English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Unutuldu

Unutuldu translate French

159 parallel translation
Yıllar birbirini kovaladı. Paul Beaumont unutuldu.
Paul Beaumont est oublié mais il continue à faire rire.
- Unutuldu gitti.
Tout est oublié
Ama sorumluluğunuza gelince benim bakımımdan ödendi ve unutuldu.
Mais au sujet de vos obligations, en ce qui me concerne, c'est payé et oublié.
- Tüm mesele unutuldu.
Tout est oublié.
Geçmişe ait her şey unutuldu.
Tout le passé est oublié.
Birkaç yıl Birleşik Devletlerde ve Kanada'da göründü sonra birdenbire kayboldu. Kayboluşu hiç açıklanamadı ve bir süre sonra unutuldu.
Elle y a travaillé quelques années, puis elle a disparu sans explication et on l'a oubliée.
Olay 11 yıl unutuldu.
Le cas fut oublié pendant 11 années.
fakat unutuldu gitti.
Ça n'a pas duré, c'est oublié.
Meksika'da'Demokrasi'nin anlamı çoktan unutuldu.
" Le Mexique a oublié la vraie démocratie.
Şimdi öldü ve unutuldu!
Il est mort et oublié.
Yani, her şey, aniden unutuldu, öyle mi?
Mais alors, tu as tout oublié.
Unutuldu gitti.
C'est du passé.
Unutuldu bile, kafayı çarpma da unutuldu.
On peut oublier les mots et les coups.
Ve dilenci unutuldu.
Il fût oublié.
Annie, çok mutsuz olduğunu biliyorum ama o savaş bitti ve unutuldu.
Annie, je sais combien ça a été déplorable pour toi là-bas. Mais cette bataille est terminée.
Zamanla, bu olağanüstü kılıç unutuldu.
Maintes années s'écoulèrent et l'épée légendaire sombra dans l'oubli.
Vortis'in krater ve yaylalarına dikilir, zamanın sessizliğinde yavaşça dokunummamış hale geliyorlar, ve onların girişi türümüz tarafından çok uzun zaman önce unutuldu.
Tissés dans les cratères et les plateaux de Vortis, ils sont lentement défaits par le silence du temps, et leurs entrées oubliées de notre espèce depuis longtemps.
Bu adam artık unutuldu ve elimizden bir şey gelmez Corday şu adama odaklandı.
L'homme est oublié, nous n'y pouvons plus rien. Corday se concentre sur cet homme.
Eskisi gibi, ve hepsi unutuldu mu?
Comme auparavant, et tout est oublié?
Herkes şarkı söylüyor. Tüm bu tanıştıkların unutuldu mu?
Que tout le monde chante.
Unutuldu mu?
Oubliés?
Sonrasında 400 yıl boyunca unutuldu, ta ki 1911'in bir kış günü Yale Üniversitesi'nden Hiram Bingham tesadüfen keşfedene kadar.
après cela, on l'a oublié pendant 400 ans jusqu ´ à un jour d'hiver de 1911, où Hiram Bingham de Yale a trébuché dessus.
Hepimiz piyasadayız... tüm farklılıklar unutuldu... savaşı anımsatmanın gereği de yok.
Tous dans l'Union, toutes différences effacées, et plus besoin de parler de la guerre.
Yani, herşey unutuldu... o konuda hiçbir şey duymayalım.
Tout est oublié, n'en parlons plus.
O zaman herşey unutuldu.
- Parfait. On oublie tout.
Maria unutuldu.
On oublie Maria.
Böylece dünyanın bir gezegen ve bizim de evrenin bir parçası olduğumuz fikri unutuldu.
L'idée que la Terre est une planète... et que nous sommes citoyens de l'univers... est rejetée et oubliée.
İsmi unutuldu.. Cyril bir azize olarak gösterildi...
Cyrille est canonisé.
Korku, Tegel, kırmızı duvar, inleme, hepsi unutuldu.
Oubliée la peur, la prison de Tegel, et le mur rouge...
" Geçmiş silindi, silinme unutuldu.
"Le passé est effacé, l'effacement oublié."
Sanırım çoktan unutuldu. Hiç de öyle değil!
Pas du tout!
Artık unutuldu ama.
'" Harmonie de la plume et du sabre.'" Ce précepte des samouraïs était un mode de vie.
Tepeler ve yollar için savaş devam etti. Yerler ve isimler unutuldu.
Les noms des lieux et des gens sont oubliés, sauf de ceux qui y étaient.
Vah vah, tahta at unutuldu.
"Aïe, aïe, le masque est oublié."
Hepsi bağışlandı ve unutuldu ve iyi birer dost olduk.
Tout était oublié et pardonné, et nous étions les meilleurs amis.
İnşa etme tutkusu soğudu ve yeniden inşa'nın coşkusu unutuldu, ve şimdi sadece hedonistik gerzeklerin yaptığı çöp yığınları var. Hazcı )
La passion de construire s'est envolée et la joie de la reconstruction oubliée... maintenant il reste un tas d'ordures composé d'hédonistes fous.
Pittsburgh'tan para geliyordu. Bir süre sonra da, Lufthansa işi unutuldu.
On avait nos rentrées de Pittsburgh, et au bout d'un moment, l'affaire de la Lufthansa a commencé à se tasser.
Proje unutuldu, sonra savaş başladı.
Le projet est tombé aux oubliettes avec la guerre.
- Tamam her şey unutuldu ve evet mantıksızlık yaptım.. - Kusacağım galiba..
- Tout est oublié, je suis irrésistible.
Ama şimdi hepsi unutuldu.
Mais c'est du passé.
Unutuldu ama yok olmadı.
On l'avait pourtant oublié, lui.
Yaraları iyileşti. Unutuldu.
Sa plaie cicatrisée, l'histoire a été oubliée.
Şirket benim için unutuldu.
La compagnie veut m'oublier.
Çok şey kaybettik, çok şey unutuldu acılar çekildi, kanlar aktı.
Tant de pertes, tant d'oublis... tant de douleur et de sang.
- Evet, aramızı düzelttik. - Herşey unutuldu.
Tout est pardonné.
"Yazık oldu. Tahta at öldü, unutuldu"
"Pauvre cheval de bois oublié."
Unutuldu hepsi.
C " est du passé.
Geçmişe ait her şey unutuldu.
Tu as oublié tout ton passé.
- Unutuldu.
- C'est oublié.
Bu öğleden sonra olan bütün kavgalar tamamen unutuldu. Biz yetişkinlerin çocuklardan öğreneceği çok şey var, değil mi Pomeroy? - Biraz daha çay, Bay Pomeroy?
On le voyait comme un fou, un dingue, ou un savant fou qui dessinait dans cet esprit-là, enfermé derrière des portes et des tentures noires.
" Unutuldu gitti
" est inoubliable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]