English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Tino

Tino translate French

222 parallel translation
Ama idareli kullanıyor. Duydun mu Ferdinand?
Il a une voix de tonnerre, mais il la ménage, comme Tino.
Tino da mı burada değil?
Pilade n'est pas là?
Tino, ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler.
Je vais me coucher.
Jack Wellman'ın iyi yemek bulabileceği şehirdeki tek yer Tino'nun yeri.
Pour Wellman, il n'y a qu'un traiteur qui fournisse de bons repas en ville, et c'est Tino.
Bu sefer değil, Tino.
Pas cette fois, Tino.
- Merhaba, Tino.
- Bonjour, Tino.
Tino güvenilirler mi?
Tino, sont-ils fiables?
Zaten korkmuş olman gerekiyor, Tino.
Tu es censé avoir peur, Tino.
- Sorun yok, Tino.
- Ça va, Tino.
Elinden geldiğince Tino'ya yardım et.
Aide Tino autant que possible.
Tino'ya kamyona gideceğini söyleyip...
Vous avez dit à Tino que vous alliez au camion
Bana sakın yalan söyleme, Tino.
Ne me mentez jamais, Tino.
Aferin, Tino.
Tu as bien parlé, Tino.
- Umarım güzeldir, Tino.
- J'espère qu'il est bon.
Tino, senin için biftek hazırlar.
Si tu n'aimes pas, Tino te fera un steak.
Tino, o biftek seven bir adam.
Tino, c'est un homme qui aime les steaks.
Kimse böyle yemek hazırlamamıştı, Tino.
Vous êtes inégalable, Tino.
- Tino!
- Tino!
Tino!
Tino!
Çok güzel ziyafetti, Tino.
Le dîner était excellent, Tino.
Yürü, Tino.
Vas-y, Tino.
Tino da dün akşam cok sarhoş oldu.
Tino s'est bourré, l'autre soir.
Arabayı durdur Tino!
Arrête-toi, Tino!
Tino ile içki içiyorduk, bir de baktım ki...
On prenait un verre avec Tino. Et en un éclair...
Tino, atları hazırla.
Tino, attelle.
Tino, hastaneye git ve görevlileri çağır.
Tino, va chercher les infirmiers.
Ona Agostino mu, Tino mu diyorsunuz? Tino.
Tu l'appelles Agostino ou juste Tino?
Tino arkada ve Otuziki'yle ben silahlarımızı kafasına doğrulttuk.
N'oublie pas que Tino est derrière. Et Trente-deux et moi, on a le doigt sur la gâchette.
Marco, Luca ve Tino.
Marco, Luca et Tino.
Ve bu tuttuğun da Tino.
Et celui que tu tiens est Tino.
- Tino en küçükleri.
- Tino est le plus petit.
Artık Liberace kasetimi geri istiyorum.
Je veux mon Tino Rossi ce soir.
Bir dakika, Tino.
Une minute, Tino.
Uzun sürdüğü için üzgünüm ama Tino çok yoğun.
Ça a été long. Tino est dans le jus. Ça ira?
Tino ve Luther bizden önce geldi, Nick çiçek aldı.
Tino et Luther sont venus. Nick s'est fendu, pour les fleurs.
Teşekkürler Tino, bu hardal çok daha iyi.
Merci, Tino, Oscar va beaucoup mieux.
Tino, bana biraz izin ver. Teşekkürler.
Tino, laisse-moi une seconde, merci.
Tino senin ton sevdiğini söyledi.
Tino m'a dit que tu aimais.
Catalano, Tino kız arkadaşıma sahte kimlik ayarlayabileceğini söyledi.
Catalano, Tino dit que tu peux avoir une fausse carte d'identité pour ma copine.
Tino'da ayarlayabilir.
Tino aussi.
Neredeyse unutuyordum, Tino...
Oh, j'ai failli oublier Tino...
Tino burada mı?
Tino est là?
Harlin, bu çocuk Tino'yu tanıyor, iki defa silah ile birlikte... tutuklandı ve hiçbir şey olmadı.
Harlin, le gars que Tino connaît, il s'est fait arrêter avec un flingue... deux fois, et rien s'est passé.
Yarın Tino'lara gelmelisin.
Alors, il faut que tu viennes chez Tino demain soir.
Bu gece mutlaka Tino'lara gelmelisin.
Viens chez Tino ce soir.
Tino bizi içeri sokabilir.
Tino peut nous faire entrer.
Benim gidip Tino'yu bulmam lazım.
Bon, faut que je trouve Tino.
Tino nerede?
Où est Tino?
Tino geliyor.
T'inquiète, Tino arrive.
Tino neredesin?
Tino, où es-tu?
İyi ki uyuyor.
Heureusement que Tino dort.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]