Tıbi translate French
500 parallel translation
Belki de bu evden taşınmalıyız. Başka bi tane alırız - daha iyisini...
Je t'achèterai une plus belle maison.
Hadi ona bi bakalım.
Tu t'es coupé? Fais voir.
Bi'50 kâğıt daha olacağını söylüyor.
50 dollars de plus que si.
Sağolasın Eliza. Sen iyi bi evlatsın.
Merci, Eliza... t'es une noble fille.
Yüzbaşı, altı üstü bi'sığır hırsızı..... eğer hiç şans verileyecekse, masum olduğunu nasıl ispat edecek?
Si c'est un voleur de bétail... Pourquoi n'a-t-il pas essayé de s'enfuir quand il le pouvait?
Gel buraya, şuna bi el at!
Toi, tu sais t'en servir!
L. Meadows, Bİ.
L. Meadows O.D.T.
İçeri girdiğinde gerçekten federaller geldi sandım.
Je t'ai vraiment pris pour le F.Bi.
Ha bi de temiz elbiseler, silahlar harika çıtırlar falan varmış.
Je te crois. Et ils ont aussi un grand champs de fringues, d'armes et de belles filles.
Eğer bi daha uzaklaştırma alırsan, Princeton bursuna elveda dersin ona göre.
Si tu te fais encore exclure, t'auras jamais ta bourse pour Princeton.
Buyurun? - Bi-bisikletim çalındı.
Qu'y a-t'il?
Bi bap la lu la, Belki demiyorum.
Be-bob-a-lula l don t mean maybe
Ağlama. Annen yeni bi tane alır.
Maman va t'en acheter une autre.
Nasıl bi tane bulacaz. Ne şimdi?
Où va-t-on en trouver une?
Tekere bas, bi ayağını sarkıt ve yaylan!
Sur la roue.
Bak, Atom Bombası... Bu büyük lig vurucuları ilk zamanlar seni bi pinball makinesi gibi ışıldatmaya çalışırlar, tamam mı?
Ecoute, Nuke... les frappeur des grandes ligues vont t'allumer comme un flipper... pendant quelque temps, d'accord?
Benim gibi bi polis gördün mü hiç?
T'en as déja vu des comme moi... des flics?
Bi serseriyi kurtardın.
T'as sauvé un simulateur, hein?
Belki dönüşte sana koca bi kase tavuk çorbası getirebilirim.
Je peux peut-être demander à quelqu'un de t'apporter un grand bol de soupe de poulet.
Senator adı altında Lecter'a sahte bi teklif yapıck bi adam var mı elinde?
Un de vos étudiants a-t-il fait une drôle d'offre à Lecter au nom du sénateur?
Hiç bi kayıt bırakmışmıydı?
A-t-elle laissé des papiers?
... ve ben de onlara bi bakayım. nereye gitti?
Pourquoi tu ne t'assieds pas ici pendant un moment pour me laisser prendre soin d'eux?
Öyle endişeli bakma Senin çocuk orada bi yerde.
Qu'en penses-tu, Kingsley? Ne t'inquiète pas. Ton garçon est bien quelque part.
Bi çeşit şaka mı bu?
Qu'y a-t-il? C'est une plaisanterie?
- daha bi miktar paraya ihtiyacım var - sana biraz para verebilirim sorun değil ben hallederim
Il faut trouver de l'argent. Je peux t'en donner. Ca ira.
Bu diplomat çok sevimli ama biliyorum aslında piçin biridir. Eğer onu orada yakalasalardı, tek yapacakları bi depoya tıkmak olurdu.
Si la 6 arrête ce fumier, ils ne pourront que le déporter.
Yıkıma karşı tüm savunma, kararlı bi sistemde işe yaramaz.
Seuls les gènes restent. Pourquoi ce cycle se répète-t-il?
Yine de bi açıklaması olmalı.
Que se passe-t-il en tout cas?
Dur bi dakka. Ben dört sene önce sana Fransa adını vermiştim.
Je t'ai revendiquée au nom de la France, il y a 4 ans!
Bi-bi-bi-biz çalışmanı gözlemlemek istiyoruz.
Pouvons-nous t'observer?
Bi park, beni seven bir kız...
Un parc, des enfants qui jouent, une fille qui t'aime
Greg'in annesi çoktan seni geçti. Mor bi tane onda var.
La mère de Greg t'a acheté une horrible robe violette.
- Hoş bi popon var.
- T'as un beau cul.
İlginç bi hikaye olduğu zaman sette senin gibi adamlar istiyorlar süs olsun diye.
Ils ont de bons sujets et tu fais partie du décor. T'es un accessoire.
Uh, bende sana bi tane sorayım.
Bonne question. Je peux t'en poser une?
İki tane giriş var, bi kırmızı bi beyaz.
Je t'explique.
Tırmanmaya çıktıktan bi müddet sonra, bay Jang günlerdir kayıp.
Mr. Jang, du verger de poires n'est pas rentré chez lui. Il est absent depuis des jours.
Dediğim gibi...! Beyin Rüyası'nı bulmak çok zor! Bi tane alabilmek için sıraya giriyoruz!
je t'ai dit... je t'ai dit que si je ne faisais pas la queue, adieu "Brain Dream".
Kodumun kulaklarını aç, yoksa kaltak götüne sokarım bi tane.
Ouvre tes oreilles, connard, ou je t'explose la gueule.
Onun ölümünden sonra buraya bağlanmam için her hangi bi neden yok ki.
Y a-t-il une raison qui impose d'obéir aux volontés d'un mort?
Senin kıçını birkaç kızgın s.kik cüceden kurtardık ve şimdide seni neresi olduğunu bilmediğimiz bi yere götürmemizi mi istiyorsun?
On t'a tirée des griffes de ces putains de minus... et on est censés t'emmener dans un endroit qu'on connaît même pas?
Bi an inandın. ( Had you for a second )
Je t'ai eue pendant une seconde.
- yo ben öyle bişey demedim... bi keskin nişancı seni avlayacak dedin allah aşkına jerry savaşın ta ortasına gidiyorsun.
J'ai pas dit toi. T'as dit : "Tu seras tué par un sniper".
Sadece ufak bi kaçamak yapacağım, tabi iznin olursa.
Juste pisser un coup... si ça ne t'ennuie pas.
Bi yerin acıdı mı?
Tu t'es fait mal?
- Bi fırt şok ister misin?
- T'en veux?
Merak etme. Bi kereyle bağımlı olacak değilim.
T'inquiète pas, je suis pas du genre à être accro.
— Yani, böyle gevrek, çıtır çıtır falan bi'şeydi.
D'un cadavre : ratatinée, couleur dégueulasse... J'ai une idée.
Gabrielle, bi-biliyorum sana tıpkı tipik, cafcaflı, gösteri dünyası tipleri gibi geldiğimizi biliyorum, ama... bu işe girdim çünkü sanata inanıyorum.
Je sais qu'on représente bien la frime du showbiz, mais j'ai choisi ce métier pour l'amour de l'art.
— Yani, böyle gevrek, çıtır çıtır falan bi'şeydi.
D'un cadavre : ratatinée, couleur dégueulasse...
- Ray, sen olu bi adamsin.
Ray, t'es un homme mort!