Türkler translate French
237 parallel translation
Türkler ve İngilizler arasında gidip gelen notlar.
Un échange de notes entre les Turcs et les anglais.
Türkler şimdilik tarafsız kalmaya karar vermişler.
Les Turcs ont décidé de rester neutres pour le moment.
Finlandiyalılar, Türkler, Çinliler ve Bolivyalılar korkusuzca savaştılar.
Les armées finlandaise, turque, chinoise et bolivienne travaillaient et luttaient avec fougue.
Birinci Denizciler, Kara Koruma, Türkler ve Yunanlar.
Des marines, Black Watch, les Turcs et les Grecs.
Ayrıca Romalı, Bizanslı, Yunanlı ve Türkler de fethetti.
Ainsi que par les Grecs, les Romains, les Byzantins, les Turcs.
Türkler de onları doğradı.
Les Turcs les ont réduits en bouillie.
Türkler mi?
Des Turcs?
- Türkler mi?
- Par les Turcs?
Türkler, Medine'de Arapların tüm azmini tabii eğer vardıysa, havan toplarıyla yok etti.
Leur moral, si tant est qu'ils en aient jamais eu un... les Turcs l'ont fait exploser au mortier devant Médine.
Türkler bunu hiç beklemiyor.
C'est ce que s'imaginent les Turcs.
Türkler bana servet ödüyor, ama ben fakirim!
Les Turcs me couvrent d'or et pourtant je suis pauvre!
Türkler gitti mi?
Alors, les Turcs sont partis?
Türkler Mellaha'da, yaklaşmayın.
Evitez Mallaha, les Turcs y sont.
# Beşyüz küsur yıl önce, bölge Türkler tarafından istila edildi... #... o günden sonra, Yunanlar ve Ermeniler burada yaşadılar... #... ama azınlık olarak.
500 ans plus tôt envahie par les Turcs. Grecs et Arméniens devinrent des minorités.
# Türkler gibi fes ve çarık giydiler... #... aynı yiyeceği yediler... #... birlikte sıkıntı çektiler... #... yük işlerinde, ulaşımda eşekleri kullandılar.
Comme les Turcs ils portaient fez et sandales. Même nourriture... Se servant d'ânes pour les fardeaux.
Ama orada Türkler içiyor.
Les Turcs boivent là-bas.
Özellikle size havale ediyordum, burada iyi bir işiniz var Türkler sizi seviyor, sizin de ilişkileriniz iyi.
Je pensais à vous surtout. Les Turcs vous aiment.
Türkler suratlarına tükürür, bunlar "yağmur yağıyor" derler. Dürüst ol.
Si les Turcs crachent sur eux, ils disent : "ll pleut."
Yerinde olsam, o bıçağı çıkarır gerektiği gibi kullanırdım, ama biz Türkler ilkeliz siz Yunanlar ise uygarsınız.
A ta place, j'aurais déjà tiré ma lame. Mais les Turcs sont primitifs et les Grecs civilisés.
Fark, sizlerle Türkler arasında.
La différence entre toi et les Turcs.
Ve Türkler Ermenileri kestiklerinde kendimizi ne kadar da kötü hissetmiştik.
et comme on a été consternés quand les Turcs ont massacré les Arméniens.
St. Demetrius'un kilisesi... Türkler tarafından tutuluyor... Neşeyle yankılanıyor ve ışığı göz kamaştırıyor.
aux ailes fatiguées fière de sa victoire l'eglise de saint-Dimitri jadis sous la botte des Turcs aujourd'hui s'extasie toute de joie transportée et de lumière habillée...
Bu inanılmaz edepsiz görünüşlü bitki Türkler tarafından birbirlerine karşı...
Ce spécimen de flore remarquablement cochon était utilisé par les Turcs pour se...
- Yok Türkler!
Bonne nouvelle!
Bu arada, Türkler Karahisar'ı ele geçirdi.
Pendant ce temps les Turcs occupaient Karahissar.
Türkler Amfissa'ya saldırmak üzere yola çıkmışlardı.
Les Turcs se mirent en route pour attaquer Amphissa.
Ve Türkler yavaşça yaşama azmimi yok ediyorlar.
Les Turcs me font mourir à petit feu.
Türkler duvarı örmüş olmalı.
Les Turcs ont bloqué le couloir.
Seni Nixon ve Türkler arasında bir piyon olarak kullandılar.
On te considère comme un pion du jeu entre Nixon et la Turquie.
Türkler, Yergöğü yakınlarında eşkiyalık yapıyorlar.
Les Turcs pillent près de Giurgiu.
Türkler bize peçe, mücevher, halı, ipek, limon, pirinç, baharat, yağ satıyor.
Les Turcs nous vendent des voiles, des pierres précieuses, des tapis, de la soie, des citrons, du riz, des épices, de l'huile.
- Peki ya Türkler?
Ne m'envoie plus nul part!
Bu Türkler tarafından bu ise Almanlar tarafından resmedilmiş.
Celle-ci nous vient des Turcs... et celle-ci, des Allemands.
Türkler'le birlikteyim.
Je suis avec les Turcs maintenant.
" Türkler denize ve karaya dikenli teller çekti.
" Les défenses turques se composaient de barbelés sur terre et en mer
İndiğimizde iyi durumdaydık Ama Türkler bizi buraya mıhladı.
Ça allait quand on a débarqué, mais les Turcs nous bloquent ici depuis.
Türkler üstümüze çekince, İngilizler çıkartma yapacak.
Nos attaques visent à attirer les Turcs pendant qu'ils débarquent.
Türkler sonsuza dek bizi Anzak körfezinde tutabilir.
On pourrait rester bloqués à Anzac une éternité.
Türkler siperlere dönerse bizi paramparça ederler.
Si les Turcs rejoignent les tranchées on sera mis en morceaux.
Kimileri Türkler diyor kimilerine göre de eski Eflak beyleri.
Les Turcs ou les seigneurs de la guerre de l'ancienne Valachie.
Vietnamlılar, Koreliler, Salvadorlular. İranlılar, Meksikalılar, Bolivyalılar, Yunanlılar, Türkler.
Vietnamiens, Coréens, Salvadoriens, lraniens, Mexicains, Grecs, Turcs...
Türkler ateşten korkar mı?
Les turcs ont peur du feu?
Türkler'le göğüs göğüse çarpıştığımız bir savaşta bulundum.
Je me suis battu sabre au clair contre les Turcs.
- Türkler'e karşı savaştım. - Yerin Grace'in ve çocukların yanı!
Je me suis battu contre les Turcs, machettes contre artillerie.
Türkler'e karşı savaşırken, meselenin ne olduğunu biliyordum.
Quand je me battais à cheval contre les Turcs, Je savais ce que je faisais.
Bu arada Türkler Afyon-Karahisarı...
Entre-temps, les Turcs envahirent la région.
Sanırım Türkler oldukça kalabalık.
Je... Je crois que les Turcs sont trop nombreux.
Görünen o ki Türkler Mihail'i pek sevmediler.
Il paraît que les Turcs n'aiment pas trop Mihail.
- Türkler bizim tarafta mı?
Les Turcs sont de notre côté?
Çeviri : muyace "Türkler'e katliam yaptı diyenlerin geçmişine ithaf olsun"
Sous-titres fait à la main pour la mémoire des barbares qui continuent leurs atrocités et celle des pauvres victimes. traduit par Treponem Pal Synchronisation et corrections par ArouG
Türkler Tuna Nehri'ni geçiyor!
Les Turcs passent le Danube!