Uyur translate French
635 parallel translation
Bu kadın, Şeytan tarafından ele geçirilmiş bir cadı gibi yarı uyur yarı uyanık haldeyken gizemli bir arzunun fitili ateşlemesine dayanamıyor. Bu cinnetle, evinde yangın çıkmasından korkması arasında bir ilişki var mıdır?
Comme une sorcière forcée par le Diable, cette femme tous les deux le font en dormant et se réveillent - est menée à un mystérieux rite, frottant des allumettes... cette possession a-t-elle quelque chose à voir avec sa crainte morbide du feu
İyi bir uyku uyur, sabah aşağı inip, onlara gemi enkazı.. .. hakkında bilgi veririz ; ve kimse durumun farkında bile olmayacak.
On va bien dormir, on descendra demain matin et on leur parlera du naufrage, comme si de rien n'était.
Evet, hep böyle uyur.
Oui, il dort toujours ainsi.
Drina çalışır, pişirir temizlik yapar ve ertesi gün işe gidebilmek için yatağına gidip uyur.
Drina travaille, cuisine, récure et va dormir pour pouvoir recommencer le lendemain.
Birazdan uyur.
C'est embêtant.
Değirmende uyur vaziyette bulduğun berduşu hatırlıyor musun?
Vous vous rappelez le vagabond trouvé endormi au moulin?
Figaro uyur, Cleo uyur.
Figaro dort, Cleo aussi.
Ben olsam ara sıra biraz uyur, direksiyona onu geçirirdim.
A ta place... je le laisserais conduire, pour dormir de temps en temps.
Herkes ara sıra uyur, unuttun mu?
On a tous besoin de dormir.
Tüm bebekler günde 20 saat uyur.
Tous les bébés dorment 20 heures par jour!
Tanner, La Morte Rouge'dayken burada uyur.
Tanner y dort quand il est à La Mort Rouge.
Artık saatlerce uyur.
Elle dormira longtemps.
Umarım uyur, doktor.
J'espère qu'elle dormira, Docteur.
Hasta her zaman yatakta yatar, doktor kanepede uyur...
- Le patient dort toujours dans le lit. Le médecin est sur le divan, tout habillé.
- Biraz uyur musun?
Quoi? Essaie de dormir.
O benimle birlikte uyur.
Il dort avec moi.
Ne zaman yer, ne zaman uyur?
Quand mange-t-il et dort-il?
Noel Baba sakalları yorganın içinde mi yoksa dışında mı uyur?
Le père Noël dort-il avec sa barbe sur ou sous la couette?
Hep dışarıda uyur.
Toujours par-dessus.
"Kont Drakula bu tabutta uyur ama her akşam günbatımında uyanır."
"Dracula dort dans son cercueil mais se lève la nuit tombée."
Bir saat içinde herkes uyur.
- Il le faut. Dans une heure, tout le monde dormira.
- Kardeşiniz burada mı uyur?
Votre frère dort-il ici? Non, derrière.
Bütün gece dışardadır ve gün boyu da uyur.
sort la nuit... dort le jour.
Uyur gezere bağırmazsın.
Il ne faut pas réveiller la somnambule.
Evet. Yok olmuş kariyerin peşinden, hala uyur gezer gibi koşuyordu.
Elle déambulait sur les sommets vertigineux de sa gloire passée.
Baba, uyur musun lütfen?
Papa, essaie de dormir, d'accord?
Bunny az sonra uyur.
Bunny s'endormira tout de suite.
O bazen uyur.
Parfois elle dort.
Bayan, Tanrı yardımcımız olsun, İrlanda fakir bir ülke olabilir ama burada evli erkekler yatakta uyur, tulumda değil.
Femme, l'Irlande est sans doute un pays pauvre, Dieu ait pitié, mais ici, un époux couche dans un lit, pas dans un sac!
- Üçü benimle uyur.
- Trois dorment avec moi.
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! O da soruyordur.
Elle est réceptionniste à l'hôpital, blonde, yeux bleus, pèse 48 kilos, cuisine à merveille et ne pose aucune question!
O her yerde rahat uyur.
Elle dort toujours bien, n'importe où.
Böyle sarhoş olduğu zamanlar taş gibi uyur Bay Libby.
Quand il s'endort comme ça, il en a pour la nuit.
Daha uyumadı, ama birazdan uyur. Böylece ağlamayı da keser.
Pas encore, mais elle le sera bientôt... et il n'y aura plus de larmes.
Onlar geceleri en iyi atlarını yanı başlarına bağlayarak uyur.
Ils dorment attaches par la taille a leur poney.
Burada 1-2 arası herkes uyur.
Ici, tout le monde fait la sieste entre 1h et 2h.
İnsan bu gürültüde nasıl uyur?
On ne peut s'endormir.
Kahramanlar da uyur.
Les héros aussi ont besoin de sommeil.
- Hatta şapkası başında uyur.
Il dort même avec.
Şimdi uyur.
Il va dormir maintenant.
İsrailoğullarını koruyan ne gaflete düşer, ne de uyur.
Voici, il ne sommeille ni ne dort, celui qui garde Israël.
Uyur numarası yapıyorsunuz, ha?
Vous faites semblant de dormir?
Az yer, az uyur.
Il mange et dort peu.
Jabe tabancası yanında uyur.
Jabe dort avec un pistolet à portée de la main.
Bir çocuğun vücudu her saat uyur.
Les enfants grandissent sans cesse.
Hayatlarında ilk kez, bütün çocuklarımızı uyur halde görüyorum.
Pour une fois. les enfants semblent dormir.
Kuzeyde, çok uzaklarda, o mağarada genç bir tanrı uyur.
Loin au nord, un jeune dieu dort dans cette caverne.
Bu saatlerde herkes uyur. - Güzel. - Benim dışımda.
À cette heure-ci, tout le monde dort... sauf moi.
Sen hep uyur musun?
Tu te sors plus du lit?
Herkes uyur.
Dormez.
O şimdi taş gibi uyur.
Il en a pour toute la nuit.