayalım. - Hoşça kal.
Cessons de nous quereller.
Biletler konusunda tartışmayalım. Herkes kendi biletini alıyor.
Chacun paie sa place, sans discussion.
Beyler, yine tartışmayalım.
- Ça, elle a pas l'air gaie. - Epargnez-nous vos réflexions!
Senatör, bunları tartışmayalım.
Sénateur, ne parlons pas de ça.
Artık tartışmayalım, bu konuda.
N'en discutons pas.
Bunu tartışmayalım. Ah Mark, kaplumbağa gibisin.
Tu es une vraie tortue.
Lütfen, Shirley, tartışmayalım.
S'il te plaît, ne discute pas.
Sana söyledim. Tartışmayalım lütfen.
On ne va pas en discuter, tu veux bien?
Bunu daha fazla tartışmayalım.
N'en discutons pas davantage.
Tartışmayalım sakın. - Hayır Lazio!
Ne commençons pas.
Bak Al, artık tartışmayalım.
Al, il faut arrêter de se disputer.
Bu yüzden boşa tartışmayalım baba, çünkü işe yaramayacak.
Aussi finissons-en, père.
Madem ki, birbirimizi hiç sevmiyoruz, tartışmayalım.
Il n'y a pas d'amour perdu entre nous.
Tartışmayalım!
On ne veut pas de problème.
Bu konuda tartışmayalım.
Ne nous disputons pas.
- Tartışmayalım.
- Ne discute pas.
Dinle. Başkalarının önünde tartışmayalım.
Ne discutons pas en public.
Bunu tartışmayalım.
Ne parlons plus de ça.
Onun için daha fazla tartışmayalım.
Fin de la discussion.
Her şeye rağmen onunla evleneceğim,... lütfen bunu tartışmayalım, Bay Crockett.
Néanmoins, je l'épouserai. Je vous en prie, n'en parlons pas.
- Tartışmayalım.
Nous étions amis!
Tartışmayalım.
Faîtes pas d'histoires.
Boşuna tartışmayalım.
C'est bon.
- Kızın önünde tartışmayalım.
- Je t'en prie, pas devant la petite.
Artık tartışmayalım.
N'en parlons plus.
Tartışmayalım.
Ne nous disputons pas.
Tartışmayalım Alec.
Arrêtons de discuter de ça, Alec.
- Hayır tartışmayalım.
Il n'en est pas question.
Tartışmayalım.
Ne discutez pas.
Onu tartışmayalım.
On n'en parle pas.
Emily, beni hiçbir zaman Robert'ın eşi olarak görmediğini biliyorum fakat lütfen, burada tartışmayalım.
Emily, je sais que vous ne m'avez jamais considérée comme son épouse, mais je vous en prie, n'en parlons plus.
Bunun hakkında tartışmayalım. Gidip çalışalım.
Cessons d'en discuter et allons voir sur place.
Tartışmayalım.
J'ai décidé pour vous.
Aramızda tartışmayalım,... yanılmıyorsam, şu an konu biz değiliz.
Ne polémiquons pas entre nous. Nous sommes au second plan, dorénavant.
Bu konuyu sokakta tartışmayalım.
Réglons ça ailleurs que dans la rue.
İnançlarımızı tartışmayalım.
Ne discutons pas de tes croyances.
Ve konuyu artık tartışmayalım.
Et ne nous en disputons pas.
Tartışmayalım, uzlaşamadığımız konusunda uzlaşalım yeter, tamam mı?
Ouais. Ne nous disputons pas, soyons d'accord pour être en désaccord.
Yine aynı şeyi tartışmayalım.
Ne revenons pas sur cette dispute.
Daha fazla tartışmayalım.
N'en parlons plus.
- Ama birliğim efendim... - Tartışmayalım.
Sans discuter!
Bak, lütfen tartışmayalım.
Ne discutons pas.
Yine tartışmayalım.
Ne fais pas d'histoires.
Sevgilim, bu konuyu tartışmayalım.
- C'est inutile d'en parler.
Tartışmayalım Mike.
Ne nous disputons pas.
Bunu tartışmayalım.
Ne nous chamaillons pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]