Temas translate French
5,573 parallel translation
Stolnavich'le bizzat temas kurdun mu?
Avez-vous été en contact direct avec Stolnavich?
Michael'la temas kurabildik. Onun yanındayken telefon ettik.
Alors... nous avons cherché à joindre Michael et elle était assise à côté de lui quand... quand nous avons appelé.
Göz temasını çok uzun süre tut yeter.
Regarde-les bien longtemps dans les yeux.
- Temas kurdum...
- J'étais en contact avec elle.
Eskiden bir kadınla göz teması kurduğum zaman aniden bana gülümserdi ve bu kısa zaman içinde olurdu.
Il fut un temps où j'échangeais un regard avec une femme et elle me souriait... en un éclair...
Kitabın temasının aşk olduğunu gerçekten anlamışsın.
Tu as vraiment compris que le thème du livre était l'amour.
Birisi seninle temas kurarsa bana haber ver.
Appelez-moi si quelqu'un entre en contact avec vous.
Onunla tekrar temas kurabileceğine inanıyor musun?
Vous pensez pouvoir entrer en contact avec elle encore une fois?
Olayla tamamen ilgisiz bir şekilde de maddeyle temas etmiş olabilir.
- Il se peut que cela ne soit pas lié au meurtre.
En son konuşmamızdan beri onunla temas kurmadım Sayın Başkan.
Je ne l'ai pas revu depuis notre conversation.
Belaya bulaşmak istemiyorsanız göz temasından kaçının yeter.
Si vous voulez éviter les ennuis, évitez les contacts visuels.
Bırakın gitsinler... 108. tümenle temas kuramadık. Vurmayın onları!
Ne tirez pas!
Telsiz çavuşu Zhengi yönünde arama yapsın ve temas kurulur kurulmaz bana haber verilsin.
Nous n'arrivons pas à contacter la Division 108. et tenez-moi au courant.
Merkez, tümeninizle temas kuramıyor.
Le quartier général a du mal à vous joindre.
- Alerjik temas iltihabı.
- Dermatite de contact. Attends.
- Başka bir fiziksel temas yaşadılar mı?
- Se sont-ils touchés?
Anladığım kadarıyla arap teması.
Le thème est l'Arabie, je comprends.
Direkt temas gibi duruyor.
- On dirait par contact direct.
Festivalde 22 kişinin enfekte olduğunu söylemiştin... bu kişilerin hepsinin ilk hasta ile direkt teması mı oldu?
22 personnes ont été contaminées au festival et toutes ont dû avoir été en contact avec le patient zéro?
Temas kurma.
Ne l'attaque pas.
Temas kurma. Bu tarafa bakmıyor.
Il ne regarde pas.
Fiziksel temas yasak.
Aucun contact physique.
Tayland'da doku kültürü ya da arıtılmış ördek embriyosu aşıları temas sonrası 2.evrede ciddi iyilşme sağlamış.
En Thaïlande, la culture de tissu ou des vaccins aux embryons de canard purifiés ont été efficaces sur certaines expositions de catégorie II.
Kamerayla göz teması bile kuramıyor.
Elle est autiste? Elle ne peut même pas avoir de contact visuel avec la webcam.
Ben temas halinde olacaktır.
Je reste en contact.
12 saat önce, CIA ve ABD askeri hem de onunla tüm temas kaybetti.
Il y a 12 heures, la CIA et l'armée américaine ont perdu tous contacts avec lui.
Herhangi bir yolu varsa, ben temas olacak.
si il y a un moyen, je serai en contact
Onunla ind temas oldu?
C'est là que Sabatino m'a abandonnée.
Eğer Kensi ile herhangi bir temas oldu mu?
As-tu eu des contacts avec Kensi?
Bir erkekle göz temasına gir ve dört saniye doğruca bak. En aptalı bile anlayıp gelir.
Tu gardes le contact avec tous les mecs pendant quatre secondes, et même les plus débiles viendront.
Atlarla ilgini geleneklerin olduğu bir yerden geliyor ve kesinlikle, bu onun teması ve burada da, koleksiyonun son resmi.
Il vient d'un endroit où il y a plusieurs traditions sur les chevaux, et évidemment, c'est son thème, et ici, nous avons le dernier tableau de la collection.
Arkadaşlar bulacaksın ve yakında yemekler artık seni öğürtmeyecek ve hatta biriyle göz teması kurarken kaka yapmaya bile alışacaksın.
Tu te feras des amies, et bientôt, la nourriture ne te donnera pas la nausée et tu apprendras même à faire caca en regardant quelqu'un dans les yeux.
- Temas yok, Cavanaugh.
Pas de contact, Cavanaugh.
Benimle göz temasında bile bulunmuyor.
Il ne veut même pas croiser mon regard.
Aortaya yerleştirmek üzere teli şimdi içeri yollayacağım. Böylelikle anevrizmayla iyi bir şekilde temas edecek.
Je vais enfiler le fil dedans de manière à ce qu'il s'enroule dans l'aorte, pour obtenir un bon contact avec l'anévrisme.
Mümkün mertebe hiçbir vücut sıvısıyla temas etmeyin.
N'entrez en contact avec aucun liquide si possible.
İlişki içinde seks yapıyorsan, sürekli göz teması kurmalısın.
Quand tu as une relation basée sur le sexe, les contacts visuels sont permanents.
Göz teması, kalplerimizin birbiriyle konuşmasıdır.
C'est grâce au contact visuel que nos âmes se parlent.
Çok ama çok yakındık. Romantik ilişkimizin başlangıcından itibaren sürekli temas halindeydik.
Nous avons été très proches dès le début de notre relation amoureuse.
Görsel temas kurduk. Gerisini biz hallederiz.
Nous avons un visuel, Je vais l'éliminer.
Benim hiçbir temasım olmadı.
Je n'ai pas de nouvelle
Mesajında Reddington'ın temas kurduğunu belirtmişsin.
Ton message disait que tu as été approché par Reddington.
Muhtemel suçluyla göz temasım var.
J'ai une vue sur le suspect.
- Hey, hacı! - Göz teması gerek.
- Contact visuel.
Ve dosyadakileri gördüğünde, tahminimce pek önemsemeyecek yine de göz temasını sürdür.
Et quand elle verra ce qu'il y a dans ce fichier, je suppose que ça ne la dérangera pas, donc gardez le contact visuel.
Nefes kontrolü ve göz temasını unutma.
Pense à respirer, au contact visuel,
Açılış teması majör akardla başlıyor.
Motif d'ouverture en clé de la. On démarre en accord majeur.
Çok üzgünüm ama bu mal iade edilemez. Dış ortamla fazla temas etmiş.
Désolée, mais cet article n'est plus remboursable quand il a été exposé aux éléments.
Elastik çakışma denklemleri, temas noktası geometrisi ve alıştırma.
Équations des chocs élastiques, géométrie des points de contactes et de la pratique.
Su üstü radarında temas var mı?
Des contacts?
Çok fazla göz teması vardı, adamım.
Et si elle avait un Doberman qui détestait tout le monde sauf elle?