English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uysal

Uysal translate French

422 parallel translation
Onun öğretisi olacaktır... ve sonuçta çelik gibi sert organizasyonunda... taktiklerinde uysal ve bütününde kolay uyum sağlayan ;
Il sera, dans son enseignement... et était finalement, dans son organisation, dur comme l'acier... malléable dans sa tactique et adaptable en sa totalité ;
"Üç yaşında, uysal, ve köpeklerden hoşlanıyor."
"Il est très doux. Il adore les chiens."
- Yavru kedi kadar uysal mı? Bundan niye hiç bahsetmedin bilmiyorum...
Il aurait fallu le dire av...
İzninizle ben Dorothy'yim küçük ve uysal olan.
S'il vous plaTt, je suis Dorothy. La petite et la docile Dorothy.
Bay Graham, tezimin daha yıkıcı olması için kitaplar ve broşürler edindim. Ve karım uysal birine dönüşüverdi.
J'ai lu des livres et des brochures pour affûter mes arguments et ma femme est devenue très docile.
Canavar için seçtiğim yeni beyin çok basit. O kadar uysal olacak ki size eğitimli bir köpek gibi itaat edecek.
Le nouveau cerveau que j'ai choisi pour le monstre est si simple... si malléable, qu'il vous obéira comme un chien dressé.
Bu kadar uysal olma.
Ne sois pas si docile.
Bunun üzerine ben de kaçmaya kalkışacağım. Yaşantımı ıslah ettikten sonra, bir bebek kadar uysal olacağım.
"Je me suis fait avoir comme un môme!"
Oğlum ne zaman uysal bir Apaçi oldu?
Tu es un Apache, mon fils!
Amerikalılar sığır besliyor ama uysal ya da zayıf değiller.
Les Blancs soignent du bétail et ne sont pas efféminés.
Uysal?
Dociles?
Bu uysal atları nereden buldunuz?
Et où est-ce que vous avez trouvé - ces braves bêtes?
Uysal atlarınızın hepsini, tanesi 50 $'dan bize satmaya ve fazladan bir 100'lük daha kazanmaya ne dersiniz?
Est-ce que ça vous intéresse de nous vendre tous vos dociles chevaux à 50 dollars la pièce, et de gagner une centaine de dollars en prime?
Sana çok uysal olduğunu söylemiştim.
Je t'ai dit que tu étais trop tendre.
Uysal ve samimi insanları olan bir kasabaya.
Là où les gens prennent les choses tranquillement et sont sincères.
Yerinde olsam, onun daha uysal bir hayvana binmesini isterdim.
Je lui en donnerais un plus docile à ta place.
Galiba horozlarımız başka çöplüklerde daha uysal öter.
Je crois que nos coqs chanteraient plus doucement sur un autre toit.
Şimdi, bunlar çok ürkek, çok çekinik, uysal.
Ceux là sont très timides, très introvertis.
Uysal bir sihirbaz sadece. Demek ki buydu.
Il n'est qu'illusionniste.
Bakımsız biraz ama uysal bir tip.
Genre brave type, mais un peu ébouriffé.
Ne uysal değil mi? Nerede oturuyorsunuz?
Alors, tu nous donneras tout l'argent.
Yumuşak, uysal.
Accueillante, sociable.
Benim karım ise tam tersi. Hiç kavga etmez, hiç şikayet etmez, hiç karşılık ermez hep uysal ve itaatkar.
c'est tout le contraire. jamais un mot de travers.
Uysal, sevecen küçük bir hayvanı minyatür bir şeytana çevirdin.
Vous avez transformé un placide petit animal en un diable miniature
Dört saat içinde ilacın etkisi geçecek ve o eski uysal haline geri dönecek.
D'ici quatre heures, quand la drogue ne fera plus effet, il reviendra à son état placide habituel.
Concetta'yı severim çok kendi halinde ve uysal biri ama Tancredi'nin önünde muazzam bir gelecek var.
A Saint-Pétersbourg? Moi je l'aime bien. Elle me plaît... une jeune fille tranquille, obéissante...
Saygılı, uysal bir çocuktu.
Calmez-vous, on va trouver une solution.
Tecavüzden sonra gayet uysal birer eş oldular.
Je crois qu'elles ont ensuite fait des épouses supportables.
Artık uysal ve sessiz hizmetkarlar değiliz
Ne plus servir, ni même obéir Avouez
Gelin, bu tehlikeli ve şeytani eseri yakından inceleyelim uysal kadın tenine sarılıp sarmalanmış bu yeni türü...
Examinons cette nouvelle création maligne et dangereuse sous l'aspect d'un corps féminin...
Resime bakarsak ; 38-45 yaş arası, zor karakterli, görünürde uysal, kızgınken soğukkanlı, kadınlarla sükseli.
Je dirais que cet homme a entre 38 et 45 ans. Caractère difficile. Docile en apparence.
Ben uysal bir Apaçi'yim.
Je suis un Apache docile.
DeForest ise tam bir güneyli centilmen. Uysal, sakin. Keskin mizah gücü.
C'est un défi, et parce qu'il en est ainsi, c'est beaucoup plus drôle de commencer par une page blanche.
- Uysal gibi görünüyor.
Oh! Un cheval!
Güzel, uysal, itaatkar.
Belles, dociles, obéissantes. 500 du même modèle?
Ne cılız,.. ... yel vurmuş, uysal, pörsümüş, camgöz,.. ... çolak, eli kolu sarkık bir adam olacağını hiç düşündün mü?
Quelle sorte de lignée chétive... rachitique, laiteuse... desséchée, gourde, estropiée... boiteuse... engendreras-tu?
Tecrübesiz ve zarar vermeyi seviyor. Bense ona çok daha uysal davranıyorum.
Comme j'ai été naïve et destructrice pour nous deux!
Güzel dükkanlardaki insanlar kibar, uysal, ve tatlıdırlar.
Les pâtissiers sont des gens doux, aimables et bons.
Ya da biri çıkıp "Uysal mıdır?" Diye sormuyor mu?
Ou alors, quelqu'un demande :
Yumuşak ve kibar, sıcak ve uysal.
C'est doux, c'est léger, c'est chaud et c'est fondant.
Hayır, hafta içi uysal Clark Kent'tir.
En semaine, ils sont tous blancs!
Oh, çok uysal görünüyorlar.
Ils m'ont l'air très dociles.
Gözlemler altında, insanlara çok alışık, itaatkar, uysal, ve akıllı gözüküyordu, bu koşullandırma zorunlu olarak göz önünde tutulmamıştı.
Durant les tests, il s'est montré si gentil, docile et intelligent en compagnie humaine qu'on a jugé le conditionnement superflu.
Buraya Doutanuki kılıcıyla gelmişti ama bir ev kedisi kadar uysal!
Il a un sabre anti-cavalerie. Mais il a l'air doux comme un agneau.
Bir kedi yavrusu kadar uysalım ben.
Je suis inoffensif comme un chaton.
Bunu uysal olanına yükleseydik daha iyi olmaz mıydı?
Chargeons ça sur un mulet docile.
Bildiğiniz gibi, Komiser, en iyi adam hep en uysal olan değildir.
Les meilleurs hommes sont toujours les moins dociles.
Elimi uzattım ve onun sırtını okşadım. - Bir yavru kedi kadar uysal.
Il est doux comme un chaton!
Bir tanesi uysal - bu.
L'un est gentil : celui-ci. L'autre est méchant et féroce : celui-là.
Ya, çok uysal.
"Est-il apprivoisé?" Apprivoisé, mon œil!
Uysal olan bu.
C'est le plus docile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]