Ulaşamadım translate French
647 parallel translation
Cumartesi öğleden sonra olunca telefonla kimseye ulaşamadım ve biraz ne yapacağımı bilemez haldeydim...
Et nous sommes samedi. Je n'ai pu joindre personne.
Küçük dostunuz Amthor'u rahatsız eden ben değildim. Edecektim ama ulaşamadım. O bana ulaştı.
C'est votre petit ami Amthor qui a fait les premiers pas.
Kuralları bir daha bozmayacağımı garanti ederim... ama tavsiyeye ihtiyacım var ve bay Devlin'e ulaşamadım.
Je ne le ferai plus, mais j'ai besoin d'un conseil et je ne trouvais pas M. Devlin.
Ama mezarlığa ulaşamadım.
Mais Je n'y suis Jamais parvenu.
Joy'a ulaşamadım.
Je n'ai pas pu la joindre.
Telefon etmeye çalıştım ama ulaşamadım.
Impossible de te joindre.
Ona henüz ulaşamadım...
Je n'ai pas pu le rencontrer!
"nedenini," bilmiyorum Ulaşamadım ona.
- Je sais pas pourquoi, je l'ai pas vu
Size telefonla ulaşamadım.
Vous êtes injoignable.
Ben bile Norman'a ulaşamadım ve beni tanıyor.
Moi qui connais Norman, je n'ai pas réussi.
Telefonların nesi var? Sabahtan beri bir türlü ulaşamadım.
Le téléphone est en dérangement, à Midwich?
- Yanıt verme servisine bile ulaşamadım.
Même son répondeur ne répond pas.
Aa, şans yok efendim, ben ulaşamadım.
J'ai fait chou blanc.
Sana ulaşamadım.
Tu étais inaccessible.
On yıl boyunca kılıç üzerinde çalıştım durdum, ama doğru sonuca ulaşamadım.
Pendant 10 ans j'ai travaillé sans relâche, mais je n'arrivais pas à ce que je voulais.
Bu arada, bütün gün o tembel ev sahibimize ulaşamadım.
Au fait, je n'ai pas réussi à joindre notre cher proprio.
- Henüz bir sonuca ulaşamadım.
- Encore aucune conclusion.
Ertelemek için onu aradım ama ulaşamadım. Ofisten çıkmış ve dönmeyecekmiş.
J'ai essayé d'annuler, il n'était pas là de la journée.
Sizi aramak, bu konuda konuşmak istedim ama ulaşamadım.
Je voulais vous appeler et vous en parler mais je n'ai pas pu vous joindre.
Dedim ya, sana telefonla ulaşamadım.
Comme je te l'ai dit, je ne pouvais pas te joindre au téléphone,
Onlara ulaşamadım.
Je n'ai pas pu les joindre.
Hayır, bir sonuca ulaşamadım.
Non, je suis dans le noir.
Oraya asla ulaşamadım.
J'ai pas pu y aller.
Onunla konuşmaya çalıştım ama ona ulaşamadım.
J'ai essayé de lui parler, mais je n'arrivais pas à l'atteindre.
Birkaç yılımı, denklemleri çözmeme olanak sağlayacak matematiksel şeyler keşfetmeye çalıştım ama bir sonuca ulaşamadım. Daha sonra, bunu yapabilmek için cevabın az çok nasıl olması gerektiğini anlamam gerektiğine karar verdim.
J'ai passé plusieurs années à essayer d'inventer des trucs mathématiques qui auraient permis de résoudre les équations, mais je ne suis arrivé nulle part, puis j'ai décidé que, dans le but de faire ça, je devais essayer de comprendre plus ou moins à quoi la réponse devait probablement ressembler.
Sardino'ya ulaşamadım. Biri çoktan içeri almış.
Sardino s'est fait coincer.
Bak, İki haftadır hiç bir b.. a ulaşamadım.
J'ai rien depuis 15 jours!
Ulaşamadıklarım hariç tabii ki. Bazıları sırtımın tam ortasında.
Sauf pour certains que je ne peux pas atteindre parce qu'ils sont au milieu de mon dos.
Fakat, sen benim ulaşamadığım sonuçlar elde ettin. Şimdi, ne kadar dehşet verici bir işbirliği yapabileceğimizi düşün.
Pourtant vous avez réussi là où j'ai échoué. lmaginez... le phénoménal impact de notre collaboration!
Şu adam daha oraya ulaşamadı mı?
Dire que le type est toujours pas arrivé!
Sana telefonla ulaşamadığım için üzgünüm ama iyi olduğunu biliyordum.
Désolé je n'ai pas pu t'appeler, mais j'ai pensé que tu allais bien.
İşim çıktı, eve ulaşamadım.
Ça ne fait rien.
Mareşale ulaşamadınız mı henüz? Hayır efendim.
- Avez-vous trouvé le feld-maréchal?
Onun bu zekası karşısında, küçük dilimi yutmuştum, ve doğanın ulaşamadığı bu yerdeki hükümdarlığını kıskanmıştım.
Emerveillé par son ingéniosité, j'enviais son règne sur ces étendues oubliées de la nature.
Ben de Bayan Scott'a kendisine bir türlü ulaşamadığımı söylüyordum.
Je disais à Mme Scott qu'on l'avait cherchée tout le week-end.
Ulaşamadığımız tek kişi Bettini'ydi.
Bettini est le seul qu'on ait pas pu coincer.
Asla ulaşamadı mı...?
- Il n'en vit jamais la fin!
- Ulaşamadınız mı?
Toujours rien?
- Gemiye ulaşamadınız mı?
- Vous avez contacté le cargo?
Bizi düğüne götürdü ve yakalandık çünkü silahlarımıza ulaşamadık!
Elle nous amène au mariage où on est piégés... faute de pouvoir prendre nos armes!
Santral, Knightsbridge 2149'dan arıyorum. Ulaşamadığım bir numara var.
Knightsbridge 2149 n'est jamais libre.
Yoldaş Kaptan, size ulaşamadılar mı?
Camarade capitaine, ils ne t'ont pas parlé?
Aradım diyorum ama ulaşamadım bir türlü.
- J'allais pas t'attendre.
Ulaşamadı.
Il n'a pas pu m'avoir.
- Albay Peckem'a daha ulaşamadınız mı?
Des nouvelles de Peckem?
- Kızına ulaşamadın mı?
- Vous pouvez joindre votre fille?
Telsizle neden ulaşamadığım anlaşıldı.
Pas étonnant que j'aie pas pu les contacter.
Henüz karına ulaşamadın mı?
Vous avez réussi à joindre votre femme?
Devon'a hala ulaşamadın mı?
As-tu contacté Devon?
- Hala kimseye ulaşamadın mı?
Toujours rien?
Casus kaynaklarımızın hiçbirine ulaşamadık.
Nos usines d'espionnage, toutes indisponibles.