Triage translate French
285 parallel translation
- Dışarıdaki tren barınağı civarlarına.
- Á la gare de triage.
Demiryolları varmış gibi.
On dirait une gare de triage.
Carl Buckley. Manevra sahası müdürlüğüne uğrayın.
"Carl Buckley, chez le chef de triage."
Tren istasyonunda onun başına bir şey gelseydi şansımız daha fazla olabilirdi...
On aurait pu avoir un peu de chance. Un accident est si vite arrivé sur les voies de triage.
Benim misafirimdir. Beni de en yakın durakta bırak.
- Dépose-moi à une gare de triage.
Manevra müdürü onları da almamı istedi ben de onları buraya kilitledim.
Le chef de triage à la jonction m'a dit de les laisser passer, alors je les ai mis là-dedans.
Avluya geldiler ve bazı rehinelerle birlikte onu da aldılar.
Ils sont venus au triage et ils l'ont embarqué avec des réfugiés.
Vaires'ye 9.45'de varacak.
Il arrive au triage de Vaires à 9 h 45.
İngiliz uçakları yarın sabah saat 10'da Vaires'yi vuracaklar.
Des avions britanniques bombarderont le triage de Vaires demain à 10 h.
Eğer tren o saatte orada olursa... 10 dakika.
Si le train était au triage... Dix minutes?
Önce istasyon onarılmalı, Albay.
Vous avez vu le triage?
Makasçılar, trenciler, makinistler, istasyon müdürleri.
Aiguilleurs, serre-freins commis de triage, chefs de gare.
Lokomotif için makas değiştiriyoruz.
Nous passons du triage à la locomotive.
Jesus, sen de planlandığı gibi demiryollarına ve manevra bölgelerine saldıracaksın.
Jésus, la gare et le centre de triage, comme convenu.
Görevli subay bunu görmezlikten gelmeyi nasıl becerdi?
Comment l'a-t-on laissé passer au triage?
- Evet, depoda yüksek hız yapacak!
- Les gaz au triage!
Depolardan yüksek hızda çıkmak, makaslara takılmak.Tanrım.
Pleins gaz à la sortie du triage. Exploser les aiguillages.
İmalatın her kademesindeki sıkı kontolden sonra sıra ambalaja geliyor.
Après le triage des verres à chaque stade de la frabrication... vient le tour de l'empaquetage minutieux, puis de l'emballage délicat.
Bu Mostar'daki cephaneliğe girmeniz gerektiği anlamına geliyor.
Ça voudrait dire pénétrer dans la gare de triage de Mostar.
İkincil ayırma için kazazedeleri aşağıya indirin.
On va faire descendre les victimes au triage secondaire.
Ve o onları benim için düzenledi. İzlenecek bir yol verdi, bilirsin.
Elle a fait une sorte de triage... et m'a indiqué la voie à suivre.
Tren yolu güvenliğinden aradılar. Manevra istasyonunda mahkum giysileri bulmuşlar.
On a trouvé des vêtements de détenus dans une gare de triage.
Çok biçimli yansıtma sıralamasını kullanarak..... Locutus ile Borg gemisi arasında bir seri kompleks altuzay sinyali yakalamayı başardım.
A l'aide d'un triage multimodal réflectif, j'ai pu détecter une série de signaux entre Locutus et le vaisseau borg.
Herkes Darmstadt'daki eski tren manevra garında toplanacak.
Que tout le monde se rassemble à la vieille gare de triage de Darmstadt.
Tüm mekik hangarları acil durum sınıflandırma merkezleri haline getirilmeli.
Il faut transformer les hangars en centre de triage.
Mark benden öncelikli hastaları ayıklamamı istedi.
Désolée, mais Mark m'a envoyée au triage.
Dışarıdaki insan trafiğine rağmen burada kalıp... ... hastaları tehlikeye mi atmak istersin?
Tu veux augmenter le risque couru par nos patients en restant ici alors que c'est l'heure de pointe au triage?
Hasta ayıklamaya ve telefon açmaya sınırladın onu.
Le triage et le téléphone. On est très loin de ses capacités.
Bashir, iş başı, standart triyaj.
- Aidez-moi au triage.
Doktor, Revir'de ve Sanal Güverte'de geçici tedavi merkezi kurdu.
Le docteur établit un système de triage.
Ambülans giriş kapıları kurşun geçirmez camla kaplanacak. Hasta eleme bölümüne de koyacağız.
Il y aura des vitres blindées à l'entrée des ambulances comme dans votre zone de triage.
Doktor yaralılara aciliyet durumuna göre mutfakta bakıyor.
Le docteur met en place une zone de triage.
Hastaları şurada ayırıyoruz.
Le triage est par ici.
Sınıflandırın.
Faites le triage.
- Hasta eleme sorumlusu oldum.
- Je suis l'agent de triage.
4'te hemoroit, Triyaj'da ateşli bir çocuk var.
Hémorroïdes dans la 4 et gamin fiévreux en triage.
Hala triyajda mısın?
Toujours au triage?
Triyaj yapıyorum.
Je suis au triage.
- Triyaj ve evrak işleriyle yetineceğim.
- Je préfère aller au triage.
- Potomac Demiryolu Deposu'na.
- A la gare de triage.
1989'dan önce 9 yıl süren tren şefliğinde çalışmış.
Avant 1989, Henry travaillait depuis 9 ans dans une gare de triage.
Haftaya alana gideceğiz, tünellere.
La semaine prochaine, on ira au triage.
Sunnyside alanına gidiyoruz.
- Au triage de Sunnyside.
Sunnyside onarım alanında gerçekleşen saldırı sonucu bir belediye çalışanı öldü ve bir polis memuru da komada.
Un employé du M.T.C. est mort et un policier est dans le coma... après un raid sur le triage de Sunnyside.
Alan idarecisi Elliot Gorwitz ofisinde bulundu.
Le corps du chef de triage a été découvert tout près.
Alan idarecisini kim öldürdü?
Qui a tué le chef de triage? Léo?
Alandayken...
A la gare de triage?
Ölen alan idarecisiyle ilgili bir duyum var.
Il y aura une réunion à propos du chef de triage.
Kadınlar sola, erkekler sağa.
La gare de triage.
- Demiryolu deposuna gittim.
- J'étais à la gare de triage.
Alan idarecisi öldü.
- Le chef de triage est mort.