Uyarıyorum translate French
2,094 parallel translation
Seni uyarıyorum.
Il y a deux genres que je ne supporte pas.
- Hayır! - Seni uyarıyorum! Tamam mı?
Je te préviens.
Buraya gelmesini istemiyorum. Seni uyarıyorum.
Elle a pas intérêt à venir fouiner ici.
- Sizi uyarıyorum. Kontrol edeceklerdir.
- Je vous préviens, ils vont tout vérifier.
Kudretli bir savaşçı olarak, sizi uyarıyorum...
En tant que champion, je vous préviens...
Uyarıyorum. Benimle böyle oyun oynama!
Joue pas à à § a, pas avec moi!
Seni uyarıyorum. On tane pençem var ve kullanmaktan hiç çekinmem.
Attention, j'ai 10 griffes prêtes à l'emploi.
Eğer gerçekten 2004 yılındaysan o zaman seni uyarıyorum.
Si vous vivez vraiment en l'an 2004, dans ce cas, faites attention.
Seni uyarıyorum, gelinim hakkında herhangi birşey söylersen.
Je vous avertis, ne dites pas n'importe quoi sur ma belle-fille.
Seni uyarıyorum, Sana pahalıya patlayacak.
Ca va te coûter cher.
Seni uyarıyorum!
Fais bien attention!
Uyarıyorum, düşük olsa da bir ihtimal var.
Les chances sont... très mince. Je vous préviens, mais il y a toujours une chance.
Aylardır uyarıyorum seni kendine çeki düzen veresin diye.
Depuis des mois, je te dis de te ressaisir.
Sizi uyarıyorum, başka bir yalan daha söylerseniz sizi tutuklarım.
Vous mentez encore une fois et je vous arrête moi-même.
Başbakanın olarak seni uyarıyorum savaş gelip çattığında, muhalefet olur hıyanet!
En tant que Premier ministre, je te dis qu'une fois la guerre déclarée... toute opposition sera rapidement qualifiée de séditieuse!
Sizi uyarıyorum, bir dolap çevirmeyin.
Pas d'embrouilles, je vous préviens.
Ama sizi uyarıyorum, Alex'in başına bir şey gelirse...
Mais je vous préviens, si quelque chose arrive à Alex...
Bu yüzden uyarıyorum, 24 saat açık yardım hattını arayın.
On exhorte tous les citoyens à appeler la hotline des urgences.
Ama sizi uyarıyorum çocuklar şu an bu ülkede... özel mülkün bu boyutta herhangi bir ihlali... Vatansever Kanunu'nun... çiğnenmesiyle terör eylemi kabul edilebilir.
C'est juste que — Je vous préviens qu'en ce moment dans ce pays... toute destruction de propriété privée de ce genre... peut être jugée comme une infraction à la Loi sur les patriotes.
- Sizi uyarıyorum. - Korkak.
Faites attention.
Kapa çeneni! Sizi uyarıyorum, bu evde onun ismini anmayın!
Va voir son mari, si tu veux la voir.
Sana bir şey söyleyeceğim ama seni uyarıyorum, çok güçlü bir şey. Neden söz ediyorsun?
Je vais te donner une idée... mais je te préviens, c'est très puissant.
Seni son kez uyarıyorum.
Je te préviens pour la dernière fois.
Ama seni uyarıyorum, şu anda benim için sadece bir et parçasısın.
Fais attention : pour moi, tu n'es plus qu'un bout de viande.
Merak etme, Abba. Ben bunu hallederim. Kudretli bir savaşçı olarak, sizi uyarıyorum...
- J'exige, en tant que champion, que vous me lâchiez...
Ve yine "canın cehenneme pislik" diyeceksen anlarım, ama seni uyarıyorum.
Si tu me redis : "Je t'emmerde, blaireau", je comprendrai.
Sizi uyarıyorum, müdür bey. hayal gücünüzün alamayacağı kadar çok sarsılmaya hazır olun.
Je vous préviens, M. le doyen, préparez-vous à être horrifié dans les grandes largeurs.
Seni uyarıyorum kadın!
Fais attention à toi, femme.
Seni uyarıyorum. Eğer o kızla gidersen, benden artık bir şey bekleme.
Je te préviens, si tu pars avec cette fille, ne compte plus sur moi, t'entends?
Ama uyarıyorum. Bu işin sonu hoşuna gitmeyecek.
Je te préviens, je crois que tu ne vas pas aimer ça, petit malin.
Ama sizi uyarıyorum Bay Bluth, umarım bana iyi bir reklam olur.
Bluth, il vaudrait mieux que cela fasse une bonne publicité.
Ama sizi uyarıyorum Dr. Hodgins : Buraya kadar.
Mais je vous préviens, Dr Hodgins, c'est terminé.
Sizi uyarıyorum Bay Hearst.
Je vous avertis, M. Hearst.
Seni uyarıyorum.
Je vous avertis.
Seni uyarıyorum kuş beyinli. Beni oraya getirme.
Je te préviens, petit con, ne me force pas à venir te chercher.
İkinizi de uyarıyorum, tam uçurumun kıyısındayız.
Je vous préviens tous les deux, nous sommes au bord d'un précipice.
Başımızın belaya girebeleceği konusunda seni uyarıyorum.
J'aimerais te prévenir qu'on risque d'avoir des embrouilles.
Sizi içtenlikle uyarıyorum.
Vous êtes prévenus.
Onun için, istediğin her neyse seni uyarıyorum.
Donc quoi que tu veuilles, je te préviens.
- Alan. Seni uyarıyorum.
Tu ne veux pas l'entendre, mais écoute.
Evet ama seni uyarıyorum.
- Oui, mais c'est crade.
Senin uyarıldığını sanmıyorum - "Uyarılmak"?
Je n'aime pas ce que tu incosinues.
Sizi uyarıyorum :
Je vous préviens :
Yapıyorum, çünkü Başkanın bir uyarıyı hak ettiğini düşünüyorum, beyefendi.
Je le fais, monsieur, car je crois que le président devrait le savoir.
Siz gazetecilerin uyarı levhamı okuyamamasına şaşıyorum.
Incroyable, que vous autres journalistes sachiez pas lire mes écriteaux!
B Soketinde uyarı sinyali alıyorum.
Elle s'occupe d'un signal d'alerte.
- Hiç sanmam. - Sizi uyarıyorum.
Je vous préviens.
İlkini saymıyorum, ikincisi de benden uyarı.
Premier coup, deuxième avertissement de ma part.
Seni uyarıyorum.
Je te préviens.
Annene de 45 beden elbise uyar ama ben almıyorum.
Ta mère rentrera dans cette robe de taille 54. Mais je ne sortirais pas avec elle.
Mutlu yıllar... Kapa çeneni. Hepinizi uyarıyorum.
Si y en a un qui chante ces conneries de joyeux anniversaire, je baisse mon falzar, je pisse sur ce gâteau, et je me tire d'ici.