Tick translate French
127 parallel translation
Tick-Tock Kulubün şef garsonunu tanıyorum.
Je connais le maître d'hôtel au Tick-Tock Club.
Bir tick-tack yetti.
Un doigt qui se lève, un mouvement de la tête, la trotteuse d'une montre.
Ve bu da Tick-Tack Bunu Gun Hill'de yaptım.
Ca c'est le "Tick-Tack" que j'ai fait à Gun Hill.
Tick aşkım, bu senin için.
Tick, chéri, c'est pour toi.
Bernadette? Ben Tick.
- Bernadette, c'est Tick.
Merhaba, Tick.
Bonjour, Tick.
Dinlenmem gerek, Tick.
J'ai besoin de repos, Tick.
Yapma Tick! Kimi kand ırdığ ını sanıyorsun?
Tick, qui se leurre ici?
Bu fazlasıyla gerçekçiydi. Tanrı aşkına, bu bütün bir gününü mahvetmeye yeter, Tick.
Ce zap sur la mort, ça fout la journée en l'air.
Üzgünüm.
Merde, Tick!
Tick, umudunu kırmak istemem... ama bu tür ürünler almıyorum. Bunu sen de biliyorsun.
Désolé de te décevoir... je fais pas ce genre de produits.
Sanat eleştirmenliğini geç, Tick. Bana katil hakkında ne söyleyebilirsin?
Laisse la critique d'art. Parle-moi du mec.
Yarım saat içinde Tick'in orada buluşalım. Ve, Lenny. Sakın arabanı kenara çektirtme, tamam mı?
Chez Tick dans une demi-heure... et te fais pas serrer.
Hey, Tick, konuşmamız lazım.
Tick, faut que je te parle!
Tick tanınmış bir çoğaltıcıydı. Onun bir bildiğinin, kopyanın olup olmadığını ya da Iris'in... teybi kullanmasını kimin sağladığını öğrenmek istemişlerdir.
Ils veulent savoir s'il y a des copies, et qui a branché lris.
Tick'e bunu yapan Iris'e.. yapanla aynı kişi.
Celui qui a tué lris a tué Tick.
Trick'i de ben hallettim, değil mi?
J'ai tué Tick aussi?
- Sefil Tick.
- Pauvre tique.
Altın bir tik tak!
Un tick-tock d'or!
Red Tick Birası.
Bière de la Tique rouge.
Redbone köpekleri vardı. Erkek kardeşinde de Blue Tick ve Plott Hound vardı.
Il a eu des redbones, et ses frères un bluetick, et un plott hound.
Tik gibi birşey ama değil.
C'est comme un tick, sauf que c'en est pas un.
Tick-tock, Dennis. Sen adamlarınla sırada beklerken Miami ile bağlantısı olan adam ellerimin ucundan kayı verdi.
Vous vous la jouez et le type qui a un "lien avec Miami" m'échappe.
Tick-Tock McGlaughlin, Clocker's Corner'dan canlı.
Ici Tic-Tac McGlaughlin en direct du Tournant de l'Horloger.
Tick-Tock McGlaughlin, Movietone Haberler.
Oh, mon Dieu! Ici Tic-Tac McGlaughlin, Movietone News.
Demek istediğim, tick-tock ben geldim, huh?
Le temps passe.
Tick hafızasını kaybetmişti.
Tick a perdu la mémoire.
Tek hatırladığı adının Tick olduğu ve taksiye binmekten hoşlandığıydı.
Tick se souvient seulement de son nom, mais il aime prendre les taxis.
Tick'in tuhaf bir alışkanlığı vardı.
Tick a une étrange habitude.
Pod'a göre Tick zarf kapatma işi falan yapıyordu herhalde ama kör talih sillesini vurmuş ve zehirli bir yapıştırıcıya denk gelmişti. Belki bu yüzden hiçbir şey hatırlamıyordu.
Pod pense que Tick travaillait comme colleur d'enveloppes, et que par malchance, il a léché une enveloppe empoisonnée, ce qui l'a rendu amnésique.
Adamı nereye götüreceğini bilmediği için onunla kalmasına izin verdi Pod.
Ne sachant où déposer Tick, Pod l'emmena chez lui.
Tick her şeyi yaladığı için Pod'un evi pırıl pırıl olmuştu.
Tick lécha tout ce qui se présentait, la pièce devint rapidement propre.
Gerçi Tick her şeyi yalıyordu, ama minnetini de ifade etme yoluydu bu.
Tick lèche tout, c'est aussi sa façon d'exprimer son affection.
Tanıyan biri çıkar umuduyla Tick'i sürekli takside tutuyordu Pod.
Pod emmena Tick en taxi dans l'espoir que quelqu'un le reconnaisse.
Tick'i kimse tanımıyordu anlaşılan.
Mais personne ne semblait le connaître.
Günlerden bir gün, Tick yok oldu.
Un jour, Tick disparut.
Kim demiş Tanrı'nın espri anlayışı yok diye?
Qui a dit que Dieu manquait d'humour? Tick Roby.
Almak onun yapamayacağı tek şey.
Elle n'aura pas Tick.
- Hey Tick.
Salut, Tick.
Ya Janine.
- Ta liberté? - Et Janine et Tick?
Düşünecek şeylerim var.
Je dois penser à Tick.
Başkası yakında Empire Grill'in müdür olabilir.Bu da...
Si tu ne fais pas gaffe, Tick sera la prochaine gérante d'Empire Grill.
Hey sersem, yani John Voss.O da geliyor tamam mı?
Enfin, John Voss. Tick viendra aussi, ça te va? Quel grippe-sou!
Böylece ben de kışları Keys'de yaşayabilirim.
Tick irait dans une bonne université et il pourrait rester assez d'argent pour que je passe l'hiver en Floride.
Tick'i hatırl ıyor musun?
- Benji, tu te souviens de Tick?
- Haydi Tick.
- Allez.
Galiba Tick hala kutlamalara devam ediyor.
Tick fait déjà la fête.
Oh, Roby. Roby'e bakın.
Laissez passer Tick Roby.
Seyahat nasıldı? Donny diye bir çocukla takılıyordu.
Tick a rencontré un garçon.
- Baba olmayı deneyebilir.
- Tick.
- Tick.
- Je sais, pardon.