Ticaret translate French
2,667 parallel translation
Beyler, Bankacılık Klanı ve Ticaret Federasyonu işle ilgilenir, şiddetle değil.
Messieurs, le Clan Bancaire et la Fédération du Commerce gèrent les affaires, pas la violence.
Bankacılık Klanı, Ticaret Federasyonu ve Tekno Birlik tüm kazançlarını elde edeceklerdir.
Le Clan Bancaire, la Fédération du Commerce, et le Techno Syndicat auront leur juste part, et peut-être plus.
Ticaret heyetim başarılı oldu. Sorduğunuz için teşekkürler.
Ma mission commerciale a été un succès, merci de l'avoir demandé.
Ticaret Federasyonu Senatörü Lott Dod'a mesaj gönderin.
Envoyez un message au Sénateur Lott Dod de la Fédération du Commerce.
İnanıyorum ki, Lott Dod'ı tanıyorsunuz, Ticaret Federasyonu Senatörü.
Je crois que vous connaissez Lott Dod, Sénateur de la Fédération du Commerce.
Toydaria'nın, Ticaret Federasyonu ile önemli bir anlaşması var.
Toydaria a un contrat important avec la Fédération du Commerce.
Bildiğim kadarıyla Ticaret Federasyonu Ayrılıkçılarla fazla samimi.
La Fédération est trop amicale avec les séparatistes à mon goût.
Görüşleri, Ticaret Federasyonu'nun düşüncelerini yansıtmaz.
Ses opinions ne reflètent pas celles de la Fédération du Commerce.
Toydaria ve Ticaret Federasyonu arasındaki anlaşmayı tehlikeye sokabilecek bir husus olmadığından emin olmak için buradayız sadece.
Nous sommes juste ici pour nous assurer que rien ne mette en péril l'accord entre Toydaria et la Fédération.
Buna karşılık olarak da... Ticaret Federasyonu gemileri, Ayrılıkçıların saldırılarına maruz kalacak ve Toydaria ile ticaretimizi kesmek zorunda kalacağız.
Ce qui à terme, exposera les vaisseaux de la Fédération du Commerce aux attaques séparatistes, et nous forcera à cesser le commerce avec Toydaria.
Ve Ticaret Federasyonu'nun Toydaria ile görev arasında bir bağlantı kuramayacağı konusunda garanti vermelisiniz.
Et vous devez nous garantir, que la Fédération ne pourra pas faire le lien avec Toydaria pour la mission.
Ben var, Ticaret Federasyonu elçisine bir gösteri teklif etmek.
Meesa propose un numéro artistique à l'ambassadeur de la Fédération. Voyons.
Sevgi ve anlayışı öne çıkarmak için ben Gungan ayinsel tarz becerisini yaratmak ve Ticaret Federasyonu ile paylaşmak.
Meesa créer et partager art Gungan avec la Fédération du Commerce. Pour promouvoir l'amour et la compréhension.
Ticaret Federasyonunun elinde anlaşmanın ihlal edildiğine dair bir kanıt varsa tüm Senatoya sunması hoş karşılanacaktır.
Si la Fédération du Commerce trouve une preuve de violation du traité, Elle est priée de la présenter devant le Sénat.
Ticaret Federasyonu, Pantora'yı abluka altına aldı ve sistemle tüm ticareti iptal etti.
La Fédération du Commerce a organisé un blocus autour de Pantora, et suspendu toutes les routes commerciales avec le système.
Ticaret Federasyonu bu konuda tarafsızdır.
La Fédération du Commerce est neutre dans cette affaire,
Ticaret Federasyonu'nun Ayrılıkçılarla ittifak halinde olduğu iyi bilinmektedir.
C'est bien connu, la Fédération du Commerce est du côté - des séparatistes.
Ticaret anlaşmasının 1647. maddesini size daha kaç kez hatırlatmam gerekiyor?
Combien de fois dois-je vous rappeler le traité commercial de 1647?
Ticaret Federasyonu tarafsızdır.
La Fédération du Commerce est neutre.
Senato'dan ricamızı dinlemesi için yalvarıyorum. Ticaret Federasyonu'nun bunu bir iç finansal mesele gibi gösterme çabasına karşı çıkın ve ticareti sürdürmemize izin verin.
Je supplie le Sénat de nous écouter, d'ignorer la tentative de la Fédération de justifier ce blocus par un simple problème financier,
Ticaret Federasyonu beni korkutmuyor.
La Fédération du Commerce ne me fait pas peur.
Senato, Ticaret Federasyonu'na ticarete yeniden başlaması için baskı uygulayacaktır.
Le Sénat obligera la Fédération à rétablir les routes commerciales.
Ticaret Federasyonu ablukası tahmin ettiğimizden daha fazla zarar veriyor ve karmaşaya yol açıyor.
Le blocus de la Fédération cause bien plus de troubles que ce que nous avions prédit.
Ayrılıkçılar işin içindeyse, kızlarınız gezegeninizi abluka eden Ticaret Federasyonu gemisinde tutuluyor olabilirler.
Si les Séparatistes sont impliqués, Vos filles sont peut-être retenues sur le vaisseau qui bloque votre planète.
kaçırma olayının arkasında Ticaret Federasyonu varmış.
Tu vois? La fédération du Commerce est derrière l'enlèvement.
Ticaret Federasyonu görevlileri.
Des émissaires de la Fédération du Commerce.
Ticaret Federasyonu mu?
La Fédération du Commerce?
Bana Ticaret Federasyonundanmış gibi görünmüyorlar.
Ils ne ressemblent pas à la Fédération du Commerce.
Dikkatimizi çeken şey,... Ayrılıkçıların çirkinliğinin bir kez daha Ticaret Federasyonumuzun makamlarında kendini göstermesi oldu.
Nous avons appris, que la menace séparatiste avait de nouveau gagné les rangs de la Fédération du Commerce.
Hükümetiniz ticaret konusunda endişe ediyorsa, görüşebiliriz.
Si votre gouvernement s'inquiète pour le commerce, nous pouvons parler.
Şimdi, ticaret yollarının açılması konusunda yardım istiyoruz, böylece malları daha serbest şekilde getirtebiliriz.
Nous avons besoin d'aide pour ouvrir les routes commerciales. Nous pourrions ainsi nous approvisionner librement.
Bu durum ticaret yollarının Mandalore'a kapatılmasına neden oldu ve bizi yolsuzlukla dolu karaborsaya yönelmeye mecbur bıraktı.
Elle a entraîné la fermeture des routes commerciales autour de Mandalore. Et nous a forcés à nous tourner vers le marché noir, et sa corruption.
Eminim, siz ve Ticaret Federasyonu işiniz resmi olsun veya olmasın kâr elde edersiniz.
Je suis sûr que vous et la Fédération du profit avec ce commerce, légitime ou non.
Yeni ticaret yolları hayati öneme sahip, fakat karaborsa, resmi ve yasal ticaretin yerini alamaz.
Le commerce est essentiel à votre survie. Le marché noir n'est pas un substitut au commerce légitime et légal.
Açgözlülük salgını, Cumhuriyetin, kurumların, ticaret loncalarının içinde gittikçe yayılıyor.
La contamination par la cupidité affecte profondément la République. Les corporations, les guildes de commerce,
Ticaret loncası onu kontrol ediyor.
La Guilde du Commerce la contrôle.
Hatırlıyorum da, Gezegenim Naboo Ticaret Federasyonu tarafından yasadışı abluka altına alınmıştı.
Je me souviens qu'après le blocus illégal de ma planète natale Naboo, par la Fédération du Commerce, des vies ont été plongées dans le chaos.
bu bir ticaret miydi? suçlularla mı anlaşmıştın?
Tu bosses avec eux, car ils peuvent payer?
Mahalli ticaret gibi bir şeye ait görünüyor.
On dirait une société du coin ou autre.
Konuyu Ticaret Bakanlığı'na verdim, ticaret ve endüstriyi ilgilendiriyor.
C'est le ministre du Commerce car c'est une politique commerciale.
Onu Ticaret Bakanı olarak görmüyorsun.
Tu ne la regardes pas comme un ministre du Commerce.
Onu seksi bir Ticaret Bakanı olarak görüyorum.
Je la regarde comme... un ministre séduisant.
Ticaret Bakanı'nın benim işimi yapmasını nasıl karşıladığımı soracaklar.
Ils voudraient savoir comment réagit le ministre de la Parité quand le ministre de l'Industrie gère un dossier de son ressort.
Ben onlara yalnızca ticaret ve futbol öğretiyorum.
Avec moi, c'est économie de marché et football.
67034 Holdings. Yani, Dagmar Dış Ticaret.
67034 Holdings, soit Dagmar Trade Services.
Ticaret Borsası'nda mı çalışıyorsun?
Laisse-moi deviner, tu travailles dans les échanges commerciaux?
Görüntüler Bobrow İthalat adında büyük bir Güney Afrikalı pırlanta ticaret şirketine ait.
Un seul endroit appelé Bobrow Imports. - Négoce de diamants.
- Bazı ticaret araçlarının belirli bir zamanı yoktur.
- Une méthode intemporelle.
En azından, ticaret yaparken güvenilir olman gerektiğini biliyorum.
Je sais au moins que la confiance est primordiale dans les affaires.
Geveleyip durdun tehlikeli ticaret...
Je ne sais pas, tu parlais d'un échange risqué.
- Senin Ticaret Bakanı boş durmuyor.
C'est une chaude, ta ministre.