English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Usandım

Usandım translate French

1,047 parallel translation
Bana sadece güzel denmesinden bıktım, usandım.
J'en ai assez qu'on me dise seulement que je suis jolie.
Kooperatiften usandım artık.
J'en ai fini avec la coopérative.
Bu saçmalıktan bıktım, usandım!
Pas moi, j'en ai assez de toute cette absurdité.
Aslında haklısın. Sadece, klişelerden bıktım usandım.
J'en ai assez, moi, d'écouter votre baratin.
Hikâyelerinden bıktım usandım.
J'en ai assez de ses histoires.
Siz beceriksizlerden, ahmaklardan, yalakalardan bıktım, usandım artık.
J'en ai assez de vous tous, tas d'idiots incapables!
Georgia'daki fidanlığından... ve papatya gibi beyaz dostlarından bıktım usandım artık!
Et j'en ai assez d'entendre parler de cette... plantation en Géorgie et de tous tes amis blancs comme neige.
Onu dinlemekten usandım.
J'en ai plein les oreilles.
Bu işlerden artık usandım.
Comme tous les humains, je m'ennuie.
Çok usandım. İlk ayrıldığımızda ona geri dönmeyi hiç kabul etmemeliydim.
je n'ai jamais réussi a me séparer d'elle.
Patronluk taslanmasından ve zorbalıktan bıktım usandım.
J'en ai assez d'être tyrannisée, d'être maltraitée...
Bu eyalette başıboş dolaşan her aylak için kendini aptal yerine koymandan bıktım usandım artık.
Ouais, j'en ai assez de te voir te ridiculiser avec tous les clochards qui traînent dans ce comté.
Yürümekten usandım artık.
J'en ai marre de marcher.
Doktor Freud, hasta olmaktan bıktım usandım.
Je n'en peux plus d'être souffrante.
Sağolun Baron ama kasaba hanlarından bıktım usandım.
Merci, mais j'en ai assez des auberges villageoises.
Sefil suratlarınıza bakmaktan bıktım usandım!
Je pleure d'ennui à votre vue!
Dişimden diş etime ve çene kemiğime kadar usandım. - Kokusu sindi içime. - Nereye gidiyorsun?
Il me sort par les trous de nez!
Kendini bilime adamış bir adamım ben ve kendi çoraplarımı kendim yıkamaktan bıktım usandım.
Je me voue à la science, et je suis las de laver mes chaussettes.
Beceriksizliğinden bıkıp usandım, Dietrich!
J'en ai assez de votre inefficacité!
Bunu tekrar tekrar yaşamaktan bıktım usandım.
Et je serais fatiguée de répéter tant de fois ce que j'ai dit et que tu ne crois pas.
Bahanelerinden bıktım, usandım.
- Je suis lasse de tes piètres excuses.
Öyle bıkıp usandım ki bunca savaş ve ölümden kaybedilmiş bir dava için cesur ve sabırlı olmaya çalışmaktan.
Je suis tellement lasse de toutes ces tueries... d'être courageuse et patiente alors que la cause est perdue.
Bıktım usandım senden.
Et vite! Je vous ai assez vu!
Bıkıp usandım artık.
Ça suffit, j'en ai marre.
Bıktım yahu, usandım artık!
J'en ai marre!
Sızlanmadan bıktım usandım artık!
J'en ai assez de tes jérémiades.
Geçen hafta boyunca bana oldukça anlamsız sorular sordunuz ve ben bu sorulardan bıktım usandım.
Ça fait une semaine que vous me posez des questions farfelues et je commence à en avoir assez.
Ulak olmaktan bıktım usandım.
- J'en ai assez.
Russell isminden usandım artık.
J'en ai marre de ce Russell.
Gizemlerinden de, numaralarından da bıktım usandım.
J'en ai assez de tous vos mystères et de tous vos mensonges
- Kaprislerin ve oyunların için bir laboratuvar faresi olmaktan usandım.
Je vais vivre ma vie! Je suis en train de vieillir! Tu m'entends?
Nezaket göstermekten usandım.
J'en ai marre d'être poire.
Senin ortamı yumuşatmandan bıktım usandım.
J'en ai plus qu'assez de te voir balayer.
Kötü niyetli bakışlardan usandım artık.
Je suis fatigué de vos regards sinistres.
Ben fotoğrafçı olmaktan bıktım usandım.
J'en ai marre de faire le photographe.
Crépin-Jaujard'lardan bıktım, usandım.
Tes Crépin-Jaujard, j'en ai ras la frange.
- "German" filan duymaktan usandım!
Ta gueule, j'en ai marre d'en entendre parler.
- Bıktım bundan Jud, bıktım usandım.
J'en ai assez, Jud.
- Burada yaşamaktan bıktım usandım.
- Toi-même! J'en ai marre de cette baraque.
Trenle dolaşmaktan bıktım usandım.
Le bruit du train m'agace.
Her şeyden bıktım usandım.
J'en ai assez de tout maintenant.
Bu adamın haklarından usandım.
J'en suis tout retourné.
Usandım artık, yaşamanın hiçbir manası yok.
Pourquoi ne lui a-t-il pas réglé son compte?
Usandım artık, yaşamanın hiçbir manası yok.
Elle écrit : " Il a un cœur de pierre. Tout est fini!
- Beni kullanmandan bıktım usandım. Seninle hiç uğraşamayacağım hayatım.
Quand tu t'intéresses à moi, c'est pour m'utiliser!
Sen dışarıdayken saatler boyunca dört duvara bakmaktan... bıktım usandım artık.
J'en ai ras le bol d'être coincé entre quatre murs... pendant que tu t'amuses jusqu'à l'aube.
Ev işlerinden usandım.
Le travail domestique m'épuise.
Ben bu yerden usandım.
J'en ai marre de ce coin.
Usandım.
C'est fini.
Sadece öbür insanlar gibi olmak Etrafımdaki maymunlardan usandım
J'en ai assez de mes singeries.
Aşık usandırması. İlk teklif eden siz değilsiniz.
Vous n'êtes pas le seul à m'avoir demandé ça aujourd'hui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]