English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Traffic

Traffic translate French

188 parallel translation
Muhtemelen hala alkol işindedir.
Elle faisait du traffic de liqueur.
- Önemli değil. Trafik çok sıkışıktır.
- C'est rien, y a beaucoup de traffic.
Yaptığımız kaçakçılık anca karnımızı doyuruyor.
Notre traffic est modeste, juste de quoi gagner notre vie.
Veya marihuana?
Traffic de marijuana?
Uyuşturucu ticareti. Kundakçılık. Cinayete teşebbüs.
Traffic de drogue, incendie volontaire, ohhhh... tentative de meurtre!
Uyuşturucu trafiğini azaltmak istiyorsan bu koduğumun bankacılarından birkaçının kellesiyle başlamalısın.
Vous voulez freiner le traffic de drogue? Ben commencez par exécuter quelques-uns de ces enculés de banquiers.
Ya borcunu ödemeyenler ya da trafiği kontrol etmeye çalışanlar.
Certains paient pas leurs dettes, d'autres veulent contrôler le traffic.
Trafik.
Le traffic!
Oz'da son günlerde, trafik hız tümseklerine takılıyor.
En ce moment, à Oz, le traffic est plutôt chargé!
Diş perisi silah işine girse ya.
La petite souris pourrait faire du traffic d'armes.
Pekala, Bay Kakihara, bundan 3 yıl önce Siz Funaki Ailesinden Bay Suzuki'yi porno video satış işinden almıştınız.
Kakihara, il y a 3 ans vous avez fait coulé Mr Susuki de la famille Funaki pour un traffic de vidéos pornos.
Trafik inanılmazdı.
Il y avait trop de traffic.
- Günaydın trafik.
"Good morning traffic!"
Taksi sorun olmadı. Trafik yoktu. - Benim yolum harikaydı.
Aucun problème pour trouver un taxi, pas de traffic.
- Ne olmuş? - Buna trafiği de eklersen, biz döndüğümüzde üçüncü bisi yapıyor olacaklar.
Avec ça, plus le traffic, ils en seront à leur troisième rappel jusqu'à ce qu'on revienne.
En tepede bir değişiklik olduğunda yeni baştan başlar ve kendi şebekelerini kurarlar.
quand il y a un nouveau boss, il repart de de zero, met en place son propre traffic.
Tüm o trafikle falan, inan bana, böylesi daha hızlı.
Avec tout ce traffic et cet embouteillage, Croyez moi, ce chemin est plus rapide.
Trafikte tünelde mahsur kalırsak çok tedirgin olur.
Si nous étions coincés dans un tunnel à cause du traffic, elle commençait à s'agiter.
Bir gün, dışarıda bana ya da arkadaşlarıma ihtiyacın olacak... o zaman biz de sana gereken yardımı yapacağız.
Un jour, vous aurez besoin de moi et mes potes sur une scène de crime... and wouldn't you know it, we all hit traffic on the way.
Bu uyuşturucu işi...
- Le traffic de drogue de cette nuit...
Bu çok riskli trafik elbet azalacak.
C'est trop risqué, on va attendre que le traffic soit plus fluide.
Mükemmel. Şehir merkezindeki trafik rahatlayacak.
Super, le traffic va être bloqué sans toute la ville.
Ana yolda trafik yoktur.
Il n'y a pas de traffic sur la route principale.
Yalnız fuhuş değil Eric, insan kaçakçılığı da söz konusu.
Ce n'est pas que de la prostitution, Eric, c'est du traffic d'humain.
Fuhşa teşvik, insan kaçakçılığı ve cinayetten.
Pronxénétisme, traffic et meurtre...
Alt tarafı birazcık trafik var. Sakin ol.
Y'a un peu de traffic relax!
Hırsızlardan biri, Jeffrey White ismi bültene verilir verilmez trafik çevirmesinde yakalandı.
Un des voleurs, Jeffrey White, a été arrêté pour traffic quelques minutes après le vol.
Çünkü trafikte sıkıştım.
Will you meet me there 'Cause l'm stuck in traffic
Bütün hava trafiğinin iptal edildiğini sanıyordum.
Je croyais que tout traffic aérien était cloué au sol?
Ruhsatsız silah.
Traffic d'armes.
Birileri vardı - hepsi genç çocuklardı.
Il y avait du traffic, c'était tous des jeunes.
John'ın Spyder'ın operasyonunu mahvetmesi olmasaydı, ceset tarlasına son verecektiniz, malum.
Si Johnny n'avait pas stoppé le traffic de Spyder, vous auriez aussi fini dans la ferme des corps, vous savez.
Pan Galaksisi takviminde, Hoob'dan sonraki ay nedir?
Fitch, dans le calendrier de Pan Traffic, quel mois suit Hoob?
Trafikten...
C'est à cause du traffic.
Bedava tekila için bisikletli kuryelerin trafikte birbirleriyle yarışması.
- Dingue. De coureurs cyclistes contre le traffic, essayant de battre les autres pour des verres de tequila gratuits.
Trafik hakimi.
Le juge de la cour du traffic.
Uyuşturucu satışı ve çocuk kaçırmadan aranıyor.
Elle est recherchée pour kidnapping et traffic de drogue.
Mesele tünel trafiği boyunca yüksek seviye güvenliği sağlamak.
Emettons une alerte de haute sécurité pour tout le traffic du tunnel.
Cinayet masasından iki dedektif gerek diyor kitap.
Le traffic dit : "2 detectives pour Homicide".
Yani düzenli bir organ trafiğinin gerçekleştiğini mi söylüyorsunuz?
Donc vous dites qu'il y a un traffic régulier d'organes humains?
Sırada yol durumu var.
Restez en ligne pour le prochain flash info traffic.
KTML'de her yarım saatte bir yol durumunu dinleyebilirsiniz.
Vous pouvez écouter un point traffic chaque demi-heure sur KTML, le missile.
- Trafik?
- Le traffic?
Şükürler olsun radyoyu açtık ve trafik durumunu dinledik.
Merci seigneur on a allumé la radio et écouté les bulletins traffic.
Trafik durumlarından nefret ediyorum.
Je déteste les annonces traffic.
Bırakın trafik durumunu ben yapayım. Herkesi para ve zamandan tasarruf ettiririm.
Laisse-moi faire l'annonce traffic, J'épargnerai à tout le monde du temps et de l'argent.
" Merhaba Peanut, saat sabahın 8'i, dışarıda bayağı trafik var.
" Hé Peanut, il est 8 heures du matin, il y a beaucoup de traffic par ici.
Esrar işindeydik.
J'étais dans la cellule à côté, pour du traffic de shit.
Trafikte mi kaldı?
Coincé dans le traffic?
Şehir merkezindeki trafik rahatlayacak.
Super, le traffic va être bloqué dans toute la ville.
Evet Generalim.
Clavo est mêlé à un traffic de drogue et à un meutre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]