English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uzmanlık

Uzmanlık translate French

1,365 parallel translation
İnsanlar yıllarca bunun için uzmanlık dersi alırlar.
Il faut étudier des années pour maîtriser ça.
Bu senin uzmanlık alanına giriyor.
Cela relève de votre champ de compétence.
Çünkü senin de dediğin gibi bu benim uzmanlık alanım.
C'est, vous l'avez dit, mon champ de compétence.
Planlamak, bu üniversitede uzmanlık alanı değildir.
Prévoir n'est pas une discipline universitaire.
Aslında bu benim uzmanlık alanım değil.
Ce n'est pas vraiment mon domaine.
Şöhretin benim uzmanlık alanım olması gerekiyordu.
Tu sais, la célébrité est censée être mon terrain de jeu.
Uzmanlık alanım nükleik asit emisyonları.
Spécialiste en émission d'acides nucléiques.
Uzmanlık alanı insanlardan kurtulmak olan biriyle hangi kadın çıkmak ister?
Quelle fille voudrait d'un mec expert en rupture?
Hepimizin uzmanlık alanları vardı.
Chacun avait son domaine d'expertise.
Bu benim uzmanlık alanıma girmiyor Bay Hartford.
Ce n'est pas mon domaine, M. Hartford.
Dostumuz Alan. Bu onun uzmanlık alanı.
Notre cher ami Alan... c'est sa spécialité, pour ainsi dire.
Endişelenmeyin. Bu benim uzmanlık alanım.
Rassurez-vous, c'est ma spécialité.
- Hayır, benim uzmanlık alanım kaynakçılık.
Mon travail est... est soudeur.
Sürtüklük Eun Da-young'un uzmanlık alanı.
Eun Da-young est une sacrée salope!
Uzmanlık alanım kanamasız ameliyatlardı.
J'étais spécialisée en chirurgie sans saignement. Toujours sans saignement.
- Cinsel taciz benim uzmanlık alanım.
- Le harcèlement est ma spécialité.
- Uzmanlık alanınınız beyin mi?
- Votre spécialité est le cerveau - Oui
- Uzmanlık alanınız nedir?
- Quelle est votre spécialité?
Eee, en son uzmanlık çalışmanı ne zaman yapacaksın?
Alors quand vas-tu passer ton examen final?
Komşuları uzmanlık alanını bilmiyor. Ama evine devamlı enfes kadınlar girip çıkıyormuş.
Aucun voisin ne connaissait sa spécialité, mais des jolies femmes passaient souvent.
Karaborsa onun uzmanlık alanıdır.
Le marché noir, c'est sa spécialité.
- Bu senin uzmanlık alanın değil.
Ce n'est pas dans ton domaine.
Bu onun uzmanlık alanıdır.
C'est sa spécialité.
Size söyledim Bayan Garrett, benim uzmanlık alanım yeraltı değil.
Je n'ai aucune compétence dans ce domaine, vous le savez.
Sanırım bu sizin uzmanlık alanınız.
Je croyais que c'était votre spécialité.
Benim uzmanlık alanımı bilmek istemezsin.
- Vous ne voudriez pas la connaître. - Laissez-moi deviner.
Belki de farklı bir uzmanlık seçmeli.
Elle devrait penser à changer de spécialité.
Söylesene, uzmanlık alanın ne, arabalar mı, patlamalar mı?
Alors, quelle est ta spécialité, les voitures, les explosions?
Bu benim uzmanlık alanım.
C'est mon alma mater.
- Las Vegas uzmanlık alanlarımdan bir...
La région de Las Vegas est une de mes spécialités...
Birkaç dakikada öğrenirsin, Uzmanlık alanımdır.
Une minute pour apprendre, une vie pour maîtriser.
Bu senin uzmanlık alanın.
C'est plus ta spécialité.
Son günlerde pek çok şeyi, benim uzmanlık alanım ilan etmeye başladın.
Il semble que tu fasses de pas mal de choses ma spécialité en ce moment...
Sana benim uzmanlık alanıma girdiğini söylememe gerek yok sanırım.
Je n'ai pas besoin de te dire que entre dans mon domaine de prédilection.
İki uzmanlık ve bu da onu bizim için Süper-Doktor yapıyor.
"Deux spécialités, qui font de lui un..." "Super Doc!"
Oh, işte bu benim uzmanlık konum.
Oh! Ça, c'est mon domaine.
Bunun en sonunda senden kurtulma teşebbüsü olmasını istediğimden değil, fakat bu tip uluslararası pazarlıklar tam olarak senin uzmanlık alanın değil mi?
Sans avoir l'air de vouloir me débarrasser de vous, les négociations internationales ce n'est pas précisément votre domaine?
Evet bu onun uzmanlık alanı.
C'est sa spécialité.
Sana bu işi bitirmenin en iyi yolunu soracaktım. Ama galiba ayrılıklar senin uzmanlık alanına girmiyor.
J'allais te demander conseil, mais je crois que la rupture n'est pas ton point fort.
- Uzmanlık alanı ne?
- Quelle est sa spécialité?
Görünüşe göre senin uzmanlık alanın.
Ça a l'air d'être votre spécialité.
Ama uzmanlık alanım değil.
Mais c'est pas ma spécialité.
Peki özel uzmanlık alanınız nedir?
Et quel est votre domaine de compétence?
Uzmanlık alanı bu davadaki konularla ilgili.
Ses connaissances sont pertinentes.
- Uzmanlık alanınız nedir?
Quel est votre domaine?
Bu benim uzmanlık alanımdır.
Ok, vous voulez quoi encore?
Lenore ve ben güzellik uzmanlığı eğitimine katıldık.
Lenore et moi, on s'est rencontrées à l'école d'esthéticienne.
Üzgünüm, bu benim uzmanlık alanıma girmiyor.
Désolée, je ne suis pas experte.
Uzmanlık Gerektiren Suçlar Bölümü Alembic Binaları, Londra
Parlons de cette fausse identité. Vous vous faisiez appeler Sophie.
Aslında uzmanlığım cerrahlık ama ortopedide çalışıyorum.
J'ai une formation en chirurgie, mais j'ai pratiqué l'orthopédie.
19 yaşında tedirgin bir kızı sakinleştirmek gerektiğinde uzmanlığım İngiliz anahtarıyla beyin ameliyatı yapan bir felçli kadar.
Je suis aussi doué pour consoler une fille de 19 ans, qu'un paralytique qui opère un cerveau à la clé à molette.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]