Teki translate French
12,833 parallel translation
Julian şeytanın teki.
Julian est le diable.
Dün günümü Stefan'la geçirdim 1863'teki küçük randevunuzu öğrendim.
J'étais avec Stefan hier, j'ai appris pour votre petit tête-à-tête en 1863.
Annem delinin teki ve herkes onu durdurmaya korkuyor.
Ma mère est lunatique et tous ont trop peur pour l'arrêter.
15 Temmuz 1863'teki girdi, sana sebebini anlatır.
Les écrits du 15 juillet 1863 devraient te dire pourquoi.
Annem delinin teki ve herkes onu durdurmaya korkuyor.
Ma mère est lunatique, tous ont trop peur pour l'arrêter.
Duke'teki eski bir bağlantım bahsetti.
Une de mes anciens contacts à Duke m'en a parlé.
Ama Duke'teki arkadaşın bundan bahsetti, değil mi?
Mais ton amie de Duke te l'avait déjà dit.
15 Temmuz 1863'teki girdi, sana sebebini anlatır.
La date du 15 juillet 1863 devrait te donner la réponse.
Bana sorarsan Niklaus aptalın teki hep öyleydi.
Si vous me demandez, Niklaus est un sot, a toujours été.
İğrenç domuzun teki.
C'est vraiment une truie.
Annen orospunun teki!
Ta mère est une pute!
Korkusuz Ragnar'ın oğlu musun yoksa ödleğin teki misin?
Es-tu le fils de Ragnar Sans Peur? Ou es-tu un lâche?
- Cynuit'teki Uhtred Ragnarson sen miydin?
Vous êtes le Uhtred Ragnarson - Qui était à Cynuit?
Direniş'teki adam, Joe Blake, Yakuza tarafından alıkonuldu.
Le gars de la Résistance, Joe Blake, il est détenu par les Yakuzas.
Kral Francis Reims'teki Katedral'e gidip kısa bir süre için inzivaya çekildi.
Le roi François est parti à la Cathédrale de Reims pour s'isoler et prier.
2004'teki Meydan hareketi de aynı şekilde başlamıştı.
Le Maïdan de 2004 a débuté de la même façon.
- Doktor Yewll yalancının teki. - Hayatımızı kurtardı.
Doc Yewll est une menteuse.
Gariban, yaşlı bir kadının teki.
C'est juste une pauvre vieille dame.
Babam ben 5 yaşındayken beni terk etti, annemse alkoliğin teki.
Mon père est mort quand j'avais cinq ans, ma mère était une alcoolique.
Dinleyin millet, serserinin teki için çalıştığınız fark etmişsinizdir.
Écoutez, les gars, vous n'êtes pas sans savoir que vous travaillez pour un connard.
Benden başka Titanic'teki koca deliği tuvalet kağıdıyla kapatıyormuş gibi hisseden var mı?
Personne a l'impression qu'on essaie de boucher le trou du Titanic avec du papier?
- Zombi sever pisliğin teki bana ateş etti.
Un salopard d'amoureux des zombies m'a tiré dessus.
- Söylediklerin çıkıyor. Beverly Hills'teki Dr. Linda'ya giden bir Penny Lane var.
Ce que vous dites tient la route, il y a une Penny Lane qui voit un Dr Linda Martin à Beverly Hills.
Pisliğin teki olmamak.
De ne pas être un abruti.
Bok herifin teki olmama ve seni buradan kurtarmama izin ver.
Laisse-moi être le connard qui te sort de là.
Her zaman olduğu gibi hala iğrenç orospu çocuğunun teki ama ne kadar güçlü bir bağ olduğunu unutmuşum. Kanda ki kalıntı bir şeyi paylaşmış gibi.
Il est resté le salaud qu'il a toujours été, mais j'avais oublié à quel point ce lien était fort.
Adamın ismi, 1975'teki bir basın ilanında geçiyor.
Le nom de ce gars apparaît sur un article de presse sorti en 1975.
Limuzinin teki şehrin dışında bir tepeye çıkıyordu. Karşıdan gelen aileye çarptı.
Une limousine qui allait trop vite, en grimpant une colline, et a renversée une famille au sommet.
İşbirliği yaparsan, sen ve ailen Essex'teki evinize sorunsuz olarak dönersiniz.
Si vous coopérez, vous et votre famille pourrez rentrer en Essex sans problème.
Ancak sonra erkeğin teki yüzünden benliğimden kopmak istemediğime karar verdim.
Mais j'ai décidé que je ne voulais pas changer ma personnalité juste à cause d'un homme.
İnsanlarla dolu bir odada, adamın teki bıçaklanıyor ve kimse bir şey görmüyor.
Une pièce remplie de gens, un gars se fait poignarder plusieurs fois et personne n'a rien vu.
- Dostum, Chad'ı öldüren adam gerzeğin teki ve ben...
Mec, le gars qui a tué Chad est un con, et je me demande...
Adamın teki Chad'i öldürmek ister gibiydi kanka.
Ce gamin avait l'air de vouloir tuer Chad.
New Girl'teki halini görmedin mi?
Tu ne l'as pas vu joué dans New Girl?
My Best Friend's Wedding'teki adam sanmıştım. - O Dermot Mulroney.
- Hum, c'est Dermot Mulroney.
Pekala, Whit hıyarın teki.
Ok, Whit est un con.
Saat 14'teki MotoGP'ye geri sayım diğer etkinliklerin gürültüsüyle devam ediyor.
Le MotoGP commencera à 14 heures. En attendant, on assiste aux événements qui la précèdent :
Bilinen son adresi Forest Hills'teki ailesinin evi.
Dernière adresse connue chez ses parents à Forest Hills.
2004'teki Kappa Rho Pi kardeşliğinin diğer tüm üyelerinden de istemişler. Hepsi gönüllü olmuşlar.
Elle concerne tous les membres de Kappa Rho Pi de 2004, sur la base du volontariat.
- Polis Kappa Rho Pi'ın 2004'teki üyelerinin tamamının DNA testini geçtiğini doğruladı.
- Aux dernières nouvelles. - La police a confirmé que tous les autres membres de Kappa Rho Pi de 2004 ont passé leur test ADN.
Dorian çatlağın teki ve hırsızdır.
Dorian est un cinglé et un voleur.
- Bu yüzden ayakkabının teki, diğerinden daha çok acıtıyordu.
Et c'est pourquoi une chaussure vous blessait plus que l'autre.
Sorun şu ki Ruiz, haftalardır ATF'teki amirleriyle irtibat kurmadı.
Le problème est que Ruiz n'a pas vu son responsable à l'ATF depuis des semaines.
Adam serserinin teki.
Ce gars est un abruti.
Dahi miydi yoksa Queens'te yaşayan delinin teki mi?
Est-ce un génie, ou juste un barge du Queens?
Beverly Hills'teki birinci sınıf özel hastanelerde ayrıcalıkları var ve anneni oraya sevk etmek istiyor.
Je lui ai parlé de la situation. Il a des privilèges dans un hopital privée de haut standing à Beverly Hills, et il veut déplacer ta mère la-bas.
Camille'i kız kardeşim gibi severim ama yalancının teki.
Écoutez, j'aime Camille comme une soeur, mais elle est une menteuse invétérée.
Hatunun teki geldi, az bekledikten sonra gitmek zorunda kaldı. Üzgünüm.
Une fille est passée, a attendu un peu et a du partir.
Veledin teki en az haftada bir kez geliyor tamı tamına aynı kurulumu istiyor.
Au moins une fois par semaine, quelques jeunes viennent ici, et veulent la même configuration.
İyi de aptalın teki. Sıfatı da aptal.
Mais il est bête et sa tête est débile.
Kocası manyağın teki ve beni öldürmemesinin tek sebebi beni evcil köpeği sanması!
Il m'a pas encore tué parce qu'il croit que je suis son chien.