Tom translate French
20,004 parallel translation
Bu Bay Tom Sherbourne, deniz feneri sorumlusu.
Voici Tom Sherbourne, le nouveau gardien du phare. Comment allez-vous?
Tom, kuzey yarımküredeki gemilere yol göstereceğin o deniz feneri ülkemize refah getirecek.
Tom, ce phare guidera d'innombrables navires de l'Hémisphère Nord, apportant richesse et prospérité à ce pays.
Hoşça kal Tom.
Au revoir, Tom.
Tom, geldiğin için sağ ol.
Tom, merci d'être venu.
Tom'dan.
De Tom.
Sevgiler, Tom.
Vôtre, Tom.
Sevgili Tom.
Très cher Tom.
Tom, seni ilk gördüğüm anda tanıyormuş gibi hissettim ve seninle bir hayat kurmayı düşler oldum.
Tom, quand je vous ai vu, la première fois, j'ai cru vous connaître, et n'ai pas pu m'empêcher d'imaginer vivre avec vous.
Tom.
Tom.
Sözümü kesme Tom.
Ne m'interrompts pas, Tom.
Tom, seni tanıyan herkes çok konuşkan olduğunu bilir.
Tous ceux qui t'ont rencontré diront que tu es bavard...
- Isabel ve Tom'a kadeh kaldıralım.
A Isabel, et à Tom!
- Isabel ve Tom'a!
A Isabel et Tom!
Tom!
Tom!
Nasıl karşıladı Tom?
Comment elle l'a pris?
Onu kurtarmalıyız Tom!
Tu dois la sauver, Tom.
Tom?
Tom?
Bizim Tom o kadar da işe yaramaz değilmiş.
Tom n'a pas été trop inutile, j'espère.
Burnunu Tom'dan almış.
Mais elle le nez de Tom, non?
Bir kız bebekte Tom'un burnu iyi durur mu bilmem.
Je ne sais pas si le nez de Tom est ce qu'il y a de mieux pour un bébé.
Tom, onu bulduk.
On l'a trouvé.
Eminim Tom da Janus'ta bugünkü hayat hakkında birkaç söz söylemekten mutluluk duyar.
Tom sera sans doute ravi, de vous dire quelques mots sur la vie sur Janus.
- Buyur, Tom.
Allez, Tom.
Teşekkür ederiz, Tom.
Merci, Tom.
- Eşim Tom.
- Voici Tom, mon mari. - Bonjour.
Hannah, bu Tom. Eşim.
Hannah, voici Tom, mon mari.
Tom'un ifadesine göre ; Frank Roennfeldt kayık sahile vurduğunda ölüymüş.
Selon Tom, Frank Roennfeldt était mort quand la barque s'est échouée.
Tom'un bizi sevdiğini sanmıştım.
Je croyais qu'il nous aimait.
Tom, o yetişkin bir kadın.
Tom, c'est une adulte.
Tom hâlâ senin kocan.
Tom est toujours ton mari.
Tom'un ise kimsesi yok.
Tom n'a personne.
Seni her daim sevecek kocan, Tom.
Je serai toujours ton mari aimant, Tom.
- Tom. - Sorun değil.
Tout va bien.
Daha fazla konuşma.
- Tom... - N'en dis pas plus.
- Tom ve Isabel'in.
Tom et Isabel?
Stephen'ın yatağını hazırlayayım diye düşündüm Tom'un geri dönme ihtimaline karşı.
Juste préparer le lit de Stephen au cas où... Au cas où Tom reviendrait.
Tom'u gördüm.
C'était Tom.
Rüyandaki o sessiz çocuğun Tom olduğu kadar Stephen da olabileceğini düşünüyor musun?
Serait-il possible que la voix de cet enfant dans vos rêves puisse être celle de... Stephen? Autant que celle de Tom?
Bak, Tom'la ilgili kabuslar Stephen'la ilgili de olabilir ama bunun nedeni her şeyin Stephen'la ilgili olması.
Le cauchemar avec Tom... pourrait bien être avec Stephen. Mais c'est parce que tout est à propos de Stephen.
Birkaç saat önce eşkali 9 yaşındaki Tom Patterson'a uyan bir çocuk Hawthorne, Florida'daki bir parkta görüldü.
Il y a à peine une heure, un garçon dont la description correspond à Tom Patterson, 9 ans, aurait été aperçu dans un parc à Hawthorne en Floride.
Tom'u bulmalarının içimi ne kadar rahatlattığını anlatamam.
Vous n'avez pas idée quel soulagement ç a été qu'ils retrouvent Tom.
Tom.
Tom...
Tom.
Tom, Seigneur!
Tom, gel.
Tom, viens.
Hayır. Çocuğu çıkar.
Sauvez Tom.
Kaç Tom! Git!
Tom, sauve-toi, vite!
Lütfen, ben ve Tom için.
Je t'en prie, pour moi et pour Tom.
Tom, o bavulu benim için getirir misin?
Tom, tu peux prendre ce sac pour moi?
- Sağ ol Tom.
- Merci, Tom.
Tom haklı.
Tom a raison.
- Tom!
Tom?