Tea translate French
408 parallel translation
- Waterloo kupası mı, futbol mu?
de waterpolo, de football ou de tea?
Şöyle en güzelinden, bol marullu ve tereli bir tavuk salatası ile buzlu bir ice-tea.
Je vais commander un bon thé glacé. Une salade de poulet, avec juste une feuille de laitue et de cresson.
- Buzlu ice-tea ısınıyor.
- Le thé glacé va se réchauffer.
İki kişilik çay ve çaya iki kişi.
Tea for two and two for tea!
Çay da olmazsa ne yapardı!
Pickwick can t live without his tea.
Plan Boston Çay Partisi ile paralel ilerleyecek.
Le plan fonctionnera en parallèle avec la Boston Tea Party. NB : évènement de la révolution américaine
Oh, bir paket Rich Tea, efendim.
Euh, un paquet de thé, m'dame.
Evet, hani şu şarkı, bilirsin. Ah, evet.
Tea for two and two for tea!
Ve parola : "Çaylar iki"
Le signal est "Tea for two"...
Tea sizi uğurlar.
Tea vous raccompagne.
Ne demek bu, Tea?
Qu'en dis-tu, Tea?
Beni Tee büyüttü, o zaman her şey belli demek...
Tea m'a presque élevé, alors tout est réglé...
- Çayınız, efendim.
Your tea, sir.
Tea, Salisbury'de sauna işleten Finli piliç.
Léa, la Finlandaise qui dirige le sauna de Salisbury.
Tea'dan haberin var, öyle mi?
Oh, vous connaissez Léa?
Tea bir Karelya Tanrıçası.
Léa est une déesse de Carélie.
Tea çekici küçük bir fahişe ve tam benim zevkime uygun.
Léa est une petite traînée très séduisante qui me convient parfaitement.
Nikotin kokulu dedektifler geçen haftadan beri Tea'nin çevresinde kamp kurdu.
J'ai vu tous ces détectives privés, qui ont campé devant l'appartement de Léa pendant une semaine.
Ben de sigortadan payıma düşeni alıp Tea ile sonsuza dek mutlu mesut yaşarım.
Et moi je déclare le vol aux assurances, et je vis heureux éternellement avec Léa.
Acaba kız arkadaşın Tea olabilir mi?
Votre petite amie? Léa?
Tea'yi mi öldürdün?
Vous avez tué Léa?
Dün burada ihtiyar Doppler için kıyafetleri ve kanı yerleştirirken Tea geldi, seni arıyormuş.
En venant ici hier... pour y placer le sang et les vêtements, Léa est passée pour vous voir.
Tea ile görüşebilir miyim?
Pourrais-je parler à Léa?
Tea cinayetinde suçlu olduğunu kanıtlayan dört ipucu bu odanın içinde gizli.
Cachés dans cette pièce... nous avons 4 indices qui vous accusent... d'être l'assassin de Léa.
Diğer teki, söylemeye gerek yok Tea'nin ayağında.
L'autre chaussure, bien sur, c'est Léa qui la porte.
Tanrım! Zavallı Tea.
Pauvre Léa!
Zavallı Tea, ha?
Pauvre Léa?
Bu sadece Tea'nin bahçendeki ilk mezarının toprağı.
Ce n'est que de la terre... de la 1ère tombe de Léa dans votre jardin.
Sanırım diğer kirpik zavallı Tea'nin gözünde.
Je suppose que les autres faux cils sont sur l'autre œil de Léa.
Öncelikle, sanıyorum ki Tea'ye ne olduğunu öğrenmek istersin.
Je suppose que vous voudriez avoir des nouvelles de Léa.
İki Kişilik Çay'ın orkestrasyonunu getirsene oradan.
Apporte-nous l'orchestration de "Tea for Two".
Rus Çayhanesini arıyorum da.
Je cherche le Russian Tea Room.
Rus Çayhanesi burası.
C'est le Russian Tea Room.
Yani Russian Tea Room'a.
Au Russian Tea Room.
# Oil that is Well, maybe you call it black gold or Texas tea
"C'était du pétrole " Vous pouvez l'appeler " L'or noir ou le thé texan
Hayır, Rusya Çay Salonunda değil.
Non, pas au Russian Tea Room.
Long island ice tea lütfen, Çok teşekkür ederim.
Un thé glacé Long Island. Merci. Beaucoup.
Long island ice tea'nin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım.
"Qu'est-ce qu'un Long Island?"
Sen de Rus Çayevi'ne git.
Toi, va au Russian Tea Room...
Rus restoranında yemek yedik.
On a déjeuné au Russian Tea Room.
Scranton, Pennsylvania'dan Dr. Landon Prince,... New York'tan Dr. Dale Gayhart ve Tea Neck, New Jersey'den Dr. Harvey Buchanon.
Les défunts sont le Dr Prince de Scranton, le Dr Gayhart de New York City et le Dr Buchanon de Tea Neck, New Jersey.
"Icy Tea" ve "Scoopy Scoopy Dog Dog" u unut gitsin.
Tu peux oublier Joey la Tare ou Scoopy Scoopy Dog Dog.
- Long Island Buzlu Çayı lütfen.
- Un Long Island Ice Tea.
Bu bebek hayatını Long Island Buzlu Çayına borçludur.
Ce bébé doit sa vie au Long Island Ice Tea.
Long Island Buzlu Çayı.
Long Island Ice Tea. Coca sans sucre.
Özür dilerim buzlu çay kalmamış Bir biraya ne dersiniz.
Je crois que je vais prendre un ice tea. Je suis désolé.
- Buzlu çay.
- Ice tea.
Benimle tea-Ash'ta yeniden yürüyün.
Marchons ensemble sur Itiashup.
Tea'ye telefon etmek ister misin?
Voulez-vous appeler Léa?
Long island ice tea'ye ne koyuluyordu Rita?
C'est quoi, la recette du Long Island?
Ben alacağım, biraz ağzım kurudu da.
Je peux vous offrir... un ice tea? - Non.