Tnt translate French
144 parallel translation
Köprüye TNT yerleştirilmesinden santos sorumlu. Santos, haydi.
Que Santos se charge du TNT pour le pont.
Metal uranyumdan üretilen bu patlayìcì öyle kuvvetli ve yìkìcìydì ki oldukça küçük bir bombanìn 20. 000 ton TNT'nin yìkìcì etkisine sahip olacagìnì gösteriyordu.
Un explosif dérivé de l'uranium, si puissant et dévastateur qu'une seule bombe relativement petite a le pouvoir destructeur de 20 000 tonnes de TNT.
İşte yine TNT ilaçlı içki sahnesindeydim kasayı gizleyen güzel kız da oradaydı.
J'étais à nouveau dans cette pièce... avec la pépée qui cachait le coffre.
TNT çubuğu mu, böylece bu uyuz, zavallı kasabayı tümden havaya uçurabilsin.
Du TNT pour faire sauter ce bled?
Mühendisim benim için yaptı.
Je les ai commandées à des armuriers. Une tonne de TNT.
Bir uçağı ağzına kadar TNT'yle doldurup, mağaraya intihar dalışı yaparak.
On remplit un avion de TNT... puis on lance une attaque suicide, en plein sur la grotte.
Zavallı köpekbalığını patlayıcıyla doldurmak!
Bourrer un pauvre requin de TNT.
Her birinin 180 kiloluk TNT'ye eşdeğer patlama gücünden fazlasına sahip olmadığını söyleyebilirim.
D'une puissance explosive maximale de... 200 kg de TNT.
20 ton TNT ile doldurulmuş şekilde, bir şehir bloğunu yokedebilirler
Contenant 20 tonnes de T.N.T., elles pouvaient détruire un pâté de maisons.
II. Dünya Savaşında şehirlere atılmış olan bombalar toplamda 2 milyon TNT'ye denk geliyordu
Les bombes lancées sur les villes pendant cette guerre... représentent 2 millions de tonnes de T.N.T.
Bangalore torpidosu 15 metre boyunda ve 40 kilo TNT doluydu ve yolda monte edilirdi, el ile.
La torpille Bangalore faisait 15 m de long et était remplie de 40 kilos de T.N. T. Il fallait la monter sur place. A la main.
Şehrin üzerine düşen bombanın patlaması... 20000 ton TNT'nin yıkıcı gücüne eşitti... ve yaklaşık 4000 derecelik bi ısı yarattı.
La bombe avait explosé sur la ville avec une force destructrice de 20 000 tonnes de TNT et généré des températures de 4000 degrés.
Her seferinde bir tanesi patlıyor, bu da 20, 30 megaton TNT'ye denk oluyor.
À chaque éruption, vous avez l'équivalent de quoi? - Vingt, trente mégatonnes de T.N.T.
Bu masanın kutunun içinde evi havaya uçurmaya yetecek kadar TNT içeren bir bomba var.
La boîte sur la table contient une bombe avec assez de TNT pour faire sauter toute la maison.
Hassas bir patlayıcıdan bahsediyoruz.
Il s'agit de TNT sur PMS.
Dinamitli pasta nasıldı, efendim?
Un peu de TNT avec votre gâteau, monsieur?
HMX ve TNT.
Du H.M.X et du T.N.T.
Elim ne zaman bir beyine değse TNT'ye dönüyorum.
Chaque fois que je touche de la cervelle, paf!
Sabah 8 : 15'te 200-kiloluk bir bomba... 20,000 ton TNTnin tahrip gücüyle... afallamış düşman şehri üzerinde mantar gibi yükseldi.
A 08 h 15, une bombe de 400 livres équivalente à vingt mille tonnes de TNT explosa sur la ville ennemie
Bana TNT derler.
On me surnomme TNT.
Evet, sen TNT gibisin ve patlarsan birileri zarar görür.
Mais oui. Tu es TNT. On n'a pas intérêt à te voir exploser.
Doğru, patlayıcı - biraz TNT B bileşkesi var değil mi
Vous avez des explosifs? Du T.N.T. ou du mélange B?
Dikkat edin, göbeği nitrogliserin ile doluymuş gibi sallanıyor.
Attention, son ventre bouge comme un bol de TNT.
Yani, siyasetten ve hayattan emekli olmak için, demiryoluna gitmiş, kafasına bir taşla vurmuş, her yere kanını saçmış, kendine TNT bağlamış ve demiryolunda kendini havaya uçurmuş, intihar etmiş!
Pour tout abandonner, que fait-il? Il va sur la voie ferrée, se cogne la tête contre un caillou, met du sang partout, puis se fait sauter au TNT sur la voie. Suicide.
Nipride başla.
Envoyez la TNT.
Üç günlük er azığı, çikolata, toz kahve şeker, kibrit, pusular, süngü, cephane gaz maskesi, özel ağ,.45'likler, matara duman bombası, Hawkins mayını, Gammon el bombası TNT, şu boktan şey ve bir iki pis külot.
Rations pour 3 jours, tablettes de chocolat, café en poudre... sucre, allumettes, boussole, baïonnettes, munitions... masque à gaz, encore des munitions, sangles, mon 45, une gourde... 2 cartouches de clopes, mine Hawkins, grenade, fumigène... TNT, ce bordel et une paire de caleçons horribles.
Sadece Bıçağım ve TNT'im var.
Il me reste un couteau et du TNT.
Silahlara rağmen birazda yanımıza TNT alıcaz...
On va emporter du TNT. Malgré les canons.
Lipton, Biz ilk makinalıyı ele geçirdiğinizde oraya anında TNT istiyorum.
Lipton, quand on aura pris le premier canon, rejoignez-nous avec le TNT.
İlk makinalıyı ele geçirir geçirmez TNT'i istiyorum. Git!
Je veux le TNT dès qu'on se sera emparés du canon.
- Lipton nerede?
- Où est Lipton avec le TNT?
ve TNT'ye!
Et du TNT!
- Bende TNT var, Efendim!
- J'ai du TNT, Lieutenant!
TNT'ni bırak!
Laisse le TNT!
TNT!
TNT!
- TNT!
- TNT!
O parçada tam 150 kiloluk patlayıcı var. Evet.
- Ça équivaut à 150 kg de TNT.
O patlayıcı.
C'est du TNT.
En sevdiğin, TNT. İthal edildi.
Tiens, ta boisson d'importation préférée!
Bir adım atın ve birkaç teklik fırlatın. Jay ve Sessiz Bob'un TNT-Satışı!
Approchez-vous et filez deux dollars au discount de TNT de Jay et Silent Bob!
Bir milyar ton TNT ile eşdeğer.
L'équivalent d'un milliard de tonnes de TNT.
- Bilmem. TNT'ye uyduruk bir film.
- Un film débile sur le câble.
Pekala TNT. Milyonuncu kez anlatıyorum. Dinleyin.
Les TNT, pour la millionième fois, écoutez bien.
TNT :
TNT :
Bu iş son bulacak yoksa bizi kovar, TNT'yi dağıtır, beni de bir tabuta sokarlar.
On arrête les conneries ou on est virés, les TNT sont morts... et je finis dans un cercueil.
Ama yoğun programımın arasında Ted, okul parasını ödedi. Çoğu gecem TNT seyretmekle ve pizza sipariş etmekle geçti.
Mais entre mes horaires chargés et son job pour payer ses études, je passais trop de soirées pizza-télé.
Görüyorsunuz ya, eğer Ölüm Treni onu öldürmezse.. o zaman şu TNT sandıkları öldürecek.
Vois-tu... si le train ne le tue pas, ces caisses de TNT le feront.
Ona bir aspirin, metoprolol, beş miligram ve serumdan nitro.
Aspirine, Metoprolol et perf de TNT.
Acı soslu sosisler.
- Je prépare des saucisses. Saucisses TNT.
Çay, bir fincan çay.
Une tasse de TNT.
TNT!
T.N.T.!