Uyanmış translate French
641 parallel translation
Majesteleri her sabah sizi uyandırmaya geliyorum ve her sabah sizi uyanmış kitap okurken buluyorum.
Votre Majesté. Chaque matin, je viens vous réveiller, et chaque matin, je vous trouve éveillée et lisant.
Bütün dünya yeni uyanmış gibi görünür
La nature s'éveille et vient partager ton bonheur
Bu kez hala sarhoşken uyanmış ve kontağı açmış olmalı.
Cette fois, en se réveillant encore ivre... il a dû vouloir démarrer.
Uyanmış olurum.
- Je serai réveillée.
Ben giyindiğimde de odam hep kalabalık olurdu... öümden uyanmış gibi hissederdim.
Moi aussi, ils venaient me voir me préparer. Comme pour veiller un mort.
- Hizmetçilerden biri çığlık atarak uyanmış.
- D'une des servantes.
- Ben ne rolündeydim? - Uyanmış olmak harika bir şey.
J'étais bon?
Ailemi kaybettikten sonra, bir rüyadan uyanmış gibi oldum.
Depuis la perte de ma famille, j'ai l'impression d'être sorti d'un rêve.
Anestezik bir problem olmalı. Büsbütün uyanmış hissediyorum!
L'anesthésie n'agit pas, je suis totalement réveillée.
- Hayır, Webb. Uyanmış.
- Non, il est réveillé.
- Yukarı çıkıp uyanmış mı diye bakar mısın? - Peki efendim.
Allez voir si elle est réveillée.
Su burnundan içeri girer girmez uyanmıştı.
Elle s'est réveillée dès qu'elle a eu de l'eau dans les narines.
Annem uyanmış. Erken değil mi?
Maman est déjà réveillée?
Sabahleyin rüzgâr şiddetli estiğinden kayıklar denize açılmıyorlardı. Çocuk geç uyanmış ve yaşlı adamın olmadığı diğer günlerde yaptığı gibi yine yaşlı adamın kulübesine gitmişti.
Le matin, le vent soufflait si fort que les yoles ne sortirent pas et l'enfant, qui avait dormi tard, était venu chez le vieil homme comme il l'avait fait chaque matin en son absence.
Ona çığlık gibi gelen bazı gürültülerle uyanmış.
A un moment il a été réveillé par du bruit, des cris, il lui a semblé.
Führer uyanmış.
Le Führer est réveillé.
Bakın, beyefendi de uyanmış.
Le jeune homme est réveillé, madame.
İlk defa uyanmışım gibi hissediyorum, hanımefendi.
Je me sens éveillé pour la premiére fois.
Seninle Asakusa'da karşılaştığımızda sanki ölümden uyanmış gibi aniden kendime geldim ama tekrar kendimi evimin eşiğinde buldum.
Quand je t'ai revu à Asakusa, j'ai eu l'impression de me réveiller. Comme si je sortais d'un ensorcellement, comme si j'étais enfin revenue sur le seuil de ma maison.
Sonunda uyanmış...
Je suis certain qu'il est sur ses gardes.
Bilin bakalım bu sefer kim uyanmış?
Devinez qui nous avons reveille?
Yaptığım gürültüyle oteldeki herkes uyanmış olmalı.
Avec le bruit que j'ai fait, tout l'hôtel doit l'être.
Hastamız uyanmış mı diye bir baksan iyi olur.
Allez voir si notre patiente est réveillée.
Çoktan uyanmış bile.
Il est déjà debout.
Ben Bayan Cotton uyanmış mı diye bakacağım.
Je vais voir si Mlle Cotton est levée
Zorla giriş, kılık değiştirme, cebindeki mücevherler ev sahibi uyanmış, hırsızla boğuşmuş ve silah boğuşma sırasında ateş almış ve sonra bitirici, ölümcül atış.
l'effraction, le déguisement, les bijoux dans votre poche, le maître de maison réveillé, le corps à corps avec le voleur... le coup de feu qui part pendant la fuite, et pour finir : le coup fatal.
Sabahın 7'si, daha yeni uyanmışım. Acayip uykum var. Kapıyı açıyorum ve karşımda biri duruyor.
Si je me lève vers 7 h du matin, tout ensommeillé, et que j'ouvre la porte et je vois une super nana...
İki numaradaki sarhoş uyanmış olmalı.
L'ivrogne du numéro 2 a dû se réveiller.
Sanki içimdeki güç....... uyuyormuş da yeni uyanmış gibi.
Quelque chose en moi de fort, qui dormait, il se peut, et qui se réveille.
Bakayım, uyanmış mı?
Je vais voir si elle est réveillée.
Bir gün. Yatağında yatarken uykudan uyanmış. Yatağı da onun gibi çok küçükmüş.
Un jour, la petite Poucette se réveille dans son lit qui était aussi tout petit...
Sanki adadaki bütün çocuklar uyanmış gibiydi.
On aurait dit... que tous les enfants de l'île s'étaient réveillés.
O uyanmış.
Elle est réveillée.
Birkaç dakikaya uyanmış olur.
Je me sauve.
Gidip uyanmış mı bakayım.
Je vais voir si elle est réveillée.
Uyanmışsın bir tanem.
Mon petit garçon s'est réveillé.
Uyanmışsınız.
On s'est réveillé.
Hayvanat bahçesinde uyanmış.
Il s'est réveillé au zoo.
Hikayenin doruğu da şu : Neden uyanmış? Kabus görmüş.
Le plus beau... c'est qu'elle s'était réveillée à cause... d'un cauchemar!
Ya sen buraya gelmeden önce uyanmış da polisi çağırmışsam?
Et si je m'étais réveillé et avais appelé la police?
Betty uyanmış mı?
Montre Betty.
Affedersiniz hanımefendi. Üstçavuş Highway... üsse doğru yola çıktığında uyanmış oluyor musunuz?
Pardon, vous seriez pas levée... quand le Sergent part pour la base?
Şinpo Usta Okinawa açıklarında uyuyakalmış. Çin kıyılarında uyanmış.
Shimpo Sensei s'est endormi au large d'Okinawa... et il s'est réveillé au large de la Chine.
Bir rüyadan uyanmış gibiyim. Sanki başka bir hayatı..... artık geride bıraktım.
On dirait que je me suis éveillée... d'une sorte de rêve... après une autre sorte de vie.
Odayla ilgili içinde garip bir his uyanmış.
"Sa curiosité était piquée" au sujet de cette fameuse pièce.
Mors uyanmış.
Ah, le phoque est réveillé.
Uyanmış!
Elle s'est réveillée!
Benim küçük Fideo'm uyanmış.
Mon petit Fideo s'est réveillé.
Aniden güvertede direnir vaziyette uyanmışım gibi.
Je ne me souviens de rien d'autre, d'ailleurs.
Uyanmış bile.
Ah ben, la voilà.
Sanki içimdeki güç....... uyuyormuş da yeni uyanmış gibi.
comme s'il y avait une puissance endormie en moi, et qui maintenant s'éveille.