Usülü translate French
55 parallel translation
Fransız usülü kızarmış soğanlı sıkıştırılmış biftek de var.
Sinon, il y a du steak et des oignons frits, en tube.
Harika pişirilmiş, fransız usülü.
Délicieuses, à la française.
Bir sonraki vereceğim ilk akşam yemeği partimde Macgyver usülü kertenkele göğsü olacak.
Au menu de mon prochain banquet : "Escalope de lézard à la MacGyver."
Tüm kızlar da yastık savaşı yapıp telefonda konuşup, görücü usülü buluşmalar yapıyor.
Et les filles font des batailles d'oreillers... se téléphonent, ont des rencontres arrangées et se font voler leurs slips.
Porto rico usülü. ihtiyacın olan şey...
C'est Porto Ricain. Je dois vous prenez...
- Kurban yerel polisin aradigi biriydi. Böylece olay hasir alti edildi. Güney usülü.
- La victime était recherchée... alors on a tout balayé sous le tapis, façon cajun.
Buna Meksika usülü bekleme deriz.
C'est ce qui s'appelle etre dans une impasse.
Alaylı usülü.
De la vieille école.
- Robert usülü sohbet.
- Calme-toi, c'est pas une insulte.
Teksas usülü poker oynayacağız beyler.
On joue au Texas Hold Em, messieurs.
Jamaika usülü rahatlamam lazım :
Je vais aller me reposer à la manière jamaïïïcaine :
Philadelphia usülü peynirli tantuni.
Steak grillé fromage.
Arkadaşlar, lazanya - İtalyan usülü dürümün içinde.
Oh, chouette, des lasagnes... Les burrito italiens!
Meksika usülü bir şey.
- Je sais pas. Un truc mexicain.
Bu küme Belçikalı usülü istiyor.
Cette pile veut des oeufs. Cette pile veut des gaufres.
Bu grup Benedict usülü istiyor, sarısı az pişsin.
Cette pile veut de la Bénédictine.
Tahitili usülü vücut bakımı mı?
Un enveloppement aux algues?
Bu sefer Fransız usülü yaptırmak istiyorum.
Ce sera à la française cette semaine.
Arkadaşlarla Alman usülü yapmakla hiç bir problemim yok.
Je suis d'accord pour payer 50 / 50 avec les types.
İşte buna The Whaler usülü derim.
J'appelle ça "Le Baleinier".
Kaliforniya usülü sosisli sandviç ister misiniz?
Que diriez-vous d'un hot-dog californien?
Zeytinsiz vejeteryan usülü.
Végétarienne sans olives.
Hayatımın en güzel görücü usülü tanışmasını yaşadım, namussuz herif.
C'était le meilleur dîner de ma vie. On a peu de temps.
Hayatımın en güzel görücü usülü tanışmasıydı, şerefsiz.
C'était le meilleur dîner de ma vie.
Paulie usülü Rigatoni. He-he!
Rigatoni à la Paulie.
O benim kız arkadaşım değil. Görücü usülü randevu. Anlamsız bir şey.
C'est pas ma copine, c'est un rendez-vous arrangé, sans signification.
Anladım yani. Zaten görücü usülü randevuya gitmek zor. Gerçekten de kör olmanın ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemem.
Je comprends, c'est assez dur d'aller à des rendez-vous arrangés, ça doit être horrible de le faire aveugle.
Adamlar İspanya'daki bombalama için toplanan parayı Orta Doğu usülü aktardılar.
Ils ont transféré les fonds pour la bombe en Espagne à la moyen-orientale :
Brüksel usülü... Waffle!
Gaufres de Bruxelles!
Felaket bir randevusun. Git de tuvaletteyken onu öp. Ona San Diego usülü teşekkür et.
Je fais le sarcasme, mais Roger peut être sarcastique jusqu'à un certain point.
Hmm mısır unu kaplı sosisler soğan halkaları ve Fransız usülü patates kızartması.
Nous avons des saucisses frites, des oignons frits et "des frites, une fois".
Sinaloa usülü çatışma.
Une fusillade comme à Sinaloa.
18 yaşımdayken görücü usülü evlendim ve karımı her geçen gün daha çok sevdim.
Quand j'avais 18 ans, mon mariage a été arrangé. Et j'aime ma femme un peu plus chaque jour.
Marshall, Lily... Görücü usülü evlendirin beni.
Marshall, Lily, arrangez-moi un mariage.
Ama bir şansımız var o da tabii ki Norveç usülü.
Mais il y a un espoir, et, comme d'habitude, c'est norv
Brüksel usülü... Waffle!
- Gaufres de Bruxelles!
Wellington usülü güzel, basit bir et yemeği yapalım.
Faire un simple bœuf Wellington.
Kung Pao usülü tavuğumuz mu geldi?
C'est notre poulet Kung Pao?
Görücü usülü çok stresli bir iştir.
Un rendez vous à l'aveugle est super stressant.
Fransız usülü tost ve domuz pastırması yaptım.
Toasts et bacon.
İsveç usülü.
Surtout des amphèt.
Alınma ama Wade, görücü usülü birini aramıyorum şu an.
Sans vouloir te vexer, Wade, mais je ne veux pas me caser tout de suite.
Milano usülü tavuklarının çok leziz olduğunu okumuştum.
J'ai lu que ce restaurant fait de bonnes escalopes milanaise.
İsveç usülü, thai usülü, genç bir erkeğin elleri.
Suédois, thai, les mains de jeunes hommes.
Özgeçmişinde Guangzhou usülü pişirmeyi bildiğin yazıyordu.
Ton CV disait que tu connais bien le style de cuisine du Guanzhou.
Guangzhou usülü de nesin nesi be?
Bordel, c'est quoi le style de cuisine du Guangzhou?
Bu geceki yemek için Fujivan usülü kedi balığımız var.
Pour le dîner de ce soir nous avons un poisson-chat entier préparé dans le style du Fuji.
Çünkü tam yanındaki yer Kore usülü ayak masajcısı.
A côté de ça, il y a un endroit pour les massages de pieds Coréen.
Görücü usülü evlenecegin adama asik oluyorsun.
Que tu tombes amoureuse avec celui. Que tu devais épouser.
Tereli mısır yapabilirim, güney usülü kızarmış mısır olabilir. Tayvan usülü sokak mısırı olabilir.
Je peux faire du maïs frit à la sudiste, du maïs à l'aneth, du maïs grillé à la taïwanaise.
Seni görücü usülü evlendirmemizi mi istiyorsun?
- Tu veux qu'on arrange ton mariage? - Tout à fait.