Timo translate French
117 parallel translation
Tim-o?
Timo?
- Merhaba Timo.
- Salut, Timo.
Timo!
Timo!
- Hoşça kal Timo.
- Salut, Timo.
Merhaba Timo.
Salut, Timo.
Timo, gelişme var mı?
- Timo, quoi de neuf?
Timo.
- Timo.
Benim için. Timo, eğer o hotelin içindeki gece klübü yangın güvenlik kuralları sebebi ile kapatılırsa çok vahim olur, değil mi?
Ce serait nul si le club de cet hôtel fermait pour des problèmes de sécurité contre les incendies.
Timo, güya hep maçtaydın, ama topa dokunamadın bile.
Timo, toi t'as joué et t'en as pas touché une.
Timo Cruz efendim.
Timo Cruz, monsieur.
Kahretsin Timo, neden bok atıyorsun?
Pourquoi tu nous casses?
Hayat nasıl gidiyor Timo?
Tu t'en sors?
Timo Cruz, Humboldt Devlet Üniversitesi'nde... gard olarak oynadı.
Timo Cruz, à l'université de Humboldt, a joué comme pivot.
- Timo bilmemne.
- Timo... quelque chose.
- Timo Rajala.
- Timo Rajala.
- Timo nerede?
- Où est Timo?
- Dick ve Timo?
- Dick et Timo?
Sorun şu, Timo diye bir patronum var.
Le seul souci, j'ai eu ce patron, Timo.
Timo bildiği insanlarla çalışmayı sever. Özellikle de büyük işlerde.
Timo préfère travailler avec des gens qu'il connait, surtout sur les gros coups.
Timo'yu tanımazsın.
Vous connaissez pas Timo.
Timo ailemi öldürür.
Timo tuera ma famille.
Bu, Timo denen herif detayları kendine saklamayı seviyor.
Ce Timo aime garder les détails pour lui.
ve bu da Timo olmalı.
Oh, et ce doit être Timo.
Timo aradı.
Timo a appelé.
Dedin ki, Timo kasa hırsızını kaybederse, iş iptal olur.
Vous disiez que si Timo perdait son perceur de coffre, le casse tomberait à l'eau.
Timo'nun cinleri tepesinde zaten.
Timo est déjà assez nerveux.
Sen Timo'nun gözüne girmeye bak.
Continuez à faire croire à Timo que vous êtes dans le coup.
Şimdi sen Timo'yu ara...
Appelez Timo.
Çünkü Timo sadece benim sözüme inanmaz.
Parce que Timo me croira pas sur parole.
Timo buluşmaya hazır.
Timo est prêt à me rencontrer.
Umarım Timo aramamıştır.
J'espère que Timo n'a pas appelé.
Timo bana yerleri söyler.
Timo me donne l'endroit.
Üç iş yaptık, her seferinde bana vuracağımız yerin yarım mil yakınında yerler verdi.
Pour les trois boulots faits avec Timo, il m'a toujours donné un emplacement à moins de 800m du lieu cambriolé.
Timo'nun hedefindeki kasa çok özel bir şey.
Le coffre que Timo veut braquer est haut de gamme.
Timo'nun arabasını hemen şu köşeye bıraktım.
J'ai garé la voiture de Timo au coin.
O, Timo'nun içerideki adamı.
C'est l'homme infiltré de Timo dans la bijouterie.
Timo sızıntı olduğunu anlayacaktır.
Timo saura qu'il y a une fuite.
ve işim bittiğinde, bir daha asla Timo için endişelenmen gerekmeyecek.
Quand ça sera fini, vous n'aurez plus à vous inquiéter de Timo.
Timo'ya verdim.
Je l'ai donné à Timo.
Timo nerede?
Où est Timo?
Timo'yu bulacağım, ve Onu öldüreceğim!
Je vais trouver Timo, et je vais le tuer!
Sence Timo'dan bir daha heber alırmıyız?
Vous pensez que j'en ai terminé avec Timo?
Hayır Timo, senin önünde daha çok uzun bir hayat var.
Non, tu as toute ta vie devant toi.
Herhalde Timo şartlı çıktı.
Timo est en liberté conditionnelle.
Bunu yapamazsın, Timo.
Tu ne peux pas faire ça, Timo.
Timo, Yakalayacaklar.
Timo, ils rattrapent le retard.
Timo?
Timo?
- Timo...
Timo...
Timo? Afedersiniz... Aç mısınız?
Timo? J'ai besoin d'argent.
Timo geliyor musun?
Timo? Tu viens?
Timo, çeyrek milyon dolar değerinde mücevher var.
Il y en a pour un quart de million.