Thea translate French
894 parallel translation
Thea van Harbou.
Thea von Harbou.
Thea von Harbou'nun romanı Metropolis ilk olarak Illustriertes Blatt dergisinde göründü. Kitap August Scherl Verlag G.m. B.H. tarafından yayımlanmıştı.
Metropolis, un roman de Thea von Harbou, apparu dans le magazine Illustriertes Blatt, Frankfurt, et publié sous forme de livre par August Scherl Verlag G.m.b.H.
Thea von Harbou...
Scénario
Roman "Frau im Mond" Yazan Thea von Harbou... Yayınlayan August Scherl Editions...
Le roman La Femme sur la lune de Thea von Harbou est paru aux éditions "August Scherl Gmb H".
- Thea'yı hatırlıyor musun?
- Vous vous rappelez Thea?
- Tabii ki hatırlıyorum Thea'yı.
- Évidemment.
Sana Thea'yı göstermek için sabırsızlanıyorum.
Je suis impatient que tu vois Thea.
- İyi geceler Thea.
Au revoir, Thea.
Thea, sevgilim, sana asılmasını yeterince izledim. Sana öyle bakınca birden...
Le voir vous dévisager, vous toucher...
Seni korkutmak istemem Thea, ama Gregor bir canavar.
Ce Grégor est un monstre. N'en avez-vous pas conscience?
Korkma Thea. Ama senden bir şey istemek zorundayım.
Ne paniquez pas, Thea.
- İyi geceler Thea.
Bonne nuit, Thea.
Kardeşini uyarmıştım. Thea'yı içeri götür.
J'avais prévenu votre frère.
Burada güvende değil.
Mettez Thea à l'abri.
Gel Thea.
Viens, Thea.
Gel Thea.
Thea.
Thea bile.
Pas même Thea.
Sevgili Thea.
Ma chère Thea.
Ayrıca Thea'ya da sevgilerini iletmiş.
Il se rappelle au doux souvenir de Thea.
Thea büyüleyici bir Barones olurdu.
Thea ferait une Baronne des plus charmantes.
Thea'nın da aynı ince hisleri paylaştığına inanıyorum.
J'espère que Thea partage votre bienveillance.
- Ne fark eder ki Thea?
A quoi bon?
Thea ile evlenmek istemen beni ziyadesiyle memnun etti Anton.
Vous me faites grand honneur en me demandant sa main.
- Buna göre, Thea'nın vesayetini bana vermiş oluyorsun. - Evet.
Et vous, en me nommant son tuteur.
Thea'nın tüm mal varlığının kontrolünü bana veriyorsun. Tüm hakların bana geçiyor.
Cela me donne l'entier contrôle sur tous ses biens.
- Thea'ya ne kadar saygı duyduğumu bilirsin.
Vous connaissez mes sentiments.
Thea'yı mutlu etmek benim başlıca vazifemdir.
Ses intérêts seront mon unique préoccupation.
- Thea ile konuşmalısın bence. - Hayır, hayır.
Vous ne voulez pas en parler à Thea?
Neden Thea'nın sevdiği şu içkilerden içmiyoruz?
Pourquoi pas l'une des liqueurs préférée de Thea?
Evlendiğinde Thea'nın annesine vermiştim bu likörü.
J'avais offert cette liqueur à la mère de Thea.
Çeşitli törenleri bahane ederek bir iki yudum alırdı arada.
Thea en boit quelques gouttes lors des grandes occasions.
Thea ilk defa kutsanma töreninde bakmıştı bunun tadına.
Thea en a bu la première fois lors de sa confirmation.
Thea'nın annesi kraliçe gibi kadındı.
La mère de Thea était une reine.
Neyse ki Thea'yı senden kurtardım.
Je peux encore sauver Thea.
Tamam Thea.
Bien, Thea.
Sence de buraya çok sık gelmiyor musun Thea?
Ne venez-vous pas ici trop souvent?
Amcan tüm umutlarını bize bağlamıştı Thea.
Votre oncle avait placé tous ses espoirs en nous.
Thea'yı asla kucaklamayacağım.
Ne jamais en saisir Thea.
Thea suçlu sanıyor beni. Geldiğimden beri tek kelime etmedi.
Thea me croit coupable et m'a rejeté.
Thea.
Thea.
Seni görmeliydim Thea.
Il fallait que je vous vois.
Hangi Thea?
Je sais que c'est Thea Brody.
Thea Brody olduğunu biliyorum. Kaç tane torunum var ki?
Combien j'ai de petits-enfants?
Thea, in oradan aşağı.
Thea, descends.
Seni tanıyamadım, Thea.
Je ne t'ai pas reconnue, Thea.
- Biraz ısın, Thea ile vakit geçir...
- Avoir chaud, être avec Thea...
Thea!
Thea!
Thea!
- Thea!
Haydi, Thea.
Allez, Thea.
Thea, az daha Noel şarkısını ( Carol ) unutuyorduk.
Thea, on a oublié les chansons de Noël.
Thea ile seni gördüm.
Je t'ai vu avec Thea.