Uçagı translate French
9,358 parallel translation
- Cehennem uçağı!
Un vol infernal!
Uçağın saat kaçta?
À quelle heure est ton vol?
- Sana uçağını kaçırdığını söylemem gerekiyor.
Je suis censée vous dire que vous avez raté votre vol. Merci.
Uçağınız 15 dakika içinde kalkacaktır Bayan Harrison.
Embarquement dans 15 minutes, Mme Harrison.
Şüpheli USS827 uçağından, Amy Harrison olarak geldi.
La suspecte voyage sous le nom de Harrison, Amy, elle est sur le vol USS827.
Uçağımız bekliyor. Anlaşıldı. Trafik Kontrol'den bilgilendirme bekliyoruz.
Nous attendons une mise à jour de surveillance du trafic.
Efendim, düşman uçağının teşhisi konusunda bu daha çok bir...
Commandant, pour l'identification de l'aéronef ennemi, il ressemble plutôt à...
Paraya bu kadar ihtiyacın varsa, neden uçağını satmıyorsun?
Si tu as vraiment besoin d'argent, pourquoi tu ne vend pas simplement l'avion?
Uçağımı satmamı istiyorlar.
Ils veulent que je vende mon avion.
- Uçağı kaçıracağız, Aarav.
Nous allons manquer notre vol, Aarav.
Bay Ruparel, uçağınız kalkmaya hazır.
M. Ruparel, le vol est prêt pour le départ.
Aarav, bu uçağı kaçıramayız.
Aarav, on ne peut pas rater ce vol.
Uçağına binmeden önce seni kesinlikle görmek isterim.
Je dois absolument te voir avant ton départ.
Biliyorum. Uçağım çok erken kalkıyor.
J'ai un avion à l'aube.
- Uçağım.
- Quoi?
Uçağını kaçıracaksın.
- Je relaxe.
- Bu manyak yüzünden uçağımı kaçırırsam...
Si je rate mon vol à cause de ce cinglé...
- Uçağımı kaçırdım.
J'ai raté mon avion.
Bu gece kalkan bir askeri nakil uçağı var.
Il y a un avion-cargo qui part ce soir.
- Şu aptal uçağını çek bizden! - Evet!
Enlève ton stupide avion.
Uçağıma yetişmem lazım.
Je vais louper mon avion.
Lion uçağında esrar taşıdığını söyledi.
Le Lion nous a dit que tu transportais de la marijuana.
Haklıysam bir-iki gün içinde gideceğim ama yanılıyorsam sorgusuz sualsiz, hiçbir suçlama olmadan bir sonraki Londra uçağına binmiş olacağım.
Si j'ai raison... je partirais dans un jour ou deux, mais si j'ai tort, je serais dans le prochain vol pour Londres, sans poser de questions, sans récrimination.
O deniz uçağına ihtiyacım var dostum.
Il me faut cet hydravion. Allez.
Bizi Norveç'e götürecek bir deniz uçağı kiralamak umduğumdan çok daha pahalı tatlım.
Louer un hydravion pour aller en Norvège coûte plus cher que je croyais, ma puce.
Şu andan itibaren U-2'ya casus uçağı veya keşif uçağı demeyeceksiniz.
À partir de maintenant, ne parlez plus de l'appareil U-2 comme d'un avion espion ou d'un avion de reconnaissance.
Uçağı Sovyet hava sahasında terk etmek zorunda kalma ihtimali olduğundan uçağın gövdesinin içine 1,1 kilo ağırlığında patlayıcı yerleştirildi.
Si vous deviez abandonner l'appareil au-dessus du territoire soviétique, il y a une charge explosive d'un kilo à l'intérieur du fuselage.
Eğer yakalanmak kaçınılmaz akıbet ise uçağınızla birlikte düşeceksiniz.
Si une capture vous semble inévitable, vous vous écrasez avec votre avion.
- Uçağın içine yerleştirildi.
Installé dans l'avion.
Başkan, NASA'ya ait bir meteoroloji uçağının dört gün önce Türkiye'nin kuzeyinde kaybolduğunu açıkladı.
Le président a annoncé qu'un avion météorologique a disparu au nord de la Turquie.
Radar, uçakla temas kesilmeden önce, uçağın rotadan çıktığı ve Sovyet hava sahasına girdiğini gösteriyor. Bu da uçağı bulmak veya pilota ulaşmak için yapılan çalışmaları zorlaştırıyor.
Selon les radars, l'avion a dévié de sa trajectoire et est entré en territoire soviétique avant que le contact soit perdu, ce qui complique les procédures pour récupérer l'avion ou les restes du pilote.
Uçağın 20 bin metre yükseklikte seyredebildiğini biliyoruz.
On sait qu'il peut atteindre 21 000 mètres.
Olumlu tarafından bakarsak senin için özel uçağını gönderecek.
Le côté positif, il enverrait son jet privé pour toi.
- Bizim için özel uçağını mı getiriyor?
Et on embarque sur son avion privé?
Uçağı mı kastediyorsun?
Quoi, l'avion?
Hadi tatlım, uçağınız 2 saat sonra.
Dépêche, ton avion est dans deux heures.
Lara, Ochoa'nın filosundan 57 uçağın uçuş izinlerini iptal ettirdi.
Lara interdit l'espace aérien à 57 avions de la flotte Ochoa.
Bugün havaya uçan uçakta bir bomba olması muhtemel. Avianca Hava Yolları şirketinin Boeing 727 adlı uçağı...
Une bombe serait à l'origine du crash d'un Boeing 727 de la compagnie Avianca...
Koca uçağı patlatmak?
Il a pas fait exploser un avion.
Ve beni, o siktiğimin uçağıyla birleştirebilecek kim varsa öldürün.
Tuez tous ceux qui pourraient me relier à cet avion.
Avianca uçağının patlaması César Gaviria'a dalga dalga yardım gelmesine sebep oldu.
L'attentat a suscité une vague de soutien pour Gaviria.
Belki de o uçağı patlatmak çok kötü bir karardı.
En faisant sauter cet avion, t'es allé trop loin.
Tanrım, adam bir uçağı patlattı!
Escobar vient de faire sauter un avion!
Hemen dön, hatta acele edersen dönüş uçağını yakalarsın.
Dépêche-toi, tu peux encore prendre un vol pour rentrer chez toi!
Ne uçağı?
Quel avion?
Yarın uçağın kaçta?
A quelle heure est ton vol, demain?
Ama biz de merak ediyoruz, neden yetkisiz bir Amerikan savaş uçağı bizim sınırlarımızda bulunuyor?
Mais nous étions curieux, alors, pourquoi un avion militaire américain non autorisé serait trouvé au sein de nos frontières.
Sizin uçağınızla ilgilenmiyor.
Il se fiche de votre avion.
Uçağın elektriği bir şekilde kayaların içine sıkışmış.
De l'électricité à partir de l'avion est prise au piège à l'intérieur des roches.
- Çünkü Sean'ın uçağını bulduk.
Parce qu'on a trouvé l'avion de Sean.
Uçağın, buraya nasıl geldiğini bulmaya çalışıyoruz.
On... On essaye de comprendre pourquoi l'avion est là.