Terbiyesiz translate French
496 parallel translation
Baron mu terbiyesiz?
Vous parlez du baron?
- Terbiyesiz, bırak beni!
- Lâchez-moi. Grossier personnage.
Terbiyesiz!
Quel outrage!
Terbiyesiz genç.
Petit garnement. Aïe.
Çek ellerini üzerimden, seni terbiyesiz budala!
Ne me touche pas!
Duydunuz mu beyler? Aşığı Gisbourne, Marian'a karşı ağzını bile açamazken bu terbiyesiz adam sözünü hiç sakınmıyor.
Guy de Gisbourne est transi d'amour pour Marian et se tait.
Oldukça terbiyesiz bir davranış kabul ediyorum... ama sonuçta bir davranış.
C'est une coutume grossière, je l'avoue... mais c'est la coutume.
Terbiyesiz!
Espèce de malotru!
Ne kadar terbiyesiz ve kötü huylu olduğunu görüyor musunuz Bay Brocklehurst?
Voyez, M. Brocklehurst, elle est passionnée et méchante.
Hizmetçi çok terbiyesiz.
Cette bonne... arrogante!
- Terbiyesiz.
- Présomptueux, hein?
Bay Meacham, siz terbiyesiz, yalancı, iki yüzlü ve pis kokular yayan bir üçkağıtçısınız.
Vous êtes un menteur, un hypocrite et une canaille!
Bu kasaba terbiyesiz, dolaylı dedikoduları seviyor.
Cette ville tient à ses commérages.
Senin gibi her şeye sahip bir çocuk için böyle sorular sormak ve sürekli... gergin ve mutsuz bir mızmız olmak son derece terbiyesiz bir davranış!
Il est inadmissible qu'un garçon comme toi, qui a tout ne soit jamais content, toujours nerveux comme un pleurnichard.
- James Lee, çok terbiyesiz bir aklın var Söylediğime mutluyum
James Lee, vous êtes un petit coquin. Et ça m'enchante. James Lee, non!
- James Lee, çok terbiyesiz bir aklın var söylediğime mutluyum
James Lee, vous êtes un petit coquin. Et ça m'enchante.
- Organları olan bir çocuk mu? - Terbiyesiz!
- Avec des organes génitaux?
O bir terbiyesiz
Un vaurien.
Terbiyesiz!
Pourquoi moi?
- Terbiyesiz laflar mı etmiş?
- On lui a dit des choses obscènes?
Terbiyesiz ve budalasın.
Grossier et stupide.
Kötü yetişmiş ve terbiyesiz, küstah ve kötü yetişmiş birisin. İyi terbiye görmemişsin, sen...
Tu es mal élevé et insolent, insolent et mal élevé, sans savoir-vivre, tu es...
- Ne kadar terbiyesiz...
- Ils ont été horribles. - Ils sont jeunes.
Bütün Amerikalı subaylar böyle terbiyesiz midir?
Les officiers américains sont tous aussi mal élevés?
Aksine, kaba, saygısız, terbiyesiz ve kendini beğenmiş biri.
Au contraire. Il est grossier, irrespectueux, égocentrique et malpoli.
Terbiyesiz.
Insolent.
Ve sorun yaratan da onun terbiyesiz annesiydi.
C'est sa mère à l'esprit mal placé qui a posé problème.
Çok terbiyesiz şeyler.
Des chansons vulgaires.
Terbiyesiz seni!
Mal élevé!
Sevdiğim şu New York'da ne kadar terbiyesiz davranışlar bunlar.
Quel comportement sauvage dans mon cher New York.
Bizi sakın terbiyesiz sanmayın.
Ne nous croyez pas frivoles.
Perşembe günü görüşürüz, terbiyesiz kadın.
A jeudi donc, catin.
- Terbiyesiz.
- Répugnant.
Sırf sen ve o adi postların için. Seni terbiyesiz, kaba adam.
Tout ça pour vous et vos fourrures minables, espèce de malotru illettré.
Beni fahişe mi sandın, seni terbiyesiz herif? Üç!
est-ce que vous me prenez pour une prostituée, bougre d'abruti?
Bu size ders olsun! Dinleyin, Mösyö... Ne Mösyösü terbiyesiz, Sayın Kontum diyeceksin!
ça vous apprendra Ecouter, Monsieur... oh de non mais dites donc!
Sus, terbiyesiz! Sus!
Tais-toi, malheureuse, plus un mot...
- Terbiyesiz ihtiyar!
Le salaud! A son âge!
Kimse bana terbiyesiz davranmadı.
Personne ne s'est mal conduit envers moi.
- Terbiyesiz.
Effrontés!
Terbiyesiz Macarca Deyimler Sözlüğü Kraliyet Kırtasiye Bürosu'ndan temin edilebilir.
Le Guide de conversation osée hongrois est disponible au Service des Publications de Sa Majesté.
Jenny'nin mektubunu bana okutmaman kaba ve terbiyesiz bir davranış.
C'est une honte, de ne pas me laisser lire cette lettre.
Dinle kaba, dangalak, terbiyesiz...
Sans vouloir paraître grossier, vulgaire ou malpoli...
Ta ki bir gün terbiyesiz, namussuz bir çocuk mektuplarımı çalana dek.
Jusqu'à ce qu'un jour, une enfant vilaine et malhonnête vole mes lettres.
Üstüne üstlük, terbiyesiz!
En plus, elle est mal élevée!
Terbiyesiz!
Mal élevé!
Bu dağınık, terbiyesiz, ihtiyar tecavüzcü abazanlıkta istiridyenin ardından gelir.
Cette vieille violeuse scrofuleuse n'est égalée dans la dépravation que par la palourde.
Şu terbiyesiz adam.
Cette détestable canaille!
- Birkaç tane gürültücü terbiyesiz.
- Les locataires?
Terbiyesiz miyim?
Poli?
Çok da terbiyesiz.
Et insolent, en plus.